"Duygularımızın ve bedenimizin bize, zihnimizin ulaşamadığı mesajlar verdiğini öğrendim. Bu üç anlayış merkezini bir araya getirdiğimizde bütünlüğümüze ulaştığımızı öğrendim. Gördüğüm ve anladığım şeylerin ötesinde, hayatımda bir olay olduğunda bunu kendim ve diğerleri için yararlı bir şeye dönüştürebileceğimi öğrendim. Yoluma çıkan engellerin beni daha güçlü kılmak için, beni onları aşmaya ve kabiliyetlerimi geliştirmeye zorlamak için ve hatta belki aynı güçlükleri yaşayan başka insanlara yardımcı olmam için var olduğunu öğrendim. Başımıza gelen her şey, yaratmak için bir fırsat! Ölümün hepimizin gerçeği olduğunu öğrendim. Ama o gün gelinceye dek hayatın tadını çıkarmak, mutluluğun kırılganlığını tatmak gerektiğini... Ve insanlığa kendimizin en iyi versiyonunu sunmaya çalışmamız gerektiğini öğrendim!" "Nefes al, plan daima çok güzel işliyor!"
"Duygularımızın ve bedenimizin bize, zihnimizin ulaşamadığı mesajlar verdiğini öğrendim. Bu üç anlayış merkezini bir araya getirdiğimizde bütünlüğümüze ulaştığımızı öğrendim. Gördüğüm ve anladığım şeylerin ötesinde, hayatımda bir olay olduğunda bunu kendim ve diğerleri için yararlı bir şeye dönüştürebileceğimi öğrendim. Yoluma çıkan engellerin beni daha güçlü kılmak için, beni onları aşmaya ve kabiliyetlerimi geliştirmeye zorlamak için ve hatta belki aynı güçlükleri yaşayan başka insanlara yardımcı olmam için var olduğunu öğrendim. Başımıza gelen her şey, yaratmak için bir fırsat! Ölümün hepimizin gerçeği olduğunu öğrendim. Ama o gün gelinceye dek hayatın tadını çıkarmak, mutluluğun kırılganlığını tatmak gerektiğini... Ve insanlığa kendimizin en iyi versiyonunu sunmaya çalışmamız gerektiğini öğrendim!" "Nefes al, plan daima çok güzel işliyor!"
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
«Insanın hayal dünyası öyle başat ki - yine Joana- kurduğu tüm dünya, yaratımın kullanışlı olmasında ve sonuçları ihtiyaçlarla uyumlu olan bir plandan doğmasında değil, güzelliğinde doğrulanıyor. Bu nedenle insanı var olan düşüncelerle ve kurumlarla birleştirmek için tasarlanmış çarelerin çokluğundan geçilmediğini -örneğin eğitim çok zor- ve insanın hep inşa ettiği dünyanın dışında kaldığını görüyoruz. İnsan içinde yaşamaktan çok bakmak için evler inşa ediyor. Çünkü her şey ilhamın yolunu izliyor. Determinizm sonuçların determinizmi değil, dar bir sebepler determinizmi. Oynamak, uydurmak, karıncayı yuvasına kadar takip etmek, sonucu görmek için suyu limon suyu ile karıştırmak, küçükken yaptığın bunlardır ve büyüdüğünde de. Yüksek bir pragmatizme ve materyalizme vardığımızı düşünmek hata olur. Aslında pragmatizm -gerçek bir belirli sonu amaçlayan plan- bir kavrama, istikrar, mutluluk ve insanın başarabileceği en büyük uyum zaferi olurdu. Ama bir şeyleri "şöyle olsun" diye yapmak, gerçekle yüzleşince, insandan beklenemeyecek bir mükemmellik seviyesi gibi geliyor bana. Tüm inşası "çünkü" ile başlıyor. Merak, zevk, hayal gücü -modern dünyayı şekillendiren bunlar. İlhamı takip ederek, içerikleri karıştırıyor, karışımlar yaratıyor. Trajedisi: kendini onlarla beslemek zorunda olması. Bir hayatta hayal kurup başka bir hayatta var olabileceğine emin. Bu diğeri gerçekten de devam ediyor, ama onun hayal edilende saflaşması yavaş işliyor ve yalnız adam bir tarafta baş döndürücü düşünceyi diğer tarafta gerçek hayatın huzurunu bulamıyor. İnsan ceza yokken düşünemez.»
Sayfa 104
Samle Çağla yazdı... MEHMET BİNBOĞA’NIN, “ŞİİRKENT'İN NARÇİÇEĞİ” ADLI ROMANI HAKKINDA BİR İNCELEME DENEMESİ...Samle Çağla Mehmet Binboğa'nın geçen yıl birinci cildi yayımlanan "Efelya" seri romanının ikinci cildi, "Şiirkent'in Narçiçeği" adıyla İzan Yayınlarından çıktı. Kitabın kapak dizaynı, Efelya'da
''Başımıza gelen her şey, yaratmak için bir fırsat. Nefes al canım, plan daima çok güzel işliyor!''
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
MÜCERRET FİKİR BURGULARI...
Peyami Safa sohbete devam ediyor: "Bence bütün insanlar (mitoman-yalan hastası)dır! Sığamadıkları bir dünyayı yalanla genişletmek isterler ve yalanlarına önce kendileri inanırlar... Sen Paris'e gittin mi sahiden?" Genç Şair: "Gittim ama, gördüğüm Paris miydi, bende ondan şüphe ediyorum. - "Bravo! Senin ki benimkini aşıyor..." - "Ben şüpheci değilim. Senin gibi müşahhas plân şüpheleri üzerinde kalmıyorum. Ben eminim." "Neden eminsin?" - "Gördüğüm şeyin o olmadığından..." "Demek sende mücerret fikir burguları hep işliyor." "Hep öyle, hep öyle.."
Sayfa 65 - Hep Öyle, Hep Öyle, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Yalnızca inşa nazarıyla bakarsak, tuğlalar var, plan var, kâinat sarayının Ustası onları işliyor diye anlarız; yoktan ve hiçten daimî yaratılışı kavrayamayız. Yalnızca ibda nazarıyla baktığımızda ise, belki Zât’a vâsıl olur, ama O’nun Hakîm, Alîm gibi isimlerini kavrayamayız. İbda ve inşayı birlikte kavramak gerek...
Kimseye ve hiçbir duruma geç kalınmıyor esasında. Olacak olan oluyor. O gün geç kalman gereken her neyse mutlaka bir sebebi vardır. Erken de gelmiyorsun. Acele de etmiyorsun. Her şey senin dışında bir plan içerisinde işliyor ve sen bu oyunun içinde zamanlama hatası yaptım diye üzülüyorsun. Her şey yolunda gittiğinde,zanana uygun olduğunda, hayal ettiğin bir tarihte olayları yaşadığında, kendini şanslı hissediyorsun ya işte en komik kısmı da orası. Akıllı sanıyorsun, planlı sanıyorsun kendini. Dünya bizim oyun oynayıp her şeyin bir oyun olduğunu unuttuğumuz bir sahne. Rolümüz neyse onu yaşayıp göçüp gideceğiz bu karanlık dünyadan.
50 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.