Alman asıllı bir doktor olan Horney psikanlitik ekolü benimsemiş ancak sonrasında katı Freudcu görüşlere karşı çıkarak kendi psikanaliz kuramını kurmuştur.
Genç adam, psikanaliz koçbaşı değildir. Darbe ardına darbe indirerek yorgun egoların yırtık pırtık haldeki teslim bayraklarını çekmesini beklemek değil yaptığımız.
"Epey önemli bir şey söylüyorsunuz. Yani sizce ışıkları kapatıktan sonra başlayan çarpıntımın nedeni, ölüm kaygısı mı?
"Evet, aynen öyle düşünüyorum. Siyah kuşun olduğu kâbusunda ışıkların kararmasını hatırlıyor musun? Karanlık, kişinin kendi ölümünü fark etmesi için gereken zemini hazırlar. Yeri gelmişken, yapbozun bir diğer parçasıyla ilgili bir şey daha söylemek istiyorum. Cinsel uyarılman..." Bir defada çok fazla şey söylediğimin farkındaydım ama bir kez başlamışken artık kendimi durduramıyordum. "Seksi, ölümün canlı rakibi olarak görmüşümdür hep. Zaten orgazm, yaşamın başlıca kıvılcımı değil midir? Ölümle ilgili korkuları nötrlemek için cinsel duyguların alevlendiği pek çok durum biliyorum. Bence kâbusunun sonundaki güçlü ereksiyona yol açan da bu koruyucu süreçti. Ayrıca bu durum yatmadan önce mastürbasyon yapmanı da açıklıyor. Mastürbasyon sayesinde ölüm kaygısını kovuşturarak kendini teskin ediyorsun."
#irvindyalom #günübirlikhayatlar #psikanaliz
'[D]evrime karşı özlem, tek ama tek bir mesele ile, her zaman efendinin söylemiyle ilgilidir. Deneyimlerin bize kanıtladığı şey budur. Siz devrimcilerin özlem duyduğu bir Efendidir ve bu rejimin köleleri rolünü yerine getirdiğinizde ona sahip olacaksınız!... Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor musunuz? Bu rejim sizleri sahneye itecek ve diyecek ki: 'Nasıl becerdiklerini izleyin ...'
Sayfa 513 - Öznellik ve Örgütlü Başka: Simgesel Otorite ve Fantazmik Jouissance Arasında, Yannis StavrakakisKitabı okuyor
Bilinçaltının ve cinselliğin itici gucunu Freud'dan önce bulgulayan Lawrence, Freud'u öğrendikten sonra psikanaliz, bilinçaltı ve bilinçaltının fantezileri konularını inceledi. Onun cinselik anlayışı Freud'unkinden daha esnek, daha şiirsel ve geniş kapsamlıdır.
(…) diyelim hasta bir kahve yetiştiricisiyse Whitehorn kahve hakkında her şeyi bilmek ister, onu nasıl yetiştirdiklerini, neler olduğunu ve kahveyi alçağa değil de yükseğe ekmenin neden daha iyi olduğunu falan sorardı. Eğer hasta bir on altıncı yüzyıl tarihçisiyse ona İspanyol Donanması'nın kuruluşu ve dağılışı hakkında saatlerce sorular sorardı. Bazen onun temposu beni sabırsızlandırırdı; işini hiç aceleye getirmezdi. Ama hastanın kendi psikotik düşünme tarzını ve paranoid sisteminin geniş parametrelerini yavaş yavaş ortaya döktüğünü tekrar tekrar duyar, irkilirdim. John Whitehorn bilge bir adamdı. Güncel psikanaliz fikirlerine ve jargonuna düşmandı ve kendi teorilerini hep yeni baştan kurdu. Sağduyusuna güvenir, her bir hastayı dinlemeye boş bir levhayla başlar ve her bir kişinin hikâyesini ayrı keşfederdi.
İhtiyaç için çocuk dünyaya getirmek yanlış bir şey, yalnızlığını hafifletmek için çocuğu kullanmak yanlış, insanın kendisine benzer bir kopya çıkarmayı kendine amaç edinmesi yanlış.
“Ya kadının? Ya kadının anlamı, kadının özgürlüğü?”
“Ben erkekleri kastetmiyorum, insanları kastediyorum; erkek olsun kadın olsun hepimiz kendi seçimimizi yapabilmeliyiz.”