Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İ'lem eyyühe'l-aziz! İnsan bir yolcudur. Sabavetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder. Her iki hayatın levazımatı, Mâlikü'l-mülk tarafından verilmiştir. Fakat o levazımatı, cehlinden dolayı tamamen bu hayat-ı fâniyeye sarf ediyor. Halbuki o levazımattan lâekall onda biri dünyevî hayata, dokuzu hayat-ı bâkiyeye sarf etmek gerektir. Acaba birkaç memleketi gezmek için hükûmetten yirmi dört lira harcırah alan bir memur, ilk dâhil olduğu memlekette yirmi üç lirayı sarf ederse öteki yerlerde ne yapacaktır? Hükûmete ne cevap verecektir? Böyle yapan kendisine akıllı diyebilir mi? Binaenaleyh Cenab-ı Hak her iki hayat levazımatını elde etmek için yirmi dört saatlik bir vakit vermiştir. Çoğunu aza, azını çoğa vermek suretiyle yirmi üç saat kısa ve fâni olan dünya hayatına, hiç olmazsa bir saati de beş namaza ve bâki ve sonsuz uhrevî hayata sarf etmek lâzımdır ki dünyada paşa, âhirette geda olmasın! Mesnevi[Y] - 225
İmparatorluğun Avrupa kapitalizminin siyasi-iktisadi man­tığına dahil olmasını kurumsallaştırma yolunda atılan ilk adım, 1838'de lngiltere'yle yapılan ticaret antlaşmasıydı. Ör­neğin, 1842'de Çin'le yapılan Nanking antlaşmasının tersine, bu antlaşma öncesinde doğrudan bir zorlama olmamıştı. Ama Osmanlı idaresi, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın tehdi­ dine karşı Avrupa'nın desteğini sağlama kaygısı içindeydi. Mehmet Ali ordusuyla birlikte İstanbul'un çok yakınına gel­miş ve ancak İngiliz desteği sayesindedir ki Osmanlı bürok­rasisi bu işten kazasız belasız sıyrılabilmişti. 1838 antlaşması kısmen bile olsa bu müdahale için ödenen diyetti; antlaşma­nın, devletin verdiği bütün tekelleri yasaklayan hükmü, Mısır valisine devletçi reformlarını yürütme imkanı veren eski dü­zenin bir ilkesini ortadan kaldırıyordu. Ayrıca, İngiliz tüccar­lar değer üzerinden alınan yüzde 12'lik tek vergi dışında hiçbir vergi ödemeden mal satın alıp ihraç edebileceklerdi. Aynı şekilde bütün ithalattan yüzde 3 oranında bir resim alı­nacaktı.
Reklam
Talât Paşa ve Dr. Nâzım, İttihat ve Terakki genel merkezinde bir gün tam bu işi konuşurlarken Enver Paşa içeri girer. Talât sözünü esirgemez. Neyi konuştuklarını ve bu işin artık yapılmasını enver Paşa'ya bir daha hatırlatır. Enver Paşa'nın cevabı şudur: - Mustafa Kemal'in mirlivalığa (tuğgeneral) terfi iradesi cebimdedir. Ama siz onu bilmezsiniz. O hiçbir şeyle memnun olmaz. General olur, korgenerallik ister. Korgeneral olur, orgenerallik ister. Orgeneral olur, müşirlik ister. Müşir yaparsınız bununla da yetinmez, padişahlık ister! Mustafa Kemal'e Enver Paşa'nın bu sözlerini naklettikleri zaman cevabı şu olmuştur: — Ben Enver'in bu kadar zeki ve ileri görüşlü olduğunu bilmezdim…..
“İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah” Ziya Paşa
Mâmâfih, Türkçülüğe dair bütün bu hareketler sonuçsuz kalacaktı, eğer Türkleri Türkçülük mefkûresi etrafında birleştirerek büyük bir inkıraz tehlikesinden kurtarmaya muvaffak olan büyük bir dâhi zuhur etmeseydi! Bu büyük dâhinin ismini söylemeye hacet yok, bütün cihan bugün Gazi Mustafa Kemal Paşa ismini mukaddes bir kelime addederek her an hürmetle anmaktadır. Evvelce Türkiye'de, Türk milletinin hiçbir mevkii yoktu. Bugün her hak Türk'ündür. Bu topraktaki hâkimiyet Türk hâkimiyetidir; siyasette, harsta, iktisatta hep Türk halkı hâkimdir. Bu kadar kat'i ve büyük inkılâbı yapan zât, Türkçülügün en büyük adamıdır. Çünkü: Düşünmek ve söylemek kolaydır. Fakat, yapmak ve bilhassa muvaffakiyetle neticelendirmek çok güçtür.
Sayfa 20 - KapraKitabı okuyor
Pratik, sayısız çeşitlemelerle olayı değiştirebilir...
Sözgelimi savaşın başında Türkler Tuna'yı geçmemize ve Balkanlar'a sarkmamıza olanak vermişler, kalelerini, kentlerini bize terk ederek kazma kürekmiş, pibodi tüfeğinin önemiymiş hiç düşünmeden geri çekilmişlerdi. O sıralar fanatizmi de unutmuş görünüyorlardı. İşin ciddiyetine tamamen Plevne önlerinde vardılar. Derken Plevne kalesinin
Sayfa 975 - 976 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Diyarbakırlı Said Paşa
Korkma düşmandan ki ateş olsa yandıramaz seni Müstakim ol Hazret-i Allah utandırmaz seni
Başkumandanlık Kanunu
Baskent Ankara tehdit altindaydi ve Eskişehir başta olmak üzere pek çok yer Yunanlar tarafından işgal edildi. Büyük bir moral bozuklugu oluşmuştu. İşte o sürecte Meclis'te sert tartışmalar yaşanıyor. Özellike muhalif milletvekilleri Mustafa Kemal Paşa'nin ordunun basina geçmesini istiyorlar. Bir sorumlu ariyorlar. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa başkumandanlık teklifini kabul etmiştir. Ancak bazi şartları oldugunu da söylemistir. Bunun üzerine Baskumandanlik Kanunu çikarilmis ve 5 Agustos 1921'de Mustafa Kemal Pasa'ya baskumandan yetkisi verilmistir.
Sayfa 196Kitabı okudu
2. İnönü muharebesi
Mustafa Kemal Pasa Ismet Pasa'ya hitaben "Siz orada yalniz düşmanı değil milletin makus talihini de yendiniz. Istila altindaki topraklarimizla beraber bütün vatan, bugün en ücra köselerine kadar zaferinizi kutluyor” seklindeki ünlü mesajini yazmistir.
Sayfa 192Kitabı okudu
Ziya Bey tah­sil için İstanbul'a geldiği zaman (Veteriner Mektebi talebesi) kuruculardan İbrahim Temo ile İshak Süküti tarafından yemin merasimine tabi tutularak, cemiyetin asli üyesi oldu.
Sayfa 165Kitabı okudu
Reklam
İttihat ve Terakki'nin doğuşu hikayesi, hem basit, hem ka­rışıktır. Daha doğrusu Abdülhamit'e karşı reaksiyon, direniş ve örgütlenme, hiç bir zaman tam, bütün, otoriter ve birlik bir teşkilat haline gelmedi. Ama mücadeleye karışanlar, oldukça çoktur.
Sayfa 162Kitabı okudu
Gerçi İkinci Abdülhamit 1878'de Meclisi Mebusan'ı kapat­mıştı.
Sayfa 161Kitabı okudu
İkinci Meşrutiyet, aksiyon itibarıyle İttihat ve Terakki'nin eseridir denilebilir.
Sayfa 160Kitabı okudu
“İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah” Ziya Paşa
Öldürülmeden kısa bir süre önce Berlin'de Talat Paşa ile konuşmuştum. Savaşı kaybetmiş olmamıza ve gelecek için kara bulutların üzerimizde dolaşmasına rağmen Talat Paşa başını dik tutarak 'başaracağız ve güneş yeniden doğacak' diyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.