Olgun, kendine hakim, öylesine ki
Ne yoksulluk korkutur onu, ne ölüm, ne zindan; Tutkulardan sıyrılmış, şereflere gözü tok;
İçine kapanmış, toparlanmış, yalın bir küre olmuş Pürüzsüz yuvarlanır bir başına,
Talihe tutamak vermeden, hiç yenilmeden.
Horatius
Böylesi bir insan krallıklardan, dukalıklardan beş yüz basamak yukarılardadır: Kendi başına kendi başına bir imparatorluktur o.
Bilge kendi mutluluğunun ustasıdır.
Plautus
İsteyecek nesi kalır öyle bir insanın?
Non ne videmus
Antik Romalı Plautus diyor ki "Yüreğimiz var ama yüreğimizi dayayacak yer yok. İnsan, yüreğini dayayacak, destek alacak, beslenecek, güç alacak bir yer arıyor, arayacak."
Romalı yazarlar Yunan yazarlarından ayrı bir tiyatro edebiyatı kuramadıkları gibi, onlardan aldıklarını geliştirme cabası da göstermemişlerdir. Körükörüne taklit ettikleri Yunan oyunlarma yak laştıkları söylenemez. İki ünlü komedi yazarı Plautus ile Terence Yunanlı yazar Menandros'in oyunlarından aşırı derecede yararla nırlar, konularını, kişilerini bile ondan alırlardı. Ama anlatılan Atinalılar Roma yaşayışına, düşünüşüne uygulanırdı. Öyle ki Plau- tus'un oyunlarmda memleketinin o günkü durumunu çizen zen ginlerle yoksulların birbirine uzaklığını belirten yerler vardır.
Çağımızda pek önemli görülmeyen bu iki yazarın oyunların dan Shakespeare gibi, Molière gibi büyük ustaların yararlanmış oldukları da bir gerçektir.