Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sıradan insanların bir mucizeye sahip olmasının mantığı neydi? Onu korumaya ve kollamaya güçleri yetmezdi ki. Bir mucizeyi görebilir ve dinleyebilir, başkalarına bunu anlatmaktan zevk alabilirler ancak evde tutamazlar ve ona bakamazlardı.
"Uzaktayken bir mucize olan yakındayken bir sıkıntıdır," dedi yaşlı adam içini çekerek. sıkıntıdır" "Evet, neden Bakasuran bize bu sefil yaratığı verdi? Neden taşıyamayan insanlara bir yük getirdi ki?"
Reklam
Yaşlı kadın sık sık, "Ölenler dertlerinden kurtulur, yaşayanların dertleri ise hiçbir yere gitmez," derdi.
"Onu bir bebek gibi yetiştirdim," dedi yaşlı kadın. "Kendi çocuğumu yiyecek kadar şeytan kalpli miyim?"
Onlarla birlikte koşan birinin yavaş yavaş birkaç porsiyon ete dönüşmesini izlerken, kendine ciddi bir şekilde sordu, "Yaşamak için ne sebebim var?"
Reklam
"İnsanlar her şeyi yok etmeye ve her şeyi son parçasına kadar yemeye devam ediyor. Böyle devam ederse burada insanlar dışında herhangi bir şey nasıl hayatta kalabilir? Hatta insanlar dahi uzun süre hayatta kalabilir mi?" diye iç çekti.
"Konuşan ağız, yiyen ağızla aynıdır. Her istediğimizi yiyebilir miyiz? Peki, her istediğimizi söyleyebilir miyiz?" dedi yaşlı kadın.
Eğilmenin, zincirlenmek olduğunu fark etmelerine imkân yoktu.
Kuzuları pek sevmemişti. Her zaman başları aşağıdaydı. Biri sadece otlarken veya su içerken başını eğmelidir, diye düşündü. Bu kuzular neden yürürken bile başlarını aşağıda tutarlar? Hayatınız boyunca zeminden başka bir şeye bakmazken, buna yaşamak diyebilir misiniz? Ağaçlar, ay, yıldızlar, gün ışığı -bu kuzular hiç bu harika şeylerden birine bakmış mıydı? Yukarı bakmazsak gökyüzünü nasıl görebiliriz?
Reklam
"Bizim gibi insanlar sadece dilini tutarak hayatta kalabilirler. Bize arkadan vurduklarında bile sadece kendi kendimize mırıldanmalıyız. Komşularımız bizi duymasın diye nefes bile almamalıyız. Bunca yıl hayatta kaldın ama bu kadarını bile bilmiyorsun!"
Rejim sadece sorunlarımız hakkında konuştuğumuzda sağırdır. Onun hakkında konuştuğumuzdaysa kulakları oldukça keskindir.
Efsaneye göre bir zamanlar eyalet kara keçilerle doluydu. Herhangi bir suç işlediklerinde karanlıkta tanınamadıklarından, söylentilere göre rejim hepsini ortadan kaldırmıştı.
O, bir defada yedi yavru doğurabilen bir keçinin yavrusu. Bir adam tanrı gibi bir anda ortaya çıktı ve onu bana hediye etti. Ona yetim gibi davranma.
Gökyüzündeki bu renkli gösteriyi izlemeden oradan ayrılmazdı. Eğer bu anı kaçırırsa, sanki değerli bir şeyi çalınmış gibi hissederdi. "Tarlada otur ve bir süre gökyüzüne bak ki zihnin temizlensin," diyen yaşlı kadın onu kızdırırdı.
72 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.