feride, bu sen misin, nasılsın söylesene?
ellerin...ellerin nerede?
bak, ıssız bir ada gibiyim beni çevrele
beni sar, beni sor, beni ağlat bu gece
üşüyorum bana bir palto bul feride
ya da aç ğöğsünü ısınıp kalayım öyle
geceler çarpıp düşsün dalgın güzelliğine
gözlerini sil ve bu sevda kadar koyu bir çay tutuştur ellerime
yok, gitme!
gitme, sen gidince sevmek yüreğimde düğümleniyor
özlemeyi yutkunuyorum
sonra pencerene ürkek kuşlar konuyor
şu gök var ya şu gök, birden üstüme çöküyor
yok, gitme
gitme aç göğsünü ısınıp kalayım öyle...
Yılmaz Odabaşı Feride (sayfa 47-48)