Kur’an bir rehber olması sebebiyle, her an kendisiyle olmamız gereken bir kitaptır.
Âşıklık ister nefsanî olsun ister ruhânî olsun, sonunda bizi ötelere götürecek bir rehber, bir kılavuzdur.
Sayfa 17 - Ötüken cilt 4Kitabı okuyor
Reklam
Zihni bir rehber olarak kullanmak, tanrılara inanmayanlar, ülkelerini terk edenler ve herhangi bir zamanda kapalı kapılar ardında iş çevirenlerle ortak özelliğimizdir. iyi işlerin kendine has özelliği sevmektir
Ben sana rehber değil, ancak yoldaş olabilirdim fakat yolu ikimiz de bilmiyorduk ve birbirimize yük olmaktan, birbirimizi şaşırtmaktan başka bir şey elimizden gelmiyordu.
Sayfa 313Kitabı okudu
Andolsun ki biz,bu Kur'an'da,insanlara(ihtiyaç duydukları)her misali farklı üsluplarla açıkladık.Fakat insan,pek çok şeyde tartışmacı olmuştur. Kehf,54. Kendilerine doğru yolu gösteren rehber(peygamber ve Kur'an) geldiği halde insanları,iman etmelerinden ve Rablerinden mağfiret dilemelerinden alıkoyan şey,ancak ve ancak evvelkilerin başlarına gelen,âdet-i ilâhi(olan felaket)in kendilerine de gelmesini veya onlara gözleri önünde (âhiretteki)azabın gelivermesi(ni beklemeleri)dir. Kehf,55. Biz peygamberleri sadece(cenneti)müjdeleyici ve (azaba karşı) uyarıcılar olarak gönderdik.Küfre sapanlar ise hakkı batılla çürütmek(ve ortadan kaldırmak) için mücadele ederler.Onlar ayetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler. Kehf,56. Rabbinin âyetleriyle(kendine) nasihat edildiği halde, onlardan yüz çeviren ve kendi yaptığı (günahları)nı unutan kimseden daha zalim kim vardır?Biz de (bu sebeple) onların kalplerinin üzerine, onu (Kur'an'ı) iyi anlamalarına engel olan perdeler ve kulaklarına da bir ağırlık koyduk.Sen onları doğru yola çağırsan da asla doğru yola gelmezler. Kehf,57. Ama Rabbin çok bağışlayıcı, merhamet sahibidir.Eğer onları kazandıkları (günahları)ile hesaba çekseydi, onlar için azabı çabuklaştırırdı.Fakat onlar için vaadedilen bir zaman var ki,(o gün geldiğinde)O'ndan başka hiçbir sığınılacak yer bulamayacaklardır. Kehf,58.
2.merhale (ikiz ruh)
Bir Brahma... (Rehber Ruh) «Dünyanın [bir] ailesi, daima [spatyomsal] ruhanî ailenin aynısı olamaz. Biz bazen, dünyada, bize yabancı [olan] bir aile içinde en- karne olmak üzere Spatyom’daki sevdiklerimizi terkediyoruz. Ve bel­ ki de orada [dünyada] ihtiyacımız olan sempatiyi bulamıyoruz. Çünkü, Spatyom'daki aile bağları, sevgiden yapılmıştır. Ben burada his­ si bir aşktan bahsetmiyorum. Bu âlemde gördüğümüz ve anladığımız sevgiden, bir sevgi - seyyale (amour - fluide) den bahsediyorum. Bu, öyle kuvvetli bir bağdır ki, varlıklar birbirinden bir ebediyet içinde dahi ayrılmış olsalar, bu bağ kopmaz. Ve onlar daima birbirini bu­lacaklarından emindirler.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.