Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SALKIMSÖĞÜT
Akarsuyun sesi dindi. Gölgeler gölgelendi renkler silindi. Siyah örtüler indi mavi gözlerine. Sarktı salkımsöğütler sarı saçlarının üzerine! Ağlama salkımsöğüt ağlama. Kara suyun aynasında el bağlama! El bağlama! Ağlama!
Sayfa 97 - Destek YayınlarıKitabı okudu
"Artık şaşırt­mıyor beni dostun kahpeliği, elimi sıkarken sapladığı bıçak... "
Reklam
Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini şu güneşten düşen ateşe fırlat yüreğini yüreklerimizin yanına at!
Nazım'a göre iyi insan devrimci olandı, devrimden kaçanlardan iyi insan çıkmazdı.
Reşat Fuat Baraner 1902-1968 yılları arasında yaşadı. Yazar, çevirmen, siyaset adamı. İstanbul, Berlin ve Moskova da eğitim gördü. Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın akrabasıdır. 1938-1944 yılları arasında TKP Genel Sekreteri olarak görev yaptı.
Celile Hanım çocukların hali karşısında "Oğlumun huyu. Hamama gider kurnaya, düğüne gider zurnaya aşık olur" dedi, ben malımı bilirim edasıyla.
Reklam
Yeteneklilerin harcanması
"Acaba dünyada, ülkesinin yetenekli evlatlarını bu kadar kolay harcayabilen, bir çırpıda silip atan başka bir ülke var mıdr?" Leyla eşinin son sözlerine bir başka açıdan yaklaştı. "Tıpkı Osmanlıda olduğu gibi! En tehlikeli bulunanlar, ne hikmetse hep en vatanseverler arasından seçiliyor. Devletin yönetim biçimi değişti değişmesine ama bana soracak olursan, yönetimi elinde bulunduranların aydınlara bakışında eskisinden zırnık fark yok. Eskiden Saray'a karşı olanlara yaşama hakkı tanınmıyordu, şimdi de Ankara'yla ters düşenlere vatan haini muamelesi yapılıyor."
Sayfa 388Kitabı okudu
İspanya İç Savaşı- Federico Garcia Lorca
İspanyada içsavaş bütün hızıyla devam ediyordu. 24 Haziran 1936'da, İspanya hükümeti bütün dünyaya seslenmiş ve yardım istemişti. Dünya, İspanyada yaşananlara gözlerini kapatmış gibiydi. Nâzım, Orhan Selim takma adıyla yazdığı Akşam'da, İspanya'ya dair iç parçalayan duruma dikkat çekti. "ispanyada irtica, çoluk çocuk, kadın erkek, şehir ve köy bütün bir emekçi İspanyol halkının kan ve ateş içinde ezmeye çalışırken. Burhan Belge, Sadri Ertem ve Nâzım gibi birkaç aydın kalemin** dışında, İspanya'da olup bitenlere kimsenin başını çevirip baktığı bile yoktu. 19 Ağustos tarihinde, ünlü Ispanyol yazar Lorca'nın, *** milliyetçiler tarafindan mahkeme edilmeye lüzum görülmeden Granadada kurşuna dizilmesi de Nâzım ve arkadaşları dışında kimsenin umurunda olmadı. * 26 Temmuz 1936, Akşam ** Burhan Belge, Ulus gazetesinde 9 Ağustos'ta "Ispanya Faciası", 11 Kasım'da "Madrid Önünde" başlıklı yazılar kaleme aldı. Sadri Ertem ise Kurun'da 1 Ekimde "Madrid Düşerse"'yi yazdı. *** Federico García Lorca 1898 -1936 ylları arasında yaşadı. Şair, oyun yazarı, ressam, piyanist ve bestecidir.
Sayfa 301Kitabı okudu
Reklam
Dost Kazığı
Ömer önce 21 Temmuz 1957" dedi, sonra okuyacağı şiirin adınn söyledi. "Son Otobüs." Nazım gülümsedi. Ömer şiirden bir parça okudu. "Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği elimi sıkarken sapladığı bıçak..."
Sayfa 278Kitabı okudu
Kifayetsiz yöneticiler
Derin bir nefes aldı Nâzım. Uzun konuşacağı belli olmuştu "Bakın çocuklar, parti başka bir şeydir, kifayetsiz yöneticiler ya da kadrolar başka bir şey. Bizler, arada bir değişen yöneticilerin kara kaşlarına, kara gözlerine âşık olduğumuz için partili değiliz. Toplumu değiştirme gücüniü elinde bulunduran biricik araç olduğu için bu çatının altında toplanırız. Siyasi partiler bazen iyi, bazen kötü yönetilir. Bugün içinde değilim ama yarın yine içinde olacağım. Çünkü toplumsal mücadelenin yöneticilere kızılarak yapılmayacağını biliyorum.."
Sayfa 256Kitabı okudu
İlk Türk filmleri
Şair gayet iyi izlemişti Türkiye'de filmciliğin gelişimini. Ülkede, 1914'ten bu yana, yani yaklaşık yirmi yıldır film çekiliyordu. Muhsin Bey Türkiye'de ilk sesli filmi çeken yönetmendi.1931'de Istanbul Sokaklarında'yı** çekmiş ve çok sükse yapmıştı. Filmde iki kardeş aynı kadına âşık oluyordu. Nâzim abartılı, yer yer saçma bulmakla birlikte, ilk deneme olarak çok etkilenmişti Muhsin Bey'in ortaya koyduğu çalışmadan ve "Ben de bu işin içinde olmak istiyorum" demişti. * ilk film 1914 yılında çekilen Ayastefanos'taki Rus Abidesi'nin Yıkılışı'ydı. Sonra 1917'de ilk konulu Türk filmi olan Pençe ve Casus geldi. Onu 1919'da sansürlenen ilk Türk flmi özelliğini taşıyan Mürebbiye izledi. 1921'de Bican Efendi ve Vekilharç çekildi. ** İlk Türk-Yunan ortak yapımı film.
Sayfa 252Kitabı okudu
Rejimin başarısızlığı
"Sovyet Cumhuriyetleri, sıkı bir rejim kurulmadan yönetilemeyecek büyüklüğe ve nüfusa ulaşmıştı. Çoğunluk eğitimsiz insanlardan oluşuyordu. Marx 'n teorisi, işçi sınıfi üzerine bina edilmişti, oysa devrim, beklendiği gibi Arupa'da değil, köylülüğün ezici çoğunlukta olduğu Rusya 'da başlamıştı. Marx'ın kastının ne olduğunu çok iyi anlayan Lenin tarafından yönetilmesine karşın, daha ilk birkaç adımdan itibaren teori flan kalmadı. Kaçnılmazdı böyle olması. Sonrası bilgi, beceri, yetenek ve onların yanına konulmuş iyi ya da kötü niyet ego gibi kavramların kontrolünde gelişecekti."
Sayfa 250Kitabı okudu
Gerçekleri görememek
Senin Troçki ve Ukrayna örneklerinde görüp, bana da göstermeye çalıştığın aksaklıkları, açık söyleyeyim göremedim. Her șeyin doğasına uygun bir biçimde yürüdüğünü düşünüyordum. " Araya girdi Ömer. "Çünkü aşırı duygusaldın. İnsanların çok iyi bir dünyada yaşamalarını istiyordun. Sosyalizm bu yolda sarılabileceğin yegâne öğretiydi."
Sayfa 251Kitabı okudu
1.192 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.