Öyle düşüncelerim var ki, gün yüzüne çıkarıp hayat verebilsem yıldızlara yepyeni bir parlaklık, dünyaya yepyeni bir güzellik ve insanların kalplerine daha büyük bir sevgi getirirlerdi.
Gerçek bir bilge içinden öyle tavır benimser ki, dışarıdaki olayların üzerindeki etkisi kesin olarak en aza iner. Bunun için olaylara kıyasla ona daha yakın duran gerçeklikleri üzerine kuşanarak zırhlanması gerekir, aynı gerçeklikler, olayları daha ona ulaşmadan süzüp kendileriyle uyumlu hale getirirler.
Reklam
Yazmak, unutmaktır. Bunun yanı sıra edebiyat, hayatı görmezden gelmenin de en hoş yoludur. Müzik bizi yatıştırır, görsel sanatlar uyarır, canlı sanatlar(dans ya da gösteri gibi) avutur. Ne var ki bunlardan birincisi hayattan uzaklaşır giderek, çünkü onu bir uykuya dönüştürür; ikinci sırada gelenlerse hayattan kopmaz-bir bölümü görsel, dolayısıyla hayati yöntemler üzerine kurulu olduğundan, geri kalanlar ise, bizzat insan hayatından beslendiklerinden. Edebiyatın durumu bambaşkadır, o hayatlık taşlar. Bir roman, asla olmamış bir şeyin öyküsüdür, bir dram ise öyküleme tekniği kullanılmamış bir romandır. Bir şiir, dizeler halinde konuşmadığımıza göre, aslında kimsenin kullanmadığı bir dile dökülmüş düşünce ya da duyguların ifadesidir.
bütün bunların hepsi olduğuna yürekten inansam, seni sevmek hayali üzerine bir din kurardım.
Sayfa 581Kitabı okudu
Gerçek bir bilge içinden öyle bir tavır benimser ki, dışarıdaki olayların üzerinde ki etkisi kesin olarak en aza iner. Bunun için olaylara kıyasla ona daha yakın duran gerçeklikleri üzerine kuşanarak zırhlanması gerekir, aynı gerçeklikler, olayları daha ona ulaşmadan süzüp kendileriyle uyumlu hale getirirler.
Kameriyesi olan , üzerindeki asmaların güneş ışığına yeşil küçük kareler halinde parlak koyu ve sığ bir su üzerine yansıttığı bir çiftlik bahçesindeki bir havuzda, kağıtttan kayıklar yüzdüren bir çocuk olmayı ne kadar isterdim.
Sayfa 84
Reklam
56 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Kurgu ve Doğa Üzerine
Tüm kurguların, yani doğal olanın sonradan yorumlanmasının ve bir kültür hâlini alarak; doğal ve asıl olanın yerine geçmeye yüz tutmasının sorgulandığı bir eser. Her şeydeki doğallığın yerini kurgusuna bırakmaya yüz tuması gibi, anarşizmin de asıl anarşizm kavramından nasıl farklılaştırıldığını eleştiriyor. Anarşizme yeni bir tanım getirmek ya da onun esas hâline odaklanıp, bu şekilde yaşamını sürdürmekte olduğunu iddia eden bir banker. İlginç şekilde onun anarşist tanımı Ayn Rand'ın kapitalizmini anımsattı bana. Mücadelesi sırasında oluşan düşünceleri ise Mevlana'nın "Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün bilgeyim, kendimi değiştiriyorum." sözünü hatırllattı, sıklıkla. İlginç bir anarşizim yaklaşımı. Belli bir miktar da olsa sisteme teslim olmuş gibi gelse de, bu miktar kaçınılmaz sanıyorum. Sistemi devam ettirmek, yeni bir sistem kurup kendi tiranlığını kurmaktansa; mutlak özgürlük yolunda bazı şeylerle yüzleşmek, mücadele etmek ve yer yer teslim olmak. İdeali ve mutlak özgürlüğü arasak da kusursuz bir şey mümkün değil, öyle zannediyorum. Hele bu kadar uzun süreli bir insan medeniyetleşmesi; kurgu ile doğal arasındaki çizgiyi, kısıtlı bakış açımızda nerdeyse ortadan kaldırmışken...
Anarşist Banker
Anarşist BankerFernando Pessoa · Can Yayınları · 20201,484 okunma
"Evet, zengin, üzerine titrenen, tozu nazikçe silkelenen, kısacası süs gibi bir şey olsaydım, kırıntıların arasında kaybolmuş rengârenk bir kağıt parçasının öyküsünü bile yaşayamazdım..."
“Birbirimize görmeden bakıyoruz. Birbirimizi dinliyor ve sadece içimizde kendimizi dışa vuran bir ses duyuyoruz. Diğerlerinin sözleri bizim işitme duyumuzun hataları, kavrama gücümüzün enkazlarıdır. Diğer insanların sözleri üzerine bizim anlamlandırmalarımıza nasıl güvenip inanabiliyoruz.”
Düşünceler, onları taşıyan beyinlerden daha mutlak bir şekilde yaşar. Hiçbir şey ölemez, bu doğru; fakat beyin gün gelir başka bir şeye dönüşür; öte yandan düşünceler, her şeyin kaynağı olan ve her şeyin sonunda döneceği İlk ve Son'un diyarına ait olduklarından, asla değişmez. Madde bir gün o diyara dönecektir; ama maddi olmayan zaten oradadır.
Sayfa 56 - EverestKitabı okudu
Reklam
Hayattaki hiçbir şeyin veremeyeceği bir uykuya hasret kaldım.
Sayfa 61 - EverestKitabı okudu
Aynısından
Kimi zaman ilhamlarımda, düşüncelerimde, kendimden ne kadar azının bana ait olduğunu (ya da ben olduğumu) fark ederek şaşırtıcı bir korkuya kapılıyorum.
Sayfa 56 - EverestKitabı okudu
Bundan birkaç (…) yüzyıl önce İspanya’da doğmuş olsaydım, çok iyi bir engizisyoncu olabileceğime dair işaretleri kendimde hissettiğimi üzüntüyle belirtirim.
Sayfa 53-54 – EverestKitabı okudu
Eylemle düşünce arasındaki ilişkiyi göz ardı et. Muhalefet ol. En büyük eylem adamları, bir zekâya sahip mükemmel hayvanlar olagelmiştir. En cüretkâr düşünürler, cüretkâr hareketlerden veya yoldan bir adım bile çıkmaktan acizdirler.
Sayfa 49 - EverestKitabı okudu
Bana dair tek hissettiğim kocaman bir beceriksizlik, dev bir boşluk, hayatı hayat kılan her şeyin önünde büyük bir yetersizlik. Herhangi bir gerçek harekete ait jestleri bilmiyorum. Var olmayı hiç öğrenemedim.
Sayfa 47 - EverestKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.