Şevval

Şöyle bir hikayesi var: Dört oduncu, iki kişilik kocaman testereleriyle ormanda ağaç kesmeye gider. İlk iki oduncu 9:00'da başlar ve bütün gün hiç durmadan bir ağaçtan ötekine giderek odun keserler. Bu ikilinin ilk ağacı kesmeleri 20 dakikalarını alır. İkincisini 30, üçüncüsünü 45 dakikada, dördüncüsünü bir saatte keserler. Her yeni ağaçta bu süre biraz daha artar. Çünkü testere gün içinde gitgide daha çok körelmekte ve ikili her seferinde daha çok yorulmaktadır. Gün sonunda toplam dokuz ağaç kesmişlerdir ve sonunda ailelerine döndüklerinde onlarla ilgilenecek halleri kalmamıştır. İkinci çift saat 9.00'da işe başlar ve ilk ağacı 20 dakikada keserler. Sonra biri testereyi bilerken diğeri çay yapar. Bu onların 10 dakikasını alır. Ardından ikinci ağaca geçer ve 20 dakikada keserler. Bu kez diğeri testereyi bilerken arkadaşı çay yapar. Üçüncü ağaç da 20 dakika alır. Aynı işlemi gün boyu tekrarlarlar. Gün sonunda 14 ağaç kesmişler, bir saat öğle molasına ayırmışlar ve eve döndüklerinde aileleri ve “özel yaşam”ları için zamanları kalmıştır.
Şevval okurunun profil resmi
“Bu hikayeden alınacak ders şudur: Hızınızı ayarlayın, hiç mola vermeden işi bitireceğim demek yerine geleceğe dönük düşünün. O zaman daha çok iş yapabilir, daha iyi bir iş-özel yaşam dengesi kurabilirsiniz.”
Reklam
Her sabah 86.400 dolar yatırılan bir banka hesabınız olduğunu hayal edin. Banka, her akşam, bu paranın harcayamadığınız kısmını hesabınızdan çekiyor. Parayı ertesi güne devredemiyor, başka bir hesaba havale edemiyorsunuz. Ne yapardınız? Ben olsam her kuruşunu harcardım, bence siz de aynısını yapardınız!
Şevval okurunun profil resmi
Evet, “Zaman Bankası” nda gerçekten böyle bir hesabınız var. Her sabah hesabınıza 86.400 saniye yatırılıyor. "İyi" bir amaca yatırım yapamadığınızda da her gece zamanınızın kalan kısmı hesabınızdan çekiliyor.
Bir ağacın ölüsünün dirisinden daha değerli olduğu, balina ölüsünün dirisinden daha değerli olduğu bir dünya burası.
Şevval okurunun profil resmi
Korkutucu ama artık ağacın da balinanın da bizler olduğunu görmek, uygarlık olarak uyanmamızı ve teorideki hatayı görmemizi sağlayan son damla olur umarım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yağmurun altında, dinlemek sesini. Kokusunu duymak, yaşamın kokusunu. O bir damlanın, ağaçların üstüne düşüp hayat vermesini izlemek. Bir yandan kaçan insanlar, en çok ihtiyacımız olandan kaçarlar. Bu huzurlu sesi duymazlar. Ben kağıdımı kalemimi alıp koştum. Bu sesi, huzuru dinliyorum. Yaşamı dinliyorum. Kalemimden kaçıyorlar harfler ait oldukları yere, yağmurun toprakla buluşması gibi. Bakıyorum gökyüzüne, bulutlar kaplamış her yeri. Islanmış saçlarımı savuruyorum etrafa. Gülümsüyorum, her şeyi unutup sadece gülümsüyorum.
Şevval okurunun profil resmi
Tabi asılmış çamaşır yoktu o gün.
19 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.