Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dört kırıtık operayı aynı anda Söyleyen sevimli, arsız ve Ansızın bir uçurumum Sana Giderken son kez söylüyorum, Dönersem yine söylerim Rakım sıfır, nüfus yok, şarkılar yalan Grameri bozuk bir topraktır Ardımızda kalan Hadi, Artık terket beni Çünkü; bu çinko damın altında bir daha asla durmam...
Giderken son kez söylüyorum, dönersem yine söylerim rakım sıfır, nüfus yok, şarkılar yalan grameri bozuk bir topraktır ardımızda kalan…
Reklam
“Sınırlarımı gördüğünüz zaman beni anlayacaksınız. Ben onları göremiyorum.”
Ne yapılsa boş ama: Öteki kutuptan, “bir daha bu aynaya bakamayabilirim” dizesinin yeraldığı şiir sökün etmekte gecikmiyor: 30 yaşıma varmamıştım o şiiri çevirdiğimde; artık, Borges’in onu yazdığı yaştayım: Her aynanın sırını endişe döşüyor.
Kitap Dünyası’ndan ayrı bir dünya, ayrı bir diyar olarak sözedilebilirse, ben hep orada yaşadım.
Atlıkarınca göçmendir, üzerine kurulduğu hiçbir meydanda kesin olarak kalıcı kılınmadığını öğrenmiştir.
Reklam
Sorulsa, kimse söyleyemez gerçek nedenini, atlıkarınca, yüzünde neşe maskesiyle dolaşan bir kederlidir: Tıpkı palyaçolar gibi. Müziği, fırıltısı ile o duyguyu perçinler. Yerimden kalkıp gitmeliyim artık. Bütün hayatım kalkıp gitmeler içinde geçti: Melankolinin fiili bu: Atlıkarınca gibi dönüp durmak, sonra yeniden dönmek.
Seyahatnâmemi bölük pörçük kurmaya başladığımda “benimkisi gezmek değil” demiştim: “Daha çok yerdeğiştiriyorum.” Pek çok yolcuyu gitmediği, görmediği yerler çeker, dönüp dolaşmayı, kendi ipimin her karışında düğümlere dolanmayı seviyorum ben.
Tanrı’yı öldürmek bir şey mi, biz çoktan kendimizi öldürdüğümüzü bilmezden geliyoruz.
Gecenin bir çare olmadığı, getirmeyeceği de ortada artık: Gidecek yer kalmadığında, hiç değilse bunu kabul edebilseydik.
Reklam
“Belleğin delik çantasında ne kalıyor Kazalar.” Pontalis
Öğrenebildiğimiz kadarıyla, iki uç arasında herkesin eşit, bazılarının biraz daha eşit olduğunu anlayabiliyoruz.
Annie Girardot, kariyeri boyunca, 217 filimde oynamıştı. Yüzündeki her kası oyununda kullanabilen ender oyunculardan biriydi, sözsüz sahnelerde; konuşurken, gövde dilini büyük bir ustalıkla işin içine katardı. Bir yüzün, en yoğun duyguları tek kelimeye dayanmadan aktarması sık rastlanan yeteneklerden sayılamazdı. Orada, eşzamanlı çevirmenliğin mutlak boyutuna eriştiğini düşünüyorum.
“İnsana doğru yazdığında bir tekneye yük bindiriyorsun. Ama, pek az tekne hedefine varır. Çoğu açık denizlerde batar.” Saint-Exupèry
292 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Ola bilər ki, Enis Baturun yazı üslubu çox oxucu tərəfindən sıxıcı gəlsin. Amma hörgü üsulu ilə əsərlər yazmasını bəyənirəm. Digərlərinə qarışıq gələ bilər təbii ki.
Rakım Sıfır
Rakım SıfırEnis Batur · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201213 okunma
129 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.