Elbette insan benzersiz bir zekâya sahiptir. Gelgelelim her türün kendine uygun zihinsel yetileri vardır. İş kaybolmadan yolculuk etmeye, bir avcının yerini saptamaya, ormanın derinliklerinde yiyecek bulmaya geldiğinde kuşlar bizden çok daha akıllıdır, dolayısıyla iki sinekkuşunun poker oynadığını hiç görmememizin bir önemi yoktur.
Biz de isterdik poker kumarbazı olmayı, ama coğrafyadan dolayı iddia, sportoto kumarbazı olabiliyoruz sadece.
Reklam
ben bilirim bunları bunlar dün de vardılar dünden önceleri de poker biriç oynar gibi devrimcilik oynar bunlar ekmek elden su gölden ütseler de ütülseler de kumarda sırıtır suratları ileride görünmek için babalarından göstermek için kulağı geçtiklerini şatafatlı boynuzlarla dolaşmaktan utanmazlar bunlar o kadar çok utanmazlar ki öylesine yitirmişler ki ar duygusunu ceplerinde paraların en kirlisi ağızlarında amerikan çikletidir devrimci sözcüklerin en sivrisi yazmadan yazar ve şiirsiz şairdir herbirisi
Sayfa 232Kitabı okudu
Anneme bakılacak olursa, Mustafa Kemal, kişisel yaşamında yalnız ve mutsuz bir insandı. Yakın çevresinin içtenliğine de tam bir güven duyamıyordu. Annem, son yıllarında küçük Ülkü'ye bağlanmasını çok anlamlı bulurdu bu açıdan. Çünkü beş yaşında bir çocuğun ona dalkavukluk etmesi söz konusu olamazdı. Onun sevgisine güvenebilirdi hiç olmazsa. Mustafa Kemal çok küçükken yatılı askeri okula verilmiş, anne sevgisinden yoksun kalmıştı. Afet Hanım dışında, hiçbir kadınla uzun süren mutlu bir ilişki kuramamıştı. Evliliğinin bir fiyaskoyla sonuçlanması, kendi kabahatinden çok Latife Hanımın kabahatiydi anneme göre. Avrupa uygarlığına dönük, yabancı diller bilen bir kızla evlenmek istemişti. Gerçi Latife Hanım yabancı diller biliyormuş ama, davranışları hiç de uygar değilmiş anneme bakılacak olursa. Aklın alamayacağı kadar kıskanç ve hırçınmış. Değil Mustafa Kemal gibi birinin, en sıradan bir erkeğin bile tahammül edemeyeceği kıskançlık sahneleri yapar, herkesin önünde hırçınlığını gözler önüne serermiş. Örneğin odaya dalıp, "Kemal, gene mi içiyorsun?" ya da "Kemal, gene mi poker oynuyorsun?" diye bağırırmış.
Sayfa 164Kitabı okudu
Biliyor musun, profesyonel bir poker oyuncusu kendine verilen kâğıtları masadan nasıl sıyırıp alırsa, onun sözleri de öyle çıkıyor ağzından.
Sayfa 279 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Hayatı poker masasında bir ele benzetirsek sinerji adeta destenin tekrar karilip elin yeni baştan dağıtılması gibidir ...
Reklam
"Hayatımın hiçbir döneminde poker suratlı olmayı başaramadım zaten. Kalbimde ne hissediyorsan anında kıyılarıma da o vuruyor şüphesiz. Çocuklarım yüzüme bakınca sanki oradan her şeyi okuyorlar. Sanki sünger gibiler bütün duygularımı çekiyorlar."
Sayfa 5 - Cezve kitapKitabı okuyor
Satranç oynayanlar piçleri terk eder. Poker oynayanlarsa görüşmeye devam eder.
Kafir
Bana poker oynamayı öğretmesi, benim ona Harry Potter izletmem... Ve kitapları okutmam hoşuma gidiyordu.( Daha önce hiç okumamıştı, kâfire bakın)
Sayfa 235 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Eski bir kumarcı atasözü der ki; “Poker masasında ilk 15 dakikada kerizin kim olduğunu anlayamazsan masaki keriz sensin demektir”
Reklam
Six of Shadows
Gritty streets and shadows deep A crew of outcasts Secrets they keep Six of Crows Masters of the trade In Ketterdam they've paved their way Dirty hands and hearts of gold Their stories woven Yet untold Inej with her silent grace Kaz the schemer With a poker face Nina The flame that never dies Matthias The wolf with haunted eyes Jesper With his guns ablaze Wylan The boy with secrets he plays
Sonra para kazanmak: Bol bol, avuç avuç, çılgınlar gibi kazanmak. Sonra güzel bir karı almak. Kafaca anlaşacağın ve ruhu ruhuna uygun bir kadın değil! Herkes gördüğü zaman 'Aman! Bakın, falancanın ne enfes karısı var!' desin yeter! Yalnız bu noktada idealistsiniz ve maddi menfaatler ve rahatlar haricinde yegâne manevi zevkiniz budur: Güzel karı alıp herkese parmak ısırtmak. Sonra otomobil, apartman... Daha sonra göbek, poker. Hayatınızı gözümün önüne serilmiş gibi görüyorum, bir şey dediğim de yok, pekâlâ! Demek ki böyle icap ediyormuş, böyle olsun. Fakat bu istikbale hazırlanırken şu yaptığınız işler tarzındaki bir mukaddemeye ne lüzum var? Yarın yaşlanınca eşe dosta: 'Gençliğimizde çok idealisttik ama, hayat insanı değiştiriyor. Şimdi realist olduk. Ah, o ateşli günler!' diyebilmek için mi? Bu gevezelik devrine sırtınızı vererek bundan sonraki hayatınızın kepaze ve boş mahiyetini mazur göstereceğinizi mi ümit ediyorsunuz?"
Sayfa 190Kitabı okudu
Zevkler Tartışılmaz
Curio... Kendisine bir sigara verildiği ya da bir poker dörtlüsünü tamamlaması istendiği zaman -Ben yalnız kadınlara düşkünüm, derdi
Sayfa 293Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.