Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İhanet ruh tecavüzüydü kuşkusuz. Tabuydu. El dokunulmaz olandı. Dokunanların tümüne karşı Hitler kesiliyordu toplum. Tek tek gaz odasına tıkacaksın hepsini...ve şalteri indireceksin!.. Hayaller ters köşeden doğru çöpe. Geriye kalan nasılsa yaman bir yalnızlık olacaktı.... Ve pişmanlık, o sonsuz öfke.
Kadında bir utanç, bir yasak. Erkek için övünülesi bir eylem, bir ayrıcalık, bir hak, bir gurur nedeni olabiliyor ihanet.
Reklam
Oysa aşk bir ünlem bence. Yani aşk köprüleri yıktıran bir şey.
Aşk kırgınları var dünyada, aşk kırgınları da genelde hep kadınlar...
Nicedir, "Sonsuza kadar sevgi ve mutluluk içinde yaşadılar," diye sona ermiyor masallar. Yere çakılacağını bile bile çıkılan bir uçuş denemesi bu bağlamda ihanet. Ve bir büyük öç alış. Üstelik kendinden öç alış!
"Aldatmak bir tür terk ediştir zaten," diye mırıldandı en gülümseyen sesiyle. Hala kapatamadığı bir parantezdi o adam. Kapatmak istemediği ya da. Ağlama nöbetleri düşmüştü payına Nazan'ın. Özlem, hiçlik ve imkansızlık duygusu bir de!
Reklam
Duman gibi yayılan ince bir yağmur sokağı ıslatıyordu. Gece, sessizliğin içinde ilerliyordu. Gece bitmek bilmiyordu bir türlü. Bir kırıklık yerleşmişti bakışlarına çoktandır.
Sevgi karşılığını bulamadığı yerde "ölüm" demekti.
Gece geride kalmış, gece sabaha yenik düşmüştü. Vazoda kurumuş bir çiçek, duvarda soluk bir fotoğraf. Dışarda sonbahar yağmuru en azılısından.
Koyu bir yalnızlığın pıhtısında üremekteydi pişmanlık ve utanç. Neleri ötede bırakmıştı Nazan... Acı sürgün veriyordu yüreğinde. Tutkunun giderek nefrete, isyana, yalana, kine dönüştüğü bir sabah. Aslında bütün hepsi bu!
430 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.