Oldukça popüler olan Tim Allen filmi, Noel Baba'yı ele alın. Hediyelerin dağıtıldığı, Noel Baba'yla ilgili bir çocuk fantezisi, soyut fikirler ve felsefe içerme yen bir aile eğlencesi, sadece güvenli, çelişkiler barındırmayan belli başlı duyguları ifade eden türde bir film. Filmin ortasında, konuyla alakası olmadan, hikâye Noel Baba'dan uzaklaşır ve iki "gerçek iş adamı" gösterilir. Bunlar düşük kaliteli ürünlerle ülkedeki çocukları dolandırmak için (güya daha fazla kâr etmek için), neşeli bir şekilde plan yapan oyuncak imalatçılardır. Daha sonra, karakterler bir daha görünmemek üzere kaybolurlar. Düşüncesizce yapılmış bir göndermedir ve izleyici, burada bir çelişki yokmuş gibi, onaylar bir tarzda kıkırdar. "Herkes iş adamlarının böyle olduklarını bilir." Eğer başka bir azınlığa -ve siz çok küçük bir azınlıksınız- böyle davranılsa ülkede kopacak feryadı hayal edin. Bir filme kadınların, eşcinsellerin veya zencilerin dolandırıcı olduklarını gösteren küçük bir sahne konulsaydı, film ihbar edilir, yeniden elden geçirilir, muhakeme edilir ve özür dilenerek sinema salonlarından çekilirdi. Peki ya iş adamları? Para kazananlar ve kâr amacı güdenler? Bunlara yapılan her şey mübahtır çünkü onlar kötü yani bencildir. Onlar "domuz", "hırsız", "kötü"dür. Herkes bunu bilir! Yeri gelmişken, bildiğim kadarıyla bir tek iş adamı veya iş adamı grubu bile bu filmi protesto etmedi.
Sayfa 30 - Pegasus Yayınları - Çeviren: Nejdet Kandemir, Taylan Barış Kızılöz - I. Baskı: 2021 • İş Adamlarının Felsefeye Neden İhtiyaçları Vardır, Leonard PeikoffKitabı okudu
- TÜRK OLMIYAN MÜSLÜMAN KAVİMLERİN AYRILMAGA BAŞLAMALARI a) Arabistan kavimleri: Vehhabi hareketi - Osmanlı memleketlerinde XIX. asır iptidalarında başlıyan milli hareketlerden bahsedilirken, garp müverrihlerine tebaan yal­nız hıristiyan kavimlerin milli hareketleri kale alınmak, muasır müverrihlerimizce bir adet olmuştur. Lakin XVIII. asır
Reklam
Bir mutsuzluk işareti (sanki kendini mutlu hissetmek yavanlık, iddiasızlık, sıradanlık işaretiymiş gibi), öyle büyüktür ki bir kimse başka birine "Ne kadar da mutlusunuz!" dediğinde, protesto edilir genellikle.
Bir mutsuzluk işareti, öyle büyüktür ki bir kimse başka birine "Ne kadar da mutlusunuz!" dediğinde protesto edilir genellikle.
Sayfa 297
Vedat Demircioğlu, Ahmet Davutoğlu ve Tuluyhan Uğurlu'nun akrabasıydı.
1967 yılından itibaren Türkiye'ye gelmeye başlayan ABD'ne ait 6. Filo'nun her ziyaretinde, aşırı solcu gruplar çeşitli protestolar düzenlemişlerdir. Temmuz 1968'de yapılan protesto eylemlerinden sonra İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisi Vedat Demircioğlu'nun İTÜ yurdunda yapılan arama sırasında kaçarken camdan düşerek ölümü bu gruplar için bir eylem vesilesi olur. 1969 yılının 10 Şubat'ında Dolmabahçe açıklarına demirleyen 6. Filo'yu protesto için 10 Şubat'ta Dolmabahçe Rıhtımı gönderine, 11 Şubat günü ise İstanbul Beyazıt Yangın Kulesi'ne Demircioğlu anısına kırmızı bir bayrak çekerler. Sağ basın da bu olayı "Kuleye kızıl bayrak çekildi" olarak verir. Bunun üzerine bazı gazete yazarları, Komünizmle Mücadele Derneği ve MTTB öncülüğünde 14 Şubat'ta "Bayrağa Saygı" mitingi düzenlenir ve ihtilalci solun bu tutumu protesto edilir. Aşırı sol ise 16 Şubat Pazar günü, işçi sendikaları, bazı meslek kuruluşları ve tüm sosyalistler "Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü” adı altında bir miting ve yürüyüş düzenler. Beyazıt'ta toplanan sol topluluk, Sultanahmet, Sirkeci, Karaköy, Tophane üzerinden Taksim'e doğru yürüyüşe geçer. Yürüyüş esnasında, "Emperyalizme Hayır, Sosyalizme Evet", "Köylüye Toprak Yok, Amerikan Üslerine Toprak Çok" şeklinde sloganlar atılır. Kalabalık kitle Taksim'e geldiğinde burada sağcı olarak bilinen grupla karşılaşırlar ve aralarında bir arbede yaşanır. Kanlı Pazar olarak ünlenen bu olaylar, iki kişinin ölümü ve yüzlerce yaralanma hadisesi ile son bulur.
Sivil Toplum
Sivil toplum, devlet içindeki hükümetten bağımsız olan bütün kurumları kapsar. Bu tür kurumlar arasında gönüllü kuruluşlardan sosyal ve spor kulüplerine, protesto gruplarından kilise cemaatlerine kadar bireylerin karşılıklı anlaşma ve serbest birleşim ile bir araya geldiği çok çeşitli yapılar yer alır. Sivil toplum bazen, siyasi bir yönü de olan toplumdan ayrılır; devletin yaptırımı olmaksızın toplu eylemleri yürüten organları ifade eder. Sivil toplumun gelişimi genellikle demokrasinin temel bir koşulu kabul edilir. Bunun aksine totaliteryanizm buna tahammül edemez; ona göre bütün faaliyetler devlet tarafından kontrol edilmelidir. Sivil toplumlar bir çok eski komünist ülkede ortaya çıkmış ancak Çin'de bu fenomen hala gelişmemiştir ve tehdit altındadır. Yerleşik demokrasilerde bile, nelerin devletin sorumluluğunda olması nelerin sivil topluma bırakılması gerektiği konusundaki tartışmalar devam etmektedir.
Sayfa 214 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
61 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.