Bayan R.

Bayan R.
@rabicim
Nevi şahsına münhasır Okur yazar çizemez Türk Dili ve Edebiyatı
48 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 21 days
Söylemek istediklerim var, çok uzun değil. Ne olacak bu edebiyatın hali, diye gecelerce yakınırken bir kez daha fark ettim ki edebiyatın yıkılmaz kalesi dergidir! Okumaya başladığım ilk andan bitirdiğim bu ana dek hisler havuzunun içinde yüzsem de kapağı kapatıp masaya bıraktığımda benimle kalan tek his, edebiyat oldu. Her satırında her sayfasında masamda durduğu her anda edebiyatı hissettim. Edebiyat hissetmek de öyle kolay değildir, bence. Yolun nereye çıkacağını bilmediğim dahası yolda olup olmadığımı kestiremediğim şu sancılı günlerde beni anladı sanki o satırlar. Ailemden biriyle sohbet ettim bazen, okurken o satırları. Dergiler arkadaş gibidir bu yüzden. Dergi okumayı seven ama bir türlü düzeni kuramayan biri olan bana, İzdiham Dergisi 54.sayısı ilaç gibi geldi. Emeği geçen herkesin emeğine, kalemine, yüreğine sağlık! Kalın sağlıcakla! #izdiham #dergi
İzdiham - Sayı 54 (Ocak-Şubat 2024)
İzdiham - Sayı 54 (Ocak-Şubat 2024)İzdiham Dergisi · İzdiham Dergisi · 2024281 okunma
Reklam
464 syf.
7/10 puan verdi
Spoiler olabilecek birkaç cümle mevcuttur. "Bazı öyküler ölmez, sonsuza dek yaşardı...." Uhh! Sıcağı sıcağına geldim buraya. Henüz önümde son sayfası açık, ayracı ve post-itleri koltuğun üzerinde dağılmış dururken söylemek istediğim birkaç şey var. Böylesi akıcı, anlaşılır, sade bir dil ile karşılaşacağımı bilmeden başladım
Çimen
ÇimenR. Ayça Kavraz · Artemis Milenyum · 202285 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 44 days
Kırk dört gün sürdü okumam... Sınava az bir zaman kala başlamış, başlarda gayet güzel okurken daralan sürenin getirdiği telaş ve ders çalışmak dışında yaptığın iş için çekilen vicdan azabından ötürü kitabı okumayı bırakmıştım. Okumayı bıraktığım kitabı alır, rafa geri kaldırır; kim bilir birkaç sene sonra okurdum ama İnsanlığımı Yitirirken hep başucumda, ajandamın üzerinde durdu. Okuma fırsatını yeniden bulduğumda oturdum ve bu sefer bitireceksin Rabi, dedim kendime. Ve kırk dördüncü günün sonunda bitti. İlk sayfalarında daha Dazai'nin kendisini okuyacağımı hissetmiştim. Yozo aslında Dazai'ydi hislerime göre. Bazı cümleleri vardı, okuduktan sonra iç çektim uzun uzun. Çünkü bu kitabı okumaya başladığımda bir yerde, ufak bir yer dahi olsa, zamanında hissettiğim o acımasız duygulardan birine rastlayacağımı biliyordum. Nitekim öyle de oldu. Çocukluğundan bahsediyordu kitap, yetişkinliğinden. Ve bir çöküşten. Günden güne büyüyen bir çöküşten... Kızdığım, üzüldüğüm, empati yaptığım, ara sıra boşluğa düştüğümü de hissettiğim bir kitap oldu İnsanlığımı Yitirirken. Yazarken hangi kelimenin nasıl kullanması gerektiğini bilmediğim ve seçemediğim bir kitap oldu. Okuyan başka biriyle, hem kitap hem de Dazai'nin hakkında yüz yüze konuşmayı istediğim bir kitap oldu. Ve evet, "acı çekenler başkalarının acı çektiğini hissederler," demesi gibi çekilen acıyı hissettiğim, her iki tarafın acı çekerken nasıl da çaresiz olduğunu bir kez daha anladığım bir kitap oldu İnsanlığımı Yitirirken. :’)
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334.7k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 12 days
"Milou, gerçekten evindeydi. Mükemmel ya da geleneksel olmayabilirdi ama onundu. Arkadaşları ona, o da arkadaşlarına aitti..." Geçen yıl mayıs ayında İzmit Kitap Fuarından almıştım Sahipsizler'i. İyi ki de almışım. Ve tam zamanında okumuşum, onu fark ettim. Koşturmacalı geçen günlerin içinde böylesine kendine bağlayan bir hikayeyi okumak ilaç gibi geldi. Genç Timaş'ın kitaplarını çok sevdiğimi ve gönül rahatlığıyla, sindire sindire okuduğumu fark ettim. Normalde okuduğum kitap, bir hafta içinde bitmediği zaman gerilir; okumayı bırakmaya kadar giderdim. Bir zaman sonra kitabın da bitmesini gerektiğini düşüp o kitabı üzerime yük yapardım ama Sahipsizler'i okurken hiç öyle olmadı. Hemen eve gitmeliyim, diyordum kendi kendime. Okumadığım gecelerde aklım kitapta kalıyordu. Her bölüm bir öncekinden heyecanlı ve merakla bitiyordu çünkü. Kitabı okumadım, yaşadım. Ve evet, bizim beşliyi de pek bir sevdim. :') Özellikle son bölümlerini, son sayfalarını okurken kendimi iyice kaptırdım. Heyecanlandım, korktum, panik bile yaptım. :) Üzüldüm de tabii, hüzünlendim, güldüm de. Dolu dolu yaşadığım kitap oldu. Akıcılığı, karakterlerin sevimliliği derken -uzun sürede okusam da- kitap aldı götürdü. Ve siz çocuklar, Kardeşlik için kan bağının pek de gerekli olmadığını bir kez daha öğrettiğiniz için size teşekkür ederim. :') Umarım yel değirmeninde Fenna'nın sıcak karamelli wafflelarını yerken hep mutlu olursunuz. Sizinle tanışmak güzeldi. :')
Sahipsizler
SahipsizlerHana Tooke · Genç Timaş · 2022372 okunma
528 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Ne güzeldin be Kefen! Okurken durup gözlerimin dolduğu, bazen de dolanın taştığı yerler çoktu. Ah Efraz... Ne güzel kız çocuğusun sen öyle! Hayran kaldım sana. Kurduğun cümleler, yakarışların başı öne eğip de sorgulatıcı nitelikteydi çoğu yerde. Bu kadar berbat mı gerçekten insanoğlu, diye sordum durdum bazen. Behzat... Gerçek misin hayal misin bilemem ama yüreğin, bir çocuğunun hayalleri kadar güzel ve hayran olunasıydı. Sana da hayran olmamak elde değildi. Senin gibi kalbi güzel insanlara ihtiyacımız var bugün de. Yüreğine hayran kaldığım kitap karakterlerinin arasında en başlardasın. Seninle tanıştığım için, seni okuduğum için mutluyum. Öte yandan Banu, Seyit, Beliz ve Yargıcı ailesi... Hepiniz bir olup iki güzel kız çocuğunun hayatlarını ellerine verdiniz. Behzat'ın yanında olup o güzel kızlara verdiğiniz desteği, Hele de Banu'nun verdiği desteğı, yıllar sonra kitabı elime alıp açtığımda da büyük bir mutlulukla okuyacağım. Dönüp dolaşıp okuyacağım satırlarda hep sizler de olacaksınız. Sevimli Aden'e güldüğüm, Efraz'ın yaşadıklarına ağladığım, sonlara doğru umutla dolup taştığım bir kitap oldu. Ara ara elimin uzanacağı ve sayfalarında gezinirken okurkenki heyecanımı, burukluğumu hatırlayacağım bir kitap oldun Kefen!
Kefen
KefenŞehnaz Haşimoğlu · Dokuz Yayınları · 2020740 okunma