Siz bize her ağır iftirayı attıktan sonra gönlümüzü avlamak için ‘cins-i latif’ diyorsunuz. Biz de size bütün o erkekçe böbürlenmelerinize, erkeklik iddia ve gururlanmalarınıza rağmen ‘cins-i zayıf’ diyeceğiz… Çünkü her yerde polat kesilen erkek, kadın karşısında sıfırı tüketir…
Evet, erkek sırları kadınınkine benzemez. Onun evlilik hukuku, ailece olan imtiyazları büyüktür, bambaşkadır. İsterse şer’an dört karı alır. Beşincisine, altıncısına da bir yasak yoktur. Arzu buyurursa karısını döver, keserle, baltayla ona ait kilitli eşyayı kırar… Ne isterse yapar, yapabilir… Bütün hüküm, kuvvet onundur. Kadının kocasına karşı bir sırrı olamaz; fakat kocanın kadına karşı olur. Biri bütün manasıyla hakim, öteki esirdir. Ben bu ortaçağ adetlerinden nefrer ediyorum.
Her koca karısının, her kadın kocasının sadakatsizlik sırlarını tamamıyla koyu koyu bilse, veyahut müsaadenizle söyleyeyim ki sezdiğini, bildiğini büsbütün dışarı vursa pek çok evler barklar gürül gürül yıkılır; dünyada pek az evli çift kalır…