Akarsuyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine.
Sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının üzerine!
Ağlama salkımsöğüt
ağlama.
Kara suyun aynasında el bağlama!
El bağlama!
Ağlama!
İpek Sabahlık. Yazarımız yine bir otobiyografi ile bizleri buluşturuyor ve kalemi en kuvvetli, dönemi en başarılı projelerine imzasını atmış olan Suat Derviş ile bizleri tanıştırıyor.
Suat Derviş'in genç kızlığından itibaren Babıâli'ye girmesi, yaşadığı evlilikler, gazetecilikte göstermiş olduğu başarılar, yazdığı kitaplar, ablasının evliliği, babasının hastalığı ile başlayan maddi zorluklar ve ölümüyle devam eden zorlu süreçler, dibe vuruşları, çıkışları, Berlin, Paris maceralarına şahit oluyoruz. En çok da düşüncelerini her özgürce dile getirdiğinde uygulanan baskılar, tutuklanmasını okuyoruz. Osmanlı'nın yıkılıp Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulum sürecinde yaşana zorluklar ve bu süreçte uygulanan baskılara bir kez daha tanıklık ediyoruz.
Kitabı okurken ara ara dejavu yaşamadım değil hatta bu duyguları çok fazla yaşadım desem yalan olmaz :) Kitapta Celile, Putlar Yıkılırken, Yeşil Mükerrep kitaplarında olduğu gibi birçok tanıdık kişilerle bu kitabında da karşılasıyoruz. Bu yüzden de ara ara daha önce okumuşluk hissi yaratıyor okurunda. Bunun en büyük nedeni de o kişilerin aynı dönem yazar ve sanatçıların olamasından ve birbirleriyle güzel dostluk kurmalarından kaynaklı.
Şimdiden okuyan herkese keyifli okumalar dilerim. Kitapla ve sevgiyle kalın.
İpek SabahlıkOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20172,283 okunma
KURGU İLE GERÇEĞİN AŞKI / OSMAN BALCIGİL
Çok okunan değerli yazarımız Osman Balcıgil'in 'Kurgu İle Gerçeğin Aşkı' adlı son kitabını aldım. Elimde okuduğum kitap Mina Urgan'ın incelemesi Virgina Woolf idi. Kurgu İle Gerçeğin Aşkı'na gözatarken bir de baktım kitabın yarısına gelmişim, bu durumda bırakamadım, devam
Reşat Fuat Baraner 1902-1968 yılları arasında yaşadı. Yazar, çevirmen, siyaset adamı. İstanbul, Berlin ve Moskova da eğitim gördü. Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın akrabasıdır. 1938-1944 yılları arasında TKP Genel Sekreteri olarak görev yaptı.
"Neler gizliydi o üç noktada . Canımın içi, o küçücük üç noktaya kimbilir hangi kelimeleri gizlemişti.."
Sevinerek, üzülerek, korkarak., haykırarak, hayran kalarak , sinirlerim bozularak okuduğum bir kitap oldu . Yer yer ayrıntılardan sıkıldıysam da gerek Hitler dönemi gerek İşkencelerin vahseti beni sarstı.. Ayrıca erkeklerin cinsel organini kadinlarin uzerinde bir guc olarak kullanmasi, bu durumu kitapta öyle bir anlatmış ki sinirlerim fena bozuldu . Etkileyici bir roman,Tavsiye ederim.
Putlar YıkılırkenOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20191,085 okunma
Osman Balcıgil akıcı dili ve roman kurgusuyla insanı kitaba bağlıyor.Nazım Hikmet’in hayatının bir bölümünü konu alan kitapta Ömer ve Leyla adlı iki karakterin yaşadıkları daha ön planda.Geçmişe dönük kısa bilgiler hatırlatmalarla daha da anlamlı ve sürükleyici bir hale getirilmiş
Putlar YıkılırkenOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20191,085 okunma
"Acaba dünyada, ülkesinin yetenekli evlatlarını bu kadar kolay harcayabilen, bir çırpıda silip atan başka bir ülke var mıdr?"
Leyla eşinin son sözlerine bir başka açıdan yaklaştı. "Tıpkı Osmanlıda olduğu gibi! En tehlikeli bulunanlar, ne hikmetse hep en vatanseverler arasından seçiliyor. Devletin
yönetim biçimi değişti değişmesine ama bana soracak olursan, yönetimi elinde bulunduranların aydınlara bakışında eskisinden zırnık fark yok. Eskiden Saray'a karşı olanlara yaşama hakkı tanınmıyordu, şimdi de Ankara'yla ters düşenlere vatan
haini muamelesi yapılıyor."
İspanyada içsavaş bütün hızıyla devam ediyordu.
24 Haziran 1936'da, İspanya hükümeti bütün dünyaya seslenmiş ve yardım istemişti.
Dünya, İspanyada yaşananlara gözlerini kapatmış gibiydi.
Nâzım, Orhan Selim takma adıyla yazdığı Akşam'da, İspanya'ya dair iç parçalayan duruma dikkat çekti.
"ispanyada irtica, çoluk çocuk, kadın erkek, şehir ve köy bütün bir emekçi İspanyol halkının kan ve ateş içinde ezmeye çalışırken.
Burhan Belge, Sadri Ertem ve Nâzım gibi birkaç aydın kalemin** dışında, İspanya'da olup bitenlere kimsenin başını çevirip baktığı bile yoktu.
19 Ağustos tarihinde, ünlü Ispanyol yazar Lorca'nın, *** milliyetçiler tarafindan mahkeme edilmeye lüzum görülmeden
Granadada kurşuna dizilmesi de Nâzım ve arkadaşları dışında kimsenin umurunda olmadı.
* 26 Temmuz 1936, Akşam
** Burhan Belge, Ulus gazetesinde 9 Ağustos'ta "Ispanya Faciası", 11 Kasım'da "Madrid Önünde" başlıklı yazılar kaleme aldı. Sadri Ertem ise Kurun'da 1 Ekimde "Madrid
Düşerse"'yi yazdı.
*** Federico García Lorca 1898 -1936 ylları arasında yaşadı. Şair, oyun yazarı, ressam, piyanist ve bestecidir.
Ömer önce 21 Temmuz 1957" dedi, sonra okuyacağı şiirin adınn söyledi.
"Son Otobüs."
Nazım gülümsedi.
Ömer şiirden bir parça okudu.
"Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği
elimi sıkarken sapladığı bıçak..."