Her gün balkon kapısı açan değil, fakat açık denizlerin fırtınası içinde büyümüş bir gemici ruhu yok mudur? Mürebbisi fırtına olan ruhlar.. Yahut heyecanlarının fırtınası içinde büyümüş ruhlar.. kendi içlerinde açık denizler taşıyan ruhlar...
Bilmek çok güzel şey. Bilen bir erkek konuştuğu zaman içime ferahlıklar geliyor; göğsüme bir aydınlık doluyor. Fakat... Bu iki şey: kafa ve karakter yan yana çok az geliyor. Ben böyle bir adama hemen hiç rastlamadım gibi bir şey.
Reklam
Karakter
-Biliyor musunuz, erkekte ben yalnız ne arıyorum? Küçükten beri böyleyim. Yalnız kafa ve karakter arıyorum. -Karakterden ne anlıyorsunuz? Bilmiyorum. Nasıl anlatayım? Bu bir sağlamlık;nasıl denir? Ruhun sağlamlığı… Bazı adamlar var ki hem her şeyi hissederler,hem de çok dayanıklıdırlar. Dayanıklı… Bilirsiniz ki onlar kolay kolay fütur (bıkkınlık) getirmezler, fütur derler değil mi? ... Çok meyus anları vardır, -babam gibi mesela- kederin son derecesini hissederler, bu zehir ona kuvvet verirdi. Yılmazdı hiç. Bir de, felaket veya tehlike uzakken çok kederlenirdi de yaklaşınca metaneti artardı. Sonra çok güvenilecek adamdı. Çok doğru adamdı. İşte karakter böyle bir şey bence.
Fakat Vedia biraz kafalı adam ister. Parada gözü yoktur. Evvelâ akıllı adam olmalı. Sonra kendisi gibi çok hassas olmalı.
Halk sevginin veya alakanın objesini ortadan kaldırmakla meseleyi kestirme halledeceğini sanır ve sevdiğini öldürür. Biz meselenin dışarıda değil, içimizde halledilebileceğini daha çok anlarız. Çünkü dava yalnız sevgili ile kendimiz arasında değil, asıl dava kendimizle kendimiz arasındadır. Sevgiliyi dışarda öldürmek neye yarar? İçimizde yaşadığı müddetçe, biz sadece bir şeklin katili olmakla kalırız. Onu içimizde öldürebilmeliyiz. Unutmak budur.
Reklam
Arzu veren bir vücut değil, merak veren bir ruh...
“İnsan sevip sevmediğini bilmiyor mu? Bunun için bir fırsat mı lazım?”
Sayfa 295 - Ötüken - 30. BasımKitabı okudu
"Malumatın dereceleri vardır. Ecnebi lisan bilmeden tam bir kültür olmaz. Tercüme kütüphanemiz henüz çok noksandır. Fakat ecnebi dil bilmeyenlerin budala oldukları fikrine de iştirak etmem. Lisan bilmekle zekânın alakası var mıdır? Öylelerini tanırız ki beş lisan bilir de budaladır."
“Ben kederli anlarımda yürümeyi çok severim. Büyük bir tesellidir.”
Sayfa 293 - Ötüken - 30. BasımKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.