Raziye

Raziye
@raziye_8
Haddini bilmeyip de ay tanrıçasına âşık olan çobana verilen cezayı biliyor musunuz?” “Tanrıların çobana verdiği ceza kaderini bilmekti” dedim. “Gelecekte neler yaşanacağını, yarın ne olacağını bilmek! Bundan daha korkunç bir ceza yoktur dünyada. Ölümden beter bir ceza vermek istedikleri için, tanrılar böyle bir şey düşünmüşler.
Reklam
Açıkçası, insanlar niye, adına aşk dedikleri bilmeceyi çözemiyorlardı. Bunca acıya, bunca cinayete, bunca intihara değer miydi bu ruh hali?
Kalbin bilgeliği, hatırlamaktır. Kaybedileni, unutulanı, görmezden gelineni hatırlamak...

Reader Follow Recommendations

See All
“Aynadaki kadın benim zıttım,” demişti, “Ben ne kadar ev haliysem o, o kadar sokak. Ben sokulgan isem, o başını alıp giden. Ben gündüzüm, o gece... Çapkın, güçlü, özgür.”
“Çıt’ın ne olduğunu biliyor musun?" “Hayır, sadece bir his.” “His, hikâyenin akışından mı besleniyor, yoksa ithal mi?” “İthal”
Reklam
“Adam rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı.”
Bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim. Yol, bana uygun bir ruh önerebilirdi.
Adam kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor. Ruh eve sığmıyor.
Bugün tutmadılar elinden, Her gece düştüğün o uçurumlardan tutup çekmediler seni, Yokluğunu hissetmedi kimseler, Merak etmediler bugün, Saç tellerini kırdılar, Her geçen gün vurdular seni, Fark etmediler. Seni bugün sevmediler, Öpmediler parmaklarından, Bir şiir yazmadılar sana, Bir şarkıda geçmedi adın, Bir çiçeğe benzetilmedi kokun, Bugün seni tanımadılar, Gözünün içine bakmadılar hayran hayran, Bugün seni kırdılar…
Halbuki şimdi bütün mevcutiyetimi gözlerimi kapatarak size teslim edecek kadar büyük bir emniyet duyuyorum ve alay edeceğinizden, reddedeceğinizden korkmadan konuşuyorum. Bu emniyet bu kanaat bana sizi ilk gördüğüm andan itibaren geldi.
Reklam
"İsteyip istemedeğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticede aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması.. " 
Juliet: Binlerce kez iyi geceler sana! Romeo: Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa..
Belki de gökyüzü insanlardan uzak olduğu için bu kadar güzel.
Kafatasınızın içindeki birkaç santimetre küpten başka bir şeye sahip değildiniz.
"Her yenilgi, insan hayatına yeni kapılar açar. Hayatı yaratıcı kılan da bunlardır zaten."
Perşembe
Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını, Yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı.*
Reklam
"Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan tat alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı, ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı."
İnsanın içi karanlık olunca en pırıltılı ışıklar bile o karanlığı aydınlatamıyor.
"Yüreğim acı çekmekten korkuyor," dedi bir gece Simyacı'ya, aysız gökyüzüne bakarlarken. "Yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle. Düşlerinin peşinde olduğu sürece hiçbir yürek kesinlikle acı çekmez."
Sayfa 153Kitabı okudu
"Yüreğim bir hain devam etmemi istemiyor."
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Asıl sorun büyümek değil ki, büyürken unuttuklarımız...
Elveda, ilk-özler gibi geniş soyutlamalarınızın koyu karanlıkları içinde doğuyu arayan gemiciler! Elveda, düşüncenin rehberliğiyle gerçek ışığa götürülen düşünce şehitleri! Elveda, hakarete uğrayan dehanın yakınışını, çok geç aydınlanan bilginin iç çekişini işittiğim zihinsel çalışma evreleri!
Sayfa 176Kitabı okudu
Meşenin dibine saklanan menekşe içinden şöyle der: "Güneş beni sevmiyor, buraya uğramıyor." Güneş de içinden şöyle der: "Aydınlatırsam ölür bu zavallı çiçek!"
Ayrılık Sevdaya Dahil açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan
Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci şans her zaman vardır... Ya yoksa?