Kardeş rekabetinin boyutları ve Amaranta'nın kendini cezalandırması: Amaranta, Pietro Crespi'ye gerçekte aşık değildi. Sadece Rebeca ile arasındaki kardeş rekabeti böyle düşünmesine neden oluyordu. Pietro Crespi ilk olarak Rebeca'ya evlilik teklif etmişti. Nitekim Amaranta'nın yanılgısı ise Rebeca'nın Pietro Crespi ile olan nişanını bozup José Arcadio ile evlenmesiyle son buldu. Çünkü kardeş rekabeti ortadan kalkmış ve Amaranta'nın ilgiyi üzerine toplamak istemesine dair bir neden de kalmamıştı. Bu yüzden Pietro Crespi'nin kendisine yaptığı evlilik teklifini hiç düşünmeden de reddetmişti. Pietro Crespi, aldığı ret cevabı ile bileklerini keserek intihar etti. Amaranta, Pietro Crespi'nin ölüm haberini aldığında ve cenaze töreninde hiç acı çekmedi. Fakat sergilediği bu gaddarlıktan ve içinde bulunduğu ruhsal durumdan utanarak acı çekmek için dış bir uyarana ihtiyaç duyup elini ateşe uzattı ve kendini ona ömrünce eşlik edecek bir yara izi ile cezalandırdı.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
Mary Banu

Mary Banu

@Mary_Banu
·
1yıl
"Sonra ezilmiş çiçek kokan bir sessizlik başladı. Amaranta uzun bir süre, akşam karanlığı çökerken Pietro Crespi'nin lavanta kokusunu duymaya devam etti. Ama kendini kaybetmeyecek kadar güçlüydü. Ursula onu kendi haline bırakmış, hiç ilgilenmez olmuştu. Bir ikindi zamanı, Amaranta, mutfağa gidip elini ocaktaki kömürlerin arasına daldırdığı ve etinin yanık kokusundan öte bir acı duymayıncaya dek elini yaktığı zaman bile, Ursula başını çevirip de bakmadı. Vicdan azabı böyle geçiştirilemezdi ki."
Sayfa 115 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Umutsuzluktan çılgına dönen Rebeca, gecenin bir yarısında bahçeye fırladığı gibi, intihar etme isteği içinde, acı ve öfkeden ağlayarak avuç avuç toprak yedi. Yumuşacık, kaygan solucanları çiğniyor, sümüklüböceklerin kabuklarını dişleriyle ezip kırıyordu."
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
Mary Banu

Mary Banu

@Mary_Banu
·
1yıl
Rebecca'nın toprak yemesi acıyı somutlaştırarak bastırılmış intikam duygusunun bir dışavurumu. Rebecca'nın davranışları adeta bir çeşit kanibali(yamyam), antropofojiği andırıyor. "Ceplerine avuç avuç toprak dolduruyor; arkadaşlarına en zor iğne oyalarını öğretirken, ya da uğrunda duvar sıvası yemek gibi bir özveriye değmeyen başka erkeklerden söz ederken, kimseye göstermeden ve hazla öfke karışımı bir tutku içinde toprak yiyordu. Toprak yediği zaman, uğrunda böylesine alçalmaya değer tek insan sanki daha yakındaymış gibi, daha elle tutulur gibi oluyordu. Dünyanın öte ucunda onun incecik deri kunduralarıyla bastığı toprak, yedikten sonra ağzında buruk bir tad bırakan maden, sanki onun kanının sıcaklığını ve yoğunluğunu Rebeca'ya taşıyor, yüreğine huzur veriyordu."
Sayfa 65 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Evden kaçışının hemen öncesinde bana sarılırken az kalsın nefesimi kesecekti ve sürekli şu sözleri tekrar etti: “Yapamıyorum, başka türlü yapamıyorum! Kalbim paramparça! Ama yapamıyorum! Kafesiniz küçük... Kanatlarıma göre değil! Hem kaderin önüne geçemezsin...“ 📖| Klara Miliç, Ivan Sergeyeviç Turgenyev 🖌️| Rebeca Y.
Gabriel Garcia Marquez - Yüzyıllık Yalnızlık (Kitap İncelemesi)
Yazarlık hayatına Mavi Köpeğin Gözleri adlı kısa öykü kitabıyla 1947 yılında başlayan Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez, Latin Amerika Büyülü Gerçekçilik akımının en önemli yazarlarından biri olup Yüzyıllık Yalnızlık romanıysa başyapıtıdır. Macondo adlı önce köy sonra kasaba olan kurmaca mekanda geçen bu roman, Buendia ailesinin yüzyılın üzerinde bir zaman diliminde hikayesini anlatırken aynı zamanda Macondo'nun negatif anlamda dönüşümünü de anlatmaktadır. Jose Arcadio ve Aureliano isimlerinin nesiller boyunca devamıyla zamansal bir olay döngüsünün olduğu romanda, Ursula, Pilar Ternera, Rebeca, Amaranta gibi kadın karakterlerse uzun bir zaman dilimine yayılan hayatlarıyla olayların tanığı olarak metinde varlığını sürdürürler. Kitapta yer alan ilk büyülü gerçekçi olay Aureliano'nun doğumu olup daha sonrasında başta Melquiades karakterinin varlığıyla birlikte metnin içinde ara ara gerçeküstü öğeleri görürüz. 1967 yılında ilk olarak yayımlanan bu roman Dünya edebiyatının en özel metinlerinden biridir. Yüzyıllık Yalnızlık romanını ve Büyülü Gerçekçilik akımını detaylıca anlattığım videoyu izlemek için: youtu.be/tmstGAWfiME
İnsanlık
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği (Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.) (Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun. youtu.be/A3CK21RhynY )
Yıllar yılı Tanrı'dan dilediği tek şey, kendi canını Rebeca'dan önce almamasını istemek oldu. Evdeki hiç kimse Amaranta'nın özene bezene Rebeca'ya kefen diktiğini anlayamadılar. Keten dokuma kefeniyle çok harikulade bir ceset çıkaracaktı ortaya. Sonra büyük bir cenaze töreniyle tabutu ve Rebeca'yı kurtlara yem diye sunacaktı. Amaranta bir gün verandada otururken, ölümü kendisiyle birlikte oturmuş dikiş dikerken gördü. Gözleriyle gördü, çünkü maviler giyinmiş, uzun saçlı, eski zamandan kalma bir kadının kılığındaydı ölüm. Oysa gerçek, elle tutulur bir insan gibiydi. Yalnızca nisanın altısında kendi kefenini dikmeye başlamasını söyledi. Ve kefeni bitirdiği günün akşamında hiç acı çekmeden, hiç korku duymadan, bütün kötülüklerden uzak olarak öleceğini söyledi. Amaranta, Albay Aureliano Buendia'nın süs balıklarıyla yarattığı kısır döngünün nedenini işte o zaman anladı. Dünya Amaranta'nın yalnızca teninde sürüyordu artık, iç benliği tüm kötülüklerden arınmıştı. Amaranta, bunu yıllarca önce kavrayamamış olduğuna üzülüyordu. O zaman anılarını arıtabilir, yalnızlığın ne demek olduğunu bildiği için, Rebeca'yı o sefaletten çekip kurtarabilirdi. Amaranta bunu anladığı zaman, yazgısını öylesine kabullenmiş durumdaydı ki, artık değişme, düzelme olanaklarının hepten yitirildiğini bilmek bile onu sarsmıyordu.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık Yalnızlık
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
Reklam