Kendini ne sanıyordu bu genç; bütün kültürlü dünya haksız, o haklıydı, öyle mi? Martin’in sözleri ve düşünceleri Ruth’un üzerinde bir etki bırakamamıştı. Devrimci fikirlere sempati göstermeyecek ölçüde sağlam bir şekilde bağlıydı müesses nizama. Her zaman müzik dinler, çocukluğundan beri operadan hoşlanırdı; sadece kendisi değil, bütün çevresi de böyleydi. Bu Martin Eden, ragtime müziğinin ve işçi sınıfı şarkılarının içinden, üstelik de yenilerde çıkıp gelmiş biri olarak, hangi hakla dünyanın her yerinde geçerli olan müzik üzerine hüküm beyan ediyordu? Canı sıkılmıştı kızın, gencin yanında yürürken belli belirsiz de olsa hakarete uğramış hissetti kendini. En iyi durumda, en hayırhah ruh hali içindeyken bile Martin’in düşüncelerini dile getirmesini bir kapris, kendisini ise davetsiz gelen yontulmamış bir delibozuk olarak görüyordu. Ama ne zaman ki Martin kapının önünde Ruth’u kollarına alıp dudaklarına sevecen bir öpücük kondurdu, ona olan aşkının depreşmesiyle her şeyi unuttu. Sonra da son zamanlarda sık sık olduğu gibi çevresinin onaylamadığı böylesine tuhaf birini nasıl sevdiği konusunda kafası karışmış halde yatağında dönüp durdu.
Fokstrot ve ragtime arasındaki rabıta
Modern caz fokstrotla başladı. Bu yeni dansta dört vuruşluk bas ragtime'da olduğu gibi, ama çok daha ağır adımlarla ve şaşırtıcı biçimde en zayıf olan ikinci ve dördüncü vuruşların vurgulanmasıyla geliştirilmiş biçimde kullanılır.
Sayfa 70
Reklam
And though the newspapers called the shooting the Crime of the Century, Goldman knew it was only 1906 and there were ninety-four years to go.
Sayfa 13 - PanKitabı okudu
Kentin ruhunu ve anlamının daha geniş, şiirsel ve mistik bir seslendirmesini arıyoruz. Yıllar önce biri Niyagara Şelalesi'ne gidip sesini ölçmüştü. Piyanonun en bas sol sesinden iki karış aşağıda çıkmıştı. Ama New York'u öyle notaya dökemezsin. Eğer kent konuşsaydı sence ne derdi? Herhalde epey kulakları sağır eden bir ses çıkardı. Ona varabilmek için günün trafiğinin o korkunç gürültüsünü, gecenin kahkahalarını ve müziğini, ragtime müziğini, ağlamaları, basın ajanının bağırması, parklarda sevgililerin fısıltıları bütün bunlar karmakarışık bir halde Ses'in içine girmelidir ve bu karışımdan bir esans yapılır ki biz de bu esansın bir damlasını arıyoruz." (Kentin Sesi öyküsünden)
Ferdinand Joseph LaMothe (1890 -1941)
, Jelly Roll Morton takma adını kullanan, kariyerine Louisiana, New Orleans'te başlamış Amerikan besteci, grup lideri, arjantör,caz ve Ragtime piyanisti. ""Büyükannem böyle bir ortamda caz çaldığımı öğrenince bana ailemizi rezil ettiğimi ve artık onun evinde kalmamı yasakladığını söyledi... O bana dedi ki bu şeytan müziği kesinlikle benim çöküşümü getirecekmiş."(J.R.Morton)
Geri18
85 öğeden 81 ile 85 arasındakiler gösteriliyor.