Lütfen ..
“ Düş gören bir adam gibi konuşmaktan vazgeç. ”
Kendini kandırıyorsun
“ Yalnızlığın bir şey öğretmediğinden, kayıtsızlığın bir şey öğretmediğinden başka hiçbir şey öğrenmedin. Bu bir aldat­macaydı, göz alıcı ve tuzaklı bir yanılsamaydı. Yalnızdın, hepsi bu, ve kendini korumak istiyordun ; dünyayla senin arandaki köprüler sonsuza dek atılsın istiyordun. Ama sen bir hiçsin, dünya ise öyle kocaman bir sözcük ki. ”
Reklam
Kaçamıyorsun
“ Sana geldiler, koluna yapıştılar. Sanki kendi şehrinde kaybolmuş bir yabancı olan sen, diğer yabancılardan başka kimseyle karşılaşamazmışsın gibi ; sanki yalnız olan sen, tüm öteki yalnızların senin üzerine atıldıklarını görüyormuşsun gi­bi. ”
“ Şimdi sessizliğin dehşetinde yaşıyorsun. Ama sen herkes­ten daha sessiz değil misin ? ”
Neden artık kabullenmiyorsun ?
“ Önemli olan tek şey yalnızlığın : Ne yaparsan yap, nereye gidersen git, gördüğün hiçbir şeyin önemi yok, yaptığın her şey boşuna, aradığın her şey sahte. Var olan tek şey yalnızlık, her seferinde er ya da geç karşında bulduğun, dost ya da yıkıcı yalnızlık ; onun karşısında, her seferinde yalnız kalıyorsun, yardımdan yoksun, şaşkın ya da afallamış, umutsuz, sabırsız. ”
Reklam
“ Uyumuyorsun, ama uyku artık gelmeyecek. Uyanık değilsin ve hiç uyanmayacaksın. Ölü de­ğilsin ve ölüm bile seni kurtaramayacak... ”
“ Ama sonra biliyorsun ki, gittikçe amansızlaşan bir kesinlikle bilmeye başlıyorsun ki, tüm vücudunu kaybettin, ya da hayır, vücudunu görüyorsun, uzağında değil, ama hiçbir zaman ona erişemeyecek, onunla birleşemeyeceksin. ”
Sen ulaşılmazsın.
“ Kendi gerçekliğinden başka, süren yaşamının, soluk alıp verişinin, adımlarının, yaşlanışının gerçekliğinden başka bir şey tanımıyorsun. İnsanların gidip geldiğini, kalabalıkların ve şeylerin oluşup kaybolduğunu görüyorsun. ”
Artık, tükenmez olanın içinde yaşıyorsun. Her bir gün ses ve sessizliklerden, ışık ve karanlıklardan, yoğunluklardan, bekleyişlerden, ürpermelerden oluşuyor. Olan tek şey, bir kez daha, sonsuza dek, her seferinde biraz daha fazla yitip gitmen, sonu olmadan başıboş dolaşman, uykuyu, bir tür vücut huzu­runu bulman : vazgeçme, bıkkınlık, uyuşukluk, kendini koy­veriş. Kayıyor, sürükleniyor, gevşiyorsun : boşluğu aramak, ondan kaçmak, yürümek, durmak, oturmak, masaya oturmak, dirseğini dayamak, uzanmak.
Reklam
Peki, ne zaman ?
“ Kendi kendine konuşmuyorsun henüz. Hele hiç haykır­mıyorsun. ”
Bazı Geceler
“ Daha sonra, çok daha sonra, belki de birçok kez uyandın, birçok kez yeniden uyukladın, sağına döndün, soluna döndün, sırtüstü, yüzüstü yattın, belki ışığı bile yaktın, belki bir sigara içtin, daha sonra, çok daha sonra, uyku bir hedefe dönüşüyor, ya da hayır, aksine, sen uykunun hedefi oluyorsun. ”
“ Bazen, neredeyse bir tür sarhoşlukla, özgür olduğunu, seni bunaltan, senin hoşuna gi­den ya da gitmeyen hiçbir şey olmadığını keşfediyorsun. ”
“ Öğrenecek çok şeyin var, öğrenilmeyen her şey : yalnız­lık, kayıtsızlık, sabır, sessizlik. ”
Keşke !
“ Keşke insan türüne ait olmak, o dayanılmaz ve sağır edici gürültüyü de beraberinde getirmeseydi ; keşke hayvanlar ale­minden çıkıp aşılan o birkaç gülünç adımın bedeli, sözcüklerin, büyük tasarıların, büyük atılımların o dinmek bilmeyen hazımsızlığı olmasaydı ! ”
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.