Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

gül sam

gül sam
@pokemon
25 okur puanı
Şubat 2016 tarihinde katıldı
268 syf.
·
Puan vermedi
SPOILER BULUNMAKTADIR İçimizdeki Şeytan Sabahattin Ali'nin yazdığı, 1930'lu 40'lı yılların İstanbul'unda geçen realist bir roman. Roman bir felsefe öğrencisi olan ve aynı zamanda dairede çalışan Ömer'in vapurda gördüğü ve görür görmez aşık olduğu Macide'yle tanışması ile başlıyor. Macide Balıkesir'den İstanbul'a akrabalarıyla yaşamaya
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,4bin okunma
Reklam
352 syf.
9/10 puan verdi
1984 kitabı oldukça gerçekçi bir şekilde, iktidar, güç, kölelik, yozlaşma gibi bizi yakından ilgilendiren konular üzerine yazılmış bir roman. İnsanın hakikaten de aptallaşmaya ve zalimleşmeye ne kadar meyilli olduğunu, sistematik bir şekilde sürdürülen açlık, korku, baskı, yıkım ve asimilasyon sonucu bireyin nasıl da birey olmaktan çıkıp düşünemeyen, yalnızca itaat eden, köleleşen, bir insanı hayvandan ayıran hatta hayvanlardan aşağı olmasını engelleyen tüm değerler sisteminin çöküşünü anlatıyor. Kitap hakkında zaten pek çok inceleme yapılmış ama şuna da değinmek istiyorum; dil-düşünce ilişkisi. 1984 kitabında ki iktidar(Parti) , kendi dillerinden doğan, Yenikonuş adını verdikleri, dillerindeki sözcükleri değiştiren, yok eden, parçayarak kısaltan, anlamlarını daraltıp her kelimenin yalnızca tek anlama sahip olmasını sağlayan yeni bir dil yaratırlar. Yenikonuş tamamen benimsenip, Eskikonuş tamamen unutulduğu zaman, Parti insanın düşünmesini engellemiş, sadece bagnazca ve dogmatik bir şekilde verilmiş emirlere uyan, ahlak ve vicdan süzgecinden geçiremeden aldığı tüm emirlere itaat eden bir toplum yaratmış olacak. Kendi düşüncelerini oluşturamayan bir toplum. İnsanlar Parti'nin istekleri ve verdikleri dışında bir şey düşünemeyecek çünkü bu düşünceleri oluşturacak kelimeler kalmayacak ortada. Çünkü insan ne düşünüyorsa onu söylüyordur, ne söylüyorsa da onu düşünüyordur.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166,6bin okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Stefan Zweig'ın okuduğum ikinci kitabı. Daha önce satrancı okumuştum. Güçlü bir öykü diye düşünmüştüm. Etkileyici. Bu kitap , mürebbiye , bir kaç öyküden oluşuyor. Yine güçlü kalem , güçlü duygular , akılda kalıcı hikayeler. İkinci öyküsünü beğendim , söylemeliyim. Bilemiyorum. İyi bir öyküyü bir kaç cümleyle etkileyici kılmayı başarmış. Yaşlı adamın ,bundan bir novella çıkmaz mı , sorusuna , hikayedeki anlatıcının verdiği cevap ve yaşlı adamın duygularını ele verdiği başka bir cevapla hikaye bambaşka bir derinliğe girmiş oldu. Roller bir anda tersine döndü. İşte Stefan Zweig bu. Ama bu kitaptaki geç ödenen borç adlı öykü kalbime dokundu. Beni insanların içinde , güpegündüz ağlattı. Mükemmeldi. Duyguları çok güzel vermiş be . Her bakış , her çaresiz susuş öyle gerçek , öyle çarpıcı ki. Biliyorum ki bu hikaye yıllarca benimle yaşayacak , kafamın içinde dönüp duracak.
Mürebbiye
MürebbiyeStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202126,5bin okunma