272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Leyla ile Mecnun
Ayda bir okunması gereken kitaplardan Aynı gün, aynı hastanede dünyaya gelen biri kız diğeri erkek iki bebek… Kitabın arka kapağında: “Bir yanımız çöl bir yanımız deniz…” “Zaman döngüseldir ve farklı seçimler yapsan da aynı hayatı yaşarsın. Sana verilmiş bir ömür vardır. Bu dünyadaki zamanın bellidir. Ve her şey bir denge içindedir. Biz… Daha doğrusu ben, o dengeyi bozdum…” Her şey Aksakallı Dede ile başladı. Kitabın “Başlarken” kısmı bunu çok güzel anlatır. Daha doğrusu Burak Aksak anlatır: “Boş sayfalarla cebelleşirken, karşımdaki beyaz plastik sandalyeye dayalı duran vileda sopasını gördüğüm an Aksakallı Dede fikri geldi aklıma.” İşte Aksakallı Dede’nin öğütleri, anlattıkları Mecnun’un hayatına yön vermiştir diyebiliriz. Kitap özlediğimiz şeyleri bize yeniden hatırlatır. Kireçburnu, mahalle, sahil, Erdal Bakkal gözümüzün önüne gelirken, Mecnun ise Ferdi Tayfur şarkılarını fon yapmıştır hayatına. Mecnun’un Leyla’ya aşkına değinmiyorum bile; aşkın komik hali karşımızda. Ama aşk bir sırdır. Sahile inelim. İsmail Abi, Mecnun gemiye el sallayışlarını görürüz. Sonra bir bankta Zeynep’e kitap okuyan Yavuz’u…  Kitap en güzel kitaplara dokunur. Metinlerarasılığın çok güzel bir örneğidir. Yavuz, Çavdar Tarlasında Çocuklar’dan bir bölüm okurken,  İsmail Abi Bıdık Prens’le Küçük Prens’i hatırlatır. Meksikalı sanatçı Frida’ya da değinir; hafif bir eleştiri vardır günümüze ama haksız da değildir. Popüler şeylerin canına okuyan bir milletiz. İsmail Abi umudun, sabrın daha pek çok güzel şeyin timsalidir. “Beklemekten vazgeçme sakın. O gemi bir gün gelecek.”
Leyla ile Mecnun
Leyla ile MecnunBurak Aksak · Küsurat Yayınları · 201815.6k okunma
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 hours
Bir Bebek Evi “Nora” ~ Henrik Ibsen Ama yaşamımız asla bir evcilik oyunundan öteye gitmedi. Senin oyuncak karın oldum, tıpkı babamın oyuncak kızı olduğum gibi. Çocuklarımda sırası geldiğinde benim oyuncaklarım oldular. Herkese merhaba, Ibsen yine beni yanıltmadı ve muhteşem bir eser okudum. Yazıldığı günden beri kadın özgürleşme hareketinin sembolü olmuş bu eser, 19. yüzyıl Avrupa’sında bir devrim yaşanırken yazılıp, o dönemde erkek egemen bir dünyada kendini gerçekleştirme fırsatı verilmeyen evli bir kadının karakter değişimini (Nora’yı) konu alıyor Yazar bizi Nora Helmer’in hayatına götürüyor. Nora’nın evliliği büyük bir sınavdan geçtikten sonra inandığı her şeyin temelini sorgulamaya başlayıp kendi evinde cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele ediyor. Nora kendini oyuncak plastik bir bebek olarak fark ettikten sonra hem anne hem de eş olma görevini bir kenara bırakıp evini terk eden bir karakter Modern bir trajedi diyebileceğim bu terk ediş, duygusal, sosyal ve politik boyun eğişin ağırlığı altından sıyrılıp tamamen bağımsız olmayı ve dünyayı kendi başına keşfetmek isteyen bir kadının benliğini aradığı keşif yolculuğu. Yazar din, ahlak ve toplum üçgeninde kadın figürünün aile içindeki ve erkeğin karşısındaki konumunu feministte eleştirilmiş. Tek kelime ile bayıldığım bu ederi gönülden tavsiye ederi Herkese keyifli okumalar
Bir Bebek Evi (Nora)
Bir Bebek Evi (Nora)Henrik Ibsen · Agora Kitaplığı · 2012765 okunma
Reklam
368 syf.
2/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Yazar eğitimini Özbekistan’da alan aslen Ukraynalı bir doktordur. Kendi söylemi ile ‘hekim’dir. Çünkü ona göre doktorluk ve hekimlik birbirinden tamamen ayrıdır. Yazar sonradan İslamı seçmiştir. Günümüzde uygulanan ‘sibernetik’ tıbbı tamamen reddederek asıl şifanın Sünnetullahı uygulayarak Kur’an ve hadislerin izinde mümkün olabileceğini
Son Söz
Son SözAidin Salih · Yitik Şifa Yayınları · 2019271 okunma
464 syf.
7/10 puan verdi
Çin: Ölü bebeklerin ülkesi...
"Okumak için sağlam bir yürek gerektirdiği" iddia edilen cenneti öldürmek, çok daha vurucu olmasını beklediğim bir kitap oldu benim için. Salt bir dram, ağlamaktan helak olmuş bir ciğer vaadettiğini düşünüyordum başlamadan önce. Yine dram var elbet, hem de birebir bunları yaşamış insanların hayatlarından esinlenerek ortaya çıkmış bir
Cenneti Öldürmek
Cenneti ÖldürmekMa Jian · Martı Yayınları · 2020159 okunma
302 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
20. yüzyılın en popüler Alman fantastik çocuk kitapları yazarlarından biri olan Michael Ende'nin Momo adlı kitabı ilk kez 1973 yılında yayımlanmış, yaklaşık otuz dile çevrilmiş ve 1974 yılında Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü'nü almıştır. Ende her ne kadar "Hikayelerimi içimdeki çocuk ve hepimiz için anlatıyorum" ve "benim
Momo
MomoMichael Ende · Kabalcı Yayınevi · 201366k okunma
152 syf.
·
Not rated
Unutma Beni Çiçeği
Kısacık öyküler bana her zaman daha samimi gelmiştir. Daha az karakter ile anlatılan öyküler karakterler ile daha fazla bağ kurmamı onların duygularını daha iyi anlamamı sağlıyor. Bozkuş’un öykülerinde insanlığın her halini görmek mümkün. Alzheimer olan ama anılarında ki eşini ve Kur’an-ı Kerim’i unutmayan bir pamuk babaanne, Kızına plastik bir bebek alabilmek için hayallerinden vazgeçen bir baba, Sosyal medya görselliğinden yakınan ama ondan geri duramayan bir adam, Sandalına unutma beni çiçeği ekerek eşinin anılarına sahip çıkan bir ihtiyar, Kirli elin uzandığı masum bir çocuk, Bebeğini kaybeden bir anne, Pandemi günlerindeki sessizlikten gürültüyü bile özleyen kadın, Demir ayakkabılar ile uyumak zorunda olan küçük ayaklar, Ve diğer öyküler… Her zaman yanı başımızda olan insanlar, kafamızı çevirip göz ucu ile şöyle bir gördüğümüz ama içinde kopan fırtınalardan, umutlardan bihaber yaşadığımız insanlar. Bizi biz yapan değerlerin, doğruların, yanlışların ile yaşandığı hayatlar. Zamana yenik düştüğümüz, keşkelerin, özlemlerin ve umutların hiç bitmediği yaşamlar… Kendimizi ya da bir başkasını daha iyi anlamak için okumak lazım diyorum. Kıyısından köşesinden bizi anlatan yirmi üç öykü bulunuyor içinde. Her akşam uyumadan önce üç öykü okuyarak onlarla daldım rüyalara. Yazarın kaleminin hassas bir ruhu var, zaten okuyanlar bilirler. Olayların anlatılışı duygu betimlemeleri ile birleştirince zarif bir elden çıkan çizim gibi oluşuyor gözünüzde
Unutma Beni Çiçeği
Unutma Beni ÇiçeğiAyşen Bozkuş · Müptela Yayınları · 202166 okunma
Reklam
160 syf.
·
Not rated
Ta ta taam Ben bu kitaba da bayıldım. O yüzden hemen yorumuma geçmek istiyorum. Nisan 'ın doğum günü ama ilk kez bu kadar panik içindeydi. Yeni yaşına boşanmış biri olarak girmek onu oldukça yıpratıyordu. Evde yalnız bırakmak istemediği annesinin yanına geldiğinde kapıda gördüğü şeyin karşısında irkildi. Ve sadece "Bu ne?" diye bağırabildi. Görünce hemen hatırladı. Unutmak istediği bir anısıydı. Yıllar geçmesine rağmen onu nasıl bulmuştu? Ve hâlâ nasıl oluyor da geçmişteki acı ilk günkü gibi taze kalabiliyordu? Ona ait bile değildi... Kitabı ağlayarak okudum. Çünkü kendimi Nisan'ın yerine koydum. Empati kurmak bazen bazı kitaplarda beni oldukça etkiliyor. Boğazım düğüm düğüm kelimeleri okumama sebep oluyor. Ama olsun. Kitaplarla bütünleşmeyi, onların ruhuna bürünmeyi seviyorum. Kitapta en çok kadın cinayeti geçen bölüm beni yaraladı. Çünkü toplumumuzun kanayan yarası... Hiçbir zamanda kabuk bağlamıyor. Bir de plastik bebek ile ilgili kısımlar beni derinden etkiledi. "Çocuk olsam ve böyle bir şey yaşasam ne hissederdim?" diye düşündüm. O kadar üzülürdüm ki kaç yaşına gelirsem geleyim o bebeği hiç unutamazdım. Siz de geçmişin tozlu sayfalarını aralayıp bu kitabı mutlaka okuyun. Zaten kitap çok akıcı. Ne zaman bittiğini bile anlamayacaksınız.
Plastik Bebek
Plastik BebekLeyla Küçük Ülker · Sisyphos Yayınları · 20205 okunma
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Ege sularında yaşanan göçmen dramı ve ekoloji sorunlarını ele alan bir roman: Balıkçı ve Oğlu Huzursuzluk, Serenad, Kostantiniyye Oteli, Kardeşimin Hikayesi, Son Ada, Mutluluk Zülfü Livaneli deyince aklıma gelen ve okuduğum romanları. Balıkçı ve Oğlu roman, Ege'nin sakin bir koyunda kendi halinde yaşayan Balıkçı Mustafa'nın ve ailesinin
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126.7k okunma
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.