Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

özlem

Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve yüzüm ömrümün atlası; düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür hanım?
Reklam
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Yüreğim seninle yaylalar kadar serin Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam, Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam Sen dolsan yeter.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Huzur ellerinin güzelliğidir Gözlerin karşımda bir mutluluk denizi Her sabah soframızda ekmeğimizi Sen bölsen yeter.
Ne olur bir gün beni Kapından olsun dinle Öldür bendeki beni Sonra dirilt kendinle Çarpsam kara sevdayı En azından yüzbinle Nasıl bağlandığımı Anlarsın kemendinle
Yavuz Bülent Bakiler
Yavuz Bülent Bakiler
Reklam
Soran ben; sorulan sen; hüznü damıtan benim Öldüren ben; ölen sen; kabirde yatan benim Sen sevda yüklü bulut, göklerimin sahibi Saklıyorum içimde seni bir tufan gibi
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Senin gözlerin dram; oysa ağlatan benim Ben dilenci; sen sultan; sevgi dağıtan benim Sen ışık; ben karanlık ve aydınlatan benim Ben ölümüm; sen hayat; cana can katan benim Sabah sende oluyor; güneşi tutan benim
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Uykuların kaçar geceleri Bir türlü sabah olmayı bilmez Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar, ne yastık Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
"Gece, sahurda evlerin ışıkları bir bir yanınca, şehir bir şölen hazırlığındaymışçasına uyanır. Oruç, ruhların şölenidir." Sezai Karakoç
Reklam
adını söylemek istemiyorum her hecesi amansız bir kor dudaklarımda her harfine yıllardır şimşeklerle yarıştım zindanlara karıştım, ölümlerle tanıştım adını söylemek istemiyorum rüveyda dediğim zaman anla ki, senin için yürüyor kelimeler çığlığımın atardamarlarından
fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına bir güvercin uçurup kıtalar arasından çağırdın beni geçerek birer birer sürgün kanyonlarını derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
hangi yıldızdır bilmem, gözlerin kayar da üzerime rüveyda önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime sonra açılır önümde ıstırab vadileri silik renkleriyle adımlarıma çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir hayalin bittiği menfeze doğru alaca bir at koşar içimde zamansız, mekansız nefese doğru..
Günaydınn ☀️ artık hiç ara vermeden kitap okuma isteğime kavuştuğum için mutluyum
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.