12 Kasım 1929’da, gerçeküstücü bir ressamın oğlu olarak Almanya’da Garmisch-Partenkirchen’de dünyaya geldi.
1945’te, on altı yaşındayken askere çağrılınca eğitimini sürdürdüğü Waldorf okulundan ayrıldı. Savaştan sonra 1948-1950 yılları arasında bir drama okuluna katıldı, aktörlük yaptı, skeçler ve kısa oyunlar yazdı, Münih Halk Tiyatrosu’nda yönetmenlik ve Bavyeralı bir yapım şirketi için film eleştirmenliği yaptı.
Yazar olarak ilk büyük başarısı, çocuklar için yazdığı Cim Düğme ve Lokomotifçi Lukas (Jim Knopf und Lukas der Lokomotivfuehrer)’dir. Fantezi dünyasını seçen, fakat gerçek dünyayla olan bağlarını da koparmayan öyküleriyle pek çok övgü ve ödül almasına karşın alçakgönüllülükten vazgeçmemiştir. Fantezi romanı Bitmeyecek Öykü’yle dünya üzerindeki milyonlarca çocuğu büyüleyen Michael Ende, 64 yaşında, Stuttgart’ta mide kanseri sonucu yaşamını yitirdi.
Yazın hayatına 1950’lerde kabare senaryoları yazarak başlayan Ende’nin en çok ses getiren kitabı 1979’da yayımlanan The Neverending Story’ydi (Bitmeyecek Öykü). Roman 30’dan fazla dile çevrildi ve uluslararası alanda çok satanlar listesine girdi. Ayrıca Momo adlı kitabı ise büyük ses getirdi. Kitabında zamandan bahseden yazar, bu romanın hikayesini birinden duyduğunu, duyduklarını hiç değiştirmeden bize aktardığından bahsediyor yazarımız.
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR
Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa...
Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰
Değerli
Bir kitabın beğenilmesinde kişisel zevkler, hayat görüşü vs. ve daha bir sürü şey bu alanı tehdit ediyor. Tehdit dedim çünkü; fikir alış-verişinde (aslında bunu başka türlü yazacaktım vazgeçtim) bulunanlar genelde çoğu zaman anlaşmazlığa düşerler. İnsan aslında daha ilk başta anlaşamayan bir varlık
Hayatınıza küçücük de olsa dokunan insanları bilirsiniz.O insanlarla zaman daha kıymetlidir.
Peki hayatınızdan zaman çalanları bilir misiniz? Eminim ki farkında değiliz.
Eskiden bir günde alınan yollar şimdi en cok 5 saatte alınıyor. Eskiden günlerce süren işlerimiz şimdi çabucak bitiyor. Eskiden
Momo..
Seninle tanışmamız 9 yıl öncesine dayanıyor. Dün gibi hatırlıyorum, 11 yaşına yeni girmiştim. Babamdan hediye olarak kitap almasını isterdim hep. Babam da ismine, kırmızı punto ile yazılmış olmasına, içerisindeki resimlere bakarak Momo'nun bir çocuk kitabı olduğuna kanaat getirmiş olsa
Küçük bir kızın zamanı nasıl kullandığını anlatan muhteşem bir roman. Çoğu zaman bir merhabayı bile çok gördüğümüz yakınlarımız var. İnsanın insana zaman ayırmadığı bir çağda yaşıyoruz. Çocukları mutlu etmek için bilgisayar, cep telefonu ve bir sürü oyuncak alıyoruz. Fakat onlara zaman ayırmıyoruz. Ve mutsuz çocuklar yetiştiriyoruz. İşte bu noktada Momo ortaya çıkıyor. Momo çıplak ayakları, yamalı eteği, büyük bir erkek ceketi ve kaplumbağasıyla dolaşan küçük bir kızdır. Tiyatro harabelerinde yaşar. Onun en önemli özelliği insanları can kulağı ile dinlemesidir. İnsanlar anlatır anlatır ve o dinler. İnsanlar ona anlatırken sorunlarına çözüm bulurlar. Çocuklar ise onun etrafında toplanırlar. Birlikte hayal gücü yüksek oyunlar oynarlar. Momo, insanların boş zamanını çalarak sevdikleriyle ilgilenmelerine izin vermeyen duman adamlarla da tek başına mücadele eder ve bu savaşı kazanır. Bu romanı mutlaka okuyun. Momo‘dan öğreneceğimiz çok şey var. Unutmayın zaman yaşamdır. Ve yaşam yürekte başlar...İyi okumalar.
MomoMichael Ende · İstanbul Kürt Enstitüsü · 062bin okunma