Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
akıllı bir millete yaraşan şey, rotayı meşum zorunluluğun tayin etmesine izin vermektense kaçınılmaz bir devrimin öncülüğünü yapmasıdır
zengin olmayan bir toplumda abartılı bir lüksün hüküm sürebileceği, hatta görülen lüks nispetinde bir toplumun fakir olduğu -ve tersinin de geçerli olduğu- anlaşılabilir.
Reklam
Aslında buna köleli üretim; bir hırsızın, bir despotun üretimi denmeliydi. Mülk sahibi üretiyor muymuş! Hırsız da "üretiyorum" diyebilir
Peki, mülk sahibi kimdir? İşlemeyen bir makine veya kendi kafasına ve keyfine göre işleyip hiçbir şey üretmeyen bir makinedir.
İktisatçılara uyarak işçiyi yaşayan bir makine gibi düşünürsek, işçinin aldığı ücrete bu makinenin bakımı ve tamiri için gereken bir masraf gözüyle bakarız.
Fakat sevişmenin ve evliliğin sonu sefaleti artırmak olacak; varsın olsun diyor filozofum.
Reklam
Onlar fakire sadece tedbirli olmayı telkin ediyorlar:
Denemeler, raporlar, değişiklikler sürüp giderken fakirlik artar ve emekçiler sürünerek ölmeye devam eder
Adalet
ADALET toplumu yöneten merkezdeki yıldızdır, siyaset dünyasının etrafında döndüğü kutuptur, bütün işlemlerin ilkesi ve düzenleyicisidir. İnsanlar arasında olup biten her şey hak hukuk namınadır, içine adaletin karışmadığı hiçbir şey yoktur.
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Yayınları
Edep erkekte zaferle birlikte yok olur, kadında ise yenilgiden sonra artar
Reklam
Akıllı ve özgür bir kişi, ona hayvan doğasını hatırlatan ve onun yabanıl kimselerle bir arada bulunmasına sebep olan her şeye karşı çıkar. Bu nedenle insan, bilinci uyanır uyanmaz çıplaklığını örter, yiyeceklerini pişirir, ahlaka aykırı gelen her şeyden tek başına ya da diğerleriyle beraber kaçınır.
Adaletin başlangıç noktası itibar duygusundadır ve özne kendisini zekâ, yetenek ve güç bakımından daha değerli hissettiğinden, bu duygu doğal olarak daha da faaldir. Aslanın hayvanların en mağruru ve en cesuru olması da böyledir; çünkü en güçlüleri odur ve çünkü gücü konusundaki bilinci de en yüksek düzeydedir
Güzelliğin olmadığı bir güç ve buna mukabil gücün olmadığı bir güzellik yoktur, tıpkı biçimi olmayan bir maddenin ya da maddesi olmayan bir biçimin var olmadığı gibi
Kapitalistin aldığı getiri ne orandaysa, ekonomik krizlerin sıklığı ve yoğunluğu da o orandadır:
Demek ki ticaret ve sanayideki daralmaların sebebi sermayenin faizidir; paranın bedelini ödemekte kullanıldığında bütün antikçağın tefecilik diye damgaladığı, fakat ev kirası, çiftlik kirası veya kar adı altındayken kimsenin mahkum etmeye kalkışamadığı faizdir: Sanki borç verilen şeyin türü borcun bedelini, hırsızlığı meşrulaştırabilirmiş gibi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.