Evet Balıkçı(Halikarnas) günün birinde, sanırım daha Bodrum'da kalıyordu o zaman, British Museum müdürlüğüne bir mektup yazmış, güzelim İngilizcesiyle, demiş ki bu eserler Ege'nin açık havasında, parlak güneşinde, gök ve denizin mavisinde yaratılmış, onlar bu çevreye göre yapılmış, onlar bu çevrede yaşayabilir ancak, Londra'nın sisinden, pusundan bozulup yıpranırlar, onlara mavi gerek. -Peki ne olmuş sonucu? Acı ve gülünç bir sonuç: Müzeden nazik bir mektup gelmiş Balıkçı'ya, "Uyarınıza teşekkür ederiz" diyorlar, "çok haklısınız, biz de bu eserleri kendi alıştıkları çevreye sokmak için yeniden, salonlarımızın duvarlarını maviye boyadık...
Sayfa 61 - Bodrum'dan kaçırılaran eserler hakkında...Kitabı okuyor
Kulübünüzün temel düsturu ne peki?
"Sonuç itibariyle yönetmeliğin yedinci maddesi uyarınca kulüpte sadece kitap okumak için değil, aynı zamanda da bu kitaplara uygun yaşamak için bulunuyoruz."
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
“Kölelerden oluşan hiçbir devlet sonsuza kadar yaşayamaz. Eski gelişim yasası işlemeye devam ediyor. Gösterdiğim gibi varoluş mücadelesinde, güçlüler ve güçlülerin soyu hayatını sürdürme meyli gösterirken, zayıflar ve zayıflardan türeyen nesillerse ezilip yok olma eğilimindedir. Bunun sonucunda güçlüler ve güçlülerin soyu yaşamaya devam ederken,
Sayfa 384 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Neden/Niçin Evlendiniz?
Derken, yavaş adımlarla uçağa doğru yürümeye koyulduk. Yerimize oturduk. Benim yanımda yeni evli oldukları anlaşılan bir çift vardı. Uçak havalandığı dakikada aralarında kısık sesle yürütülen ama içeriği sert bir tartışma başladı. Her ne kadar elimdeki kitaba yoğunlaşmaya çalışsam da birbirlerine sarf ettikleri iğneleyici sözler, dikkatimi
Kapı Yayınları
Enerji işin ahlaki kısmı ile ilgilenmez. Enerjisi sadece senden gelen sinyallere cevap verir peki bu, sonuç itibariyle ne anlama gelir? Cevap umut vaat ediyor ; Kendi oluşturduğumuz bu dünyayı, her an değiştirebiliriz.
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Enerji, işin ahlaki kısmıyla ilgilenmez. Enerji sadece senden gelen sinyallere cevap verir. Peki bu, sonuç itibarı ile ne anlama gelir? Cevap umut vadediyor; Kendi oluşturduğumuz bu dünyayı, her an değiştirebiliriz.
Sayfa 103 - Elips Kitap, İstanbul, 2010.Kitabı okudu
Enerji, işin ahlaki kısmıyla ilgilenmez. Enerji sadece senden gelen sinyallere cevap verir. Peki bu, sonuç itibarı ile ne anlama gelir? Cevap umut vadediyor; Kendi oluşturduğumuz bu dünyayı, her an değiştirebiliriz.
Sayfa 101 - Elips Kitap, İstanbul, 2010.Kitabı okudu
Duygular insanın içinde kendiliğinden varolmaz. Onları Yaratıcı yaratır.
"Kedi aç galiba, miyavlıyor, dedim ve besledim." "Hayır Kırmızı. "Kedi aç demek bir düşüncedir. Benim sor- duğum senin içinde oluşan şey..." "Hımm, kedinin acıklı sesini duyunca içim buruldu. Evet, acıma diyebilirim. Evet, evet acıma hissi ona karşı hissettiğim buydu. "Hadi şimdi bunu da käğıda
Sayfa 298Kitabı okudu
Bir konu ile ilgili Google’da araştırma yaptığınızda yaklaşık olarak 1,5 milyon sonuç ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Peki, bu bilgilerden hangisi doğru veya aradığınız cevap hangisi? İşte bu noktada bilgiye ulaşmak kadar doğru bilgiyi süzebilmek de önemli.
Reklam
Peki ya sonuç ?
Bir nevi o kalabalığın içinde kaybolmayı reddettim..
Olasılık nedir?
Olasılığın fizikteki anlamı yaşamdaki sıradan, ya da kumarhanedeki anlamıyla, tamı tamına aynıdır. Bu, belli bir olgunun gerçekleşmesinin şansı ya da olabilirliğidir. İyice dengelenmiş bir parayla düzgün olarak yazı-tura atılırsa tura gelmesinin de yazı gelmesinin de şansı elli-ellidir. Dolayısıyla her iki sonucunda olasılığı tamı tamına 1/2. Bu
Sayfa 376 - Alfa Bilim
Neden 'isteyen' herkes başarılı olamıyor?
Ne zaman kalabalık bir gruba konuşma yapsam hemen sorarım: "Kimler başarılı olmak istiyor?" Katılımcıların % 99'u "ben" anlamında ellerini kaldırır. Gülümseyerek teşekkür ederim. Ardından ikinci soru gelir: "Peki sizce insanların yüzde kaçı başarılı, mutlu ve yaşadığı hayattan memnun? Yüzde kaçı hayal ettiği hayatı yaşıyor?" Gelen cevap: "% 5 ile % 10 arasında!" Yaş, eğitim, cinsiyet fark etmeksizin aynı soru üç aşağı beş yukarı aynı cevabı getiriyor. Ne ilginç bir sonuç değil mi? Bu kadar çok insanın istediği, bu kadar az insanın elde edebildiği başka ne var dünyada? Sosyal başarı, maraton yarışlarına benzer. Yarışın başında 100 kişinin 99'u kazanmak istediğini söyler, yarışın sonunda 10 kişi kalır. Peki kaybeden % 90'lık kesim nereye takılıyor? Neden 'isteyen' herkes başarılı olamıyor? Dünyada daha çok başarılı insana yer ve talep varken, neden bu kadar az 'başarılı' insan var? Bu sorulara bulduğum cevaplar beni bu kitabı yazmaya zorladı. Daha fazla başarılı olmak istemeniz sizi bu kitaba getirdi. Başarıyla randevunuza hoş geldiniz!
- "Lev Tolstoy' un Savaş ve Barış 'ı yazarken her gün etle beslendiğini söylerler. Anna Karenina' yı yazarken de durmadan et tıkınırmış. - Peki, Kroçyer Sonat'ını yazarken de et yer miymiş? - Kroçyer Sonat kısa bir roman, ama Tolstoy yalnız sebze yiyerek Savaş ve Barış 'ı yazmaya kalksaydı sonuç ne olurdu pek merak ediyorum."
Divide et impera demişler: Böl ve yönet. Böl ki zenginleşesin; böl ki insanları kandırasın, kafalarını karıştı­rasın ve adaletle alay edesin. İşçileri bölüp dağıtın; her birine ödenen yevmiye kişi başı üretilen değeri aşıyor bi­le olabilir, ama buradaki mesele o değil. Yirmi gün çalı­şan bin adamın emeği, elli beş yıl çalışan tek bir adamın emeği üzerinden ödendi; peki, ama tek başına birisinin bir milyon asır çabalasa da başaramayacağı şeyi bin kişi yirmi günde başardığına göre, bu alışveriş hakça mıdır? Bir kere daha hayır: Tek tek emeğin karşılığını ödeyince kolektif emeğin karşılığını ödemiş olmuyorsunuz. Sonuç olarak, karşılığını vermediğiniz bir kamusal mülkiyet hakkı daima mevcut ve siz ondan haksız yere faydalanı­yorsunuz.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.