Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen bir aylak, bir uyurgezersin, bir istiridyesin. Tanımlar saatlere, günlere göre değişiyor ama taşıdıkları anlam az çok belli: Yaşamanın, harekete geçmenin, bir şey yapmanın pek sana göre olmadığını hissediyorsun; sadece sürüp gitmek istiyorsun, sadece bekleyişi ve unutuşu istiyorsun.
Sayfa 20 - Metis Yayınları
"Sen yapboz oyununun eksik parçası olmayı yeğliyorsun. Tasını tarağını topluyorsun. Şansını hiç denemiyor, hiçbir işe hiçbir umut bağlamıyorsun. Yararlı öğütleri dinlemeyeceksin artık. Çare nedir diye sormayacaksın."
Reklam
"Düşkünler yurdunun yatakhanesinde yatağın çoktan yapılmış. Ölümün için her şey çoktan hazır: Seni öldürecek top güllesi çok uzun zaman önceden eritilip döküldü. Ne diye yaşar gibi görünesin ki? Neden sürdüresin? Başına gelecekleri şimdiden bilmiyor musun sanki?"
Ayrıca kuşkusuz izah mizahı öldürürdü.
Lütfen ..
“ Düş gören bir adam gibi konuşmaktan vazgeç. ”
Sayfa 101Kitabı okudu
Kendini kandırıyorsun
“ Yalnızlığın bir şey öğretmediğinden, kayıtsızlığın bir şey öğretmediğinden başka hiçbir şey öğrenmedin. Bu bir aldat­macaydı, göz alıcı ve tuzaklı bir yanılsamaydı. Yalnızdın, hepsi bu, ve kendini korumak istiyordun ; dünyayla senin arandaki köprüler sonsuza dek atılsın istiyordun. Ama sen bir hiçsin, dünya ise öyle kocaman bir sözcük ki. ”
Reklam
Kaçamıyorsun
“ Sana geldiler, koluna yapıştılar. Sanki kendi şehrinde kaybolmuş bir yabancı olan sen, diğer yabancılardan başka kimseyle karşılaşamazmışsın gibi ; sanki yalnız olan sen, tüm öteki yalnızların senin üzerine atıldıklarını görüyormuşsun gi­bi. ”
“ Şimdi sessizliğin dehşetinde yaşıyorsun. Ama sen herkes­ten daha sessiz değil misin ? ”
Neden artık kabullenmiyorsun ?
“ Önemli olan tek şey yalnızlığın : Ne yaparsan yap, nereye gidersen git, gördüğün hiçbir şeyin önemi yok, yaptığın her şey boşuna, aradığın her şey sahte. Var olan tek şey yalnızlık, her seferinde er ya da geç karşında bulduğun, dost ya da yıkıcı yalnızlık ; onun karşısında, her seferinde yalnız kalıyorsun, yardımdan yoksun, şaşkın ya da afallamış, umutsuz, sabırsız. ”
Reklam
“ Uyumuyorsun, ama uyku artık gelmeyecek. Uyanık değilsin ve hiç uyanmayacaksın. Ölü de­ğilsin ve ölüm bile seni kurtaramayacak... ”
“ Ama sonra biliyorsun ki, gittikçe amansızlaşan bir kesinlikle bilmeye başlıyorsun ki, tüm vücudunu kaybettin, ya da hayır, vücudunu görüyorsun, uzağında değil, ama hiçbir zaman ona erişemeyecek, onunla birleşemeyeceksin. ”
Sen ulaşılmazsın.
“ Kendi gerçekliğinden başka, süren yaşamının, soluk alıp verişinin, adımlarının, yaşlanışının gerçekliğinden başka bir şey tanımıyorsun. İnsanların gidip geldiğini, kalabalıkların ve şeylerin oluşup kaybolduğunu görüyorsun. ”
Artık, tükenmez olanın içinde yaşıyorsun. Her bir gün ses ve sessizliklerden, ışık ve karanlıklardan, yoğunluklardan, bekleyişlerden, ürpermelerden oluşuyor. Olan tek şey, bir kez daha, sonsuza dek, her seferinde biraz daha fazla yitip gitmen, sonu olmadan başıboş dolaşman, uykuyu, bir tür vücut huzu­runu bulman : vazgeçme, bıkkınlık, uyuşukluk, kendini koy­veriş. Kayıyor, sürükleniyor, gevşiyorsun : boşluğu aramak, ondan kaçmak, yürümek, durmak, oturmak, masaya oturmak, dirseğini dayamak, uzanmak.
Peki, ne zaman ?
“ Kendi kendine konuşmuyorsun henüz. Hele hiç haykır­mıyorsun. ”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.