Eziyet gibiydi, birçok anlamda.
Ezilirken bile gülümsemene sebep olacak şeylerin de olduğunu gösteren bir yıldı. Büyüdüğüm ve büyürken ne sancılar çekildiğini öğrendiğim bir yıldı. Bebeklerin de insanları nasıl büyüttüğünü yaşayarak gördüğüm bir yıldı. :’)
Her şeye rağmen aşkıyla yanıp tutuştuğum Ankara'ya kavuştuğum, şu günlerde kendisiyle pek anlaşamasam da hayatımda özel bir yeri olan edebiyat bölümüne yerleştiğim bir yıldı.
Bunların da ötesinde kendi başının çaresine bakma telaşına düşmenin, omuzlara nasıl yük bindiğini fark ettiğim bir yıldı. İlklerin bolca yaşandığı bu yıl, bazı şeylerin sonunu getirdi bir yandan. Bitmez dediğim dostluğum bitti, üzmez dediğim insanlar üzdü, geçmeyecek dediğim ne varsa -kısmen- geçti, bitmeyecek dediğim ne varsa bitti, yerine yenisi geldi. İlk gününden son gününe kadar bir sürü iyikimin bir sürü keşkemin olduğu bir yılı geride bıraktım. Umarım bu yıl iyikilerimin, keşkelerimi ezdiği; gördüğüm tek ezilmenin bu ezilme olduğu bir yıl olur.
Finallerden de geçmek dileğiyle :’)
Şimdiden, cümleten mutlu yıllar!