Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

SadeceOkur

Sabitlenmiş gönderi
Aşırı haklı bir söylem
Başarıların da başarısızlıktı. Başarısızlıklar, tabii ki başarısızlıktı; zevkler ise birer acı çekme dürtüsünden başka bir şey değildi.
Reklam
Beşeri haller olarak meşakkat ve haz duyma, kimi zenginlere özgü gelip geçici tutku türünden ayrıcalıklar haline gelmiştir.
Bütün bir tarih boyunca kötü dönemler için en iyi ölçü, satın alınmak zorunda kalınmış olan tüketilen yiyeceğin oranı olmuştu. İyi zamanlarda ise çoğu aile yiyeceğini ya kendi yetiştirdiği şeylerden, ya da hüner ilişkilerinden oluşan ağ için­ den temin ediyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sonuç olarak toplumlar, her bir kazancın bir başkası için kayıp veya yüke dönüştüğü, gerçek tatminin ise her ikisinden de esirgendiği, yekpare dağıtım sistemleriyle devasa ni­telikte elde var sıfır oyunlarına dönüştürülmüştür.
Bilinç her yerde ithal markalar tarafından sömürgeleş­tiriliyor.
Reklam
Günümüz endüstri toplumu, hayatı eşyalar çevresinde dü­zenlemekte. Pazar yoğunluklu toplumlarımız maddi ilerlemeyi, üretilen eşyaların miktar ve çeşitliliğindeki artışla ölçmektedir.
Darphane, bütün mahalli servet ve putları ezip geçerken, para, ölçemeyeceği şeylerin değerini düşürmekte.
Çok daha fazla sayıda bebeğin inek sütüne ulaştığı doğrudur, fakat zengin olsun, fakir olsun. tüm annelerin sütü de kuruyup gitmektedir. Bebek, biberon ih­tiyacıyla ağlamaya başladığında, yani, organizma bakkaldan gelen süte kavuşmaya ve böylece de görevini ifa edemez hale gelen memeden yüz çevirmeye alıştırıldığında tiryaki tüketici doğmuş olur.
Gelişme, bütün toplumlar üzerinde aynı etkiyi yaptı. Aynı tür makinalar, fabrikalar, klinikler, televizyon stüdyoları ve beyin ta­kımlarından sökün edip gelen ürünlere bağımlılığın yeni bir ağı­na düşürüldü her bir kimse.
Günlük olaylara yönelik insan tepkileri standartlaştırıldı. Diller ve tanrılar hala farklı gibi görünse de, insanlar tamamen aynı dev makinanın vuruşlarıyla uygun adım yürüyen muazzam ço­ğunluğa her gün katılmaktalar.
Reklam
Krizler bile bir kesimin daha da güçlenmesi için yaratılıyor d
Kriz (crisis), doktorların, diplomatların, bankacı ve çeşitli sosyal mühendislerin yönetimi ellerinde tuttukları ve özgürlüklerin as­ kıya alındığı bir zamanı ifade etmeye başladı. Tedavi altındaki hastalar gibi, uluslar da vahim noktaya doğru ilerlemekteler. Bü­ tün modern dillerde “seçim” ya da “dönüm noktası” anlamında kullanılan bir Grek terimi olarak crisis, artık günümüzde “şoför gaza bas” anlamına gelecek şekilde kullanılmakta. Kriz (crisis) şimdilerde kendisine karşı para, insan gücü ve yönetimin ayak- landırılabileceği uğursuz fakat yatıştırılabilir bir tehlikeyi hatıra getiriyor.
Hayal, fikir, duygu ve düşüncelerin mühendisliklerce planlanmış -medya vasıtasıyla paketlenip dağıtı­lan- ürünleri, gece gündüz, devamlı bir surette anlayışımıza sal­dırmaktadır.
Gerçekçi olmayan fiyatlar ve gittikçe büyüyen tüketim uçu­rumları, yeni yoksulluğun önemli yönleridir. Fakat benim asıl il­gim, modernizmle birlikte gelen değişik bir sonuca yönelik: Özerkliğin ortadan kaldırıldığı, tatmin duygusunun köreltildiği, hayatın monotonlaştırıldığı ve ihtiyaçların hemen herkes için gi­ derilmemiş şeyler olarak kaldığı bir süreç.
Hastaneye düşeceğine ecelinle kenarda öl
Yine on yıl önce, modern tıbbi ku­ramların işe yararlılığı çevresindeki mitler hala tartışma götür­ mez şeylerdi. Pek çok iktisat bilimi ders kitabı, ortalama insan ömrünün gittikçe uzadığı, kanser tedavisinin ölümü geciktirdiği, doktorlara itibarın daha yüksek bebek yaşama oranlarını getirdi­ ği inancını taşıyordu. O günlerden bu yana, halk, doğum-ölüm istatistiklerinin gösteregeldiği şeyi “keşfetti”: Ortalama insan ömrü, son birkaç nesil boyunca toplumsal bakımdan önem arzedecek tarzda hiçbir değişiklik göstermemişti; üstelik, bugün çoğu zengin ülkede, büyükanne ve babalarımızın zamanına göre, hat­ ta pek çok fakir ülkede olduğundan da kısaydı.
Dünyanın en saçma şeyi zorunlu eğitim
On yıl önce zorunlu eğitim, güçlü tabular tarafından hala ko­runuyordu. Bugün ise onun savunucuları sadece, ya işleri buna bağlı olan öğretmenlerdir, ya dü yüksek burjuvaziye karşı verdik­ leri bir göstermelik savaşta profesyonel bilgi sahiplerine destek veren Marksist ideologlardır.
13,9bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.