Halk Görürse İnkılap Olur
Salon vagonunda yemek sofrası başındayken trenimiz kalabalık bir istasyonda durdu. Stalin, Mehmed Ali’ye perdeleri indirmesini söyledi. Mehmed Ali: - Yoldaş Stalin bu be için, diye sordu. - Dışarıdakiler masamızı görmesinler, dedi. - Görürlerse görsünler ne olur ki?… - Ya hu nasıl olur, sefalet ve mahrumiyet içinde bulunan halk bizim bolluk içinde olduğumuzu görürse ihtilal olur, bilmez misiniz?
Azerbaycan, 1804 tarihinde Rusya'nın sömürge toprağı haline getirildi. 1917 yılında Lenin ve arkadaşları ayaklanarak Rusya'da Bolşevik idaresi kurdular. Lenin, 07.12.1917 tarihinde, bütün Rusya ve Doğu Müslümanlarına hitaben şöyle seslendi: "Camileri Çar hükumeti tarafından imha edilen siz ey Mavera-yı Kafkasya Türk ve Tatarları!
Reklam
Petrol kuyularının açılmasıyla birlikte zenginleşmeye başlayan şehirde, Avrupa'nın Barak ve Gotik mimarisine uygun taş binalar da yükselmeye başlamış. Geniş caddeler boyunca uzayan, 5-6 katlı o taş binaların ön cephelerinde veya kapı kenarlarında, şöyle açıklamalar var: "Yazar, Mir Celal Ali oğlu Paşayev, 1908-1978 yıllarında, bu evde yaşamıştır!" "Neft sanayinin teşkilatçısı Prof. Enver Nezeroğlu, 1962-1992 yılları arasında bu evde yaşamıştır. " "Azerbaycan mülki aviasının (hava yollarının) görkemli teşkilatçısı emektar tayyareci Nureddin Mecidoğlu burada yaşamıştır (1910-1961). "Bakü'de pek çok evin kapı alınlarında, böyle levhaların bulunduğunu bana söylediler. Ne güzel! Ne güzel! Ne güzel! Bu arada, şehirdeki ev müzelerinden de kısaca bahsetmeliyim: Azerbaycan'da san'at ve siyaset dünyasının önde gelen kişileri vefat ettiklerinde, doğup büyüdükleri veya oturduklan evler müze haline getirilmiş. Bunlara "Ev müzesi " diyorlar. Baku'nün ev müzelerinden, ben sadece dördünü gezip gördüm. Üzeyir Hacıbeyli'nin Ev Müzesi, Hophopname şairi Mirze Elekber Sabir'in Ev Müzesi; şair ve tiyatro yazarı Hüseyin Cavid'in Ev Müzesi ve Azerbaycan'ın Mehmed Emin Resulzade'den sonra ikinci Cumhurbaşkanı olan Neriman Neriman'ın Ev Müzesi....
Eski Muhacirlerin Düşünce ve Tutumları Çarlığın çökmesinden sonra istiklaline kavuşmuş olan Azerbeycan, Türkistan, Başkurdistan, Kırım ve Kafkaslarda millî hükûmetler kurulmuş ve iki sene müddetle Türk yurtları kendi istiklali içinde millî birlik oluşturarak idari düzen ve hattâ millî ordularını kurmuşlardı. Çarlık yıkıldıktan sonra Baltık
SONA DOĞRU Her türlü baskı ve mezalime rağmen ne Çarlar ne de Komünist rejim Türk illerini Ruslaştıramadı. Korkunç İvan'ın Altınordu devletini yıkarak o büyük imparatorluğu Moskova'ya bağlamasından itibaren Almanların teşvikiyle, Türk-Tatarları ya Hristiyanlaştırarak Ruslaştırmak, bu olmadığı takdirde ise Türk asıllıları yerlerinden
2. Dünya harbi sırasında Rus ordusuna alınarak, Almanlara iltica eden veya esir düşen biz yüksek münevverlerin Fetelibeyli de dahil hiçbirimizde devlet tecrübesi yoktu. Bizler yüksek tahsilliydik, fakat devlet idaresi nedir, nasıl savunulur ve yabancılarla nasıl konuşulur, yabancılar karşısında vatan menfaati nasıl savunulur bunları bilmiyorduk. Bunu takdir ederek bizim bu eski devlet adamlarımız gelerek bizleri yetiştirmeliydiler. Bizlere öğretmenlik yapmalıydılar. Maalesef bunu hiçbiri yapmadılar. Hatta o kritik yıllarda Polonya'da ve sonrada Avusturya'da bulunan Mehmed Emin Rasulzade, bizzat Fetelibeyli tarafından davet edildi. Geliniz bizim Komite Başkanlığını ben size devredeyim ve eski Devlet başkanımız olarak bizleri Almanların ve diğer devletlerin karşısında temsil ediniz dediği halde rahmetli Resulzade'nin verdiği cevap şu oldu: "- Ben eski devlet başkanı olarak Alman idaresindeki bir komitenin başkanı olarak kendimi küçültemem".
Reklam
Azerbaycan'ı tanıtmak küçümsenecek bir durum değildi. Hele uzun yıllar Türkiye'de ve Avrupada bulunmak, bulundukları memleketlerde eski devlet başkanı olarak tanıtmak ve takdir görmek Azerbaycan için büyük bir gururdu. Fakat 2. Dünya harbi sırasında Rus ordusuna alınarak, Almanlara iltica eden veya esir düşen biz yüksek münevverlerin Fetelibeyli de dahil hiçbirimizde devlet tecrübesi yoktu. Bizler yüksek tahsilliydik, fakat devlet idaresi nedir, nasıl savunulur ve yabancılarla nasıl konuşulur, yabancılar karşısında vatan menfaati nasıl savunulur bunları bilmiyorduk. Bunu takdir ederek bizim bu eski devlet adamlarımız gelerek bizleri yetiştirmeliydiler. Bizlere öğretmenlik yapmalıydılar. Maalesef bunu hiçbiri yapmadılar. Hatta o kritik yıllarda Polonya'da ve sonrada Avusturya'da bulunan Mehmed Emin Rasulzade, bizzat Fetelibeyli tarafından davet edildi. Geliniz bizim Komite Başkanlığını ben size devredeyim ve eski Devlet başkanımız olarak bizleri Almanların ve diğer devletlerin karşısında temsil ediniz dediği halde rahmetli Resulzade'nin verdiği cevap şu oldu: "- Ben eski devlet başkanı olarak Alman idaresindeki bir komitenin başkanı olarak kendimi küçültemem". Fakat bu hataydı, Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç aynı zamanda Polonya işgal edildiği zaman buralarının kralları, Cumhur Başkanları, Başbakanları İngiltere'ye sığınmış, orada kurdukları komitelerle Almanlar'dan kaçmış olan vatandaşlarını himaye ettirmiş ve vatanlarının da Almanlar'a karşı direnmesini sağlamışlardı.
Himmet dergisi bunları olduğu gibi bastı.Dergiyi Hacı Molla Ali Ekber okuyunca oğlunu sorguya çekti.Mehmed Emin Resulzade babasına şöyle demişti: "Şimdi babacığım,şu elinizdeki,sadece düşüncemi açıklayan yazım,başkaları tarafından okunması için yayınlandı.Ama düşünce yerine eylem de olabilirdi,örneğin bir bomba... O zaman da o bombayı gereken yere atardım!"
Mehmed Emin Resuzâde (1844 - 1955)
"Devlet adamı, gazeteci ve yazar kimliği ile tanınmış Mehmed Emin Resulzâde'nin Azerbaycan, Osmanlı Devleti, Rusya, İran, Fransa, Almanya, Avusturya, Polonya gibi birçok ülkede Türklük fikrini yayması, Türkçe yayın yapan çeşitli gazete ve dergilerde kurucu ve yazar olarak bulunması, milletin temel unsuru olarak dil ve kültürü görmesi, ana dilde yabancı dillerin etkisine karşı olması ve Azerbaycan'ın bağımsız bir devlet olması adına ömür boyu çaba sarf etmesi onun tüm Türk dünyasında ender bir şahsiyet olarak görülmesini sağlamıştır."
Sayfa 21 - Nobel Bilimsel Eserler - 1. Baskı/Eylül 2017Kitabı okudu
Ayaz İshaki ve Mehmed Emin Resulzade’nin Ziyaretleri 17 Temmuz 1939’da Ayaz İshaki, 6 Ağustos’ta da Mehmed Emin Resulzade Polonya’dan Romanya’nın Köstence şehrine geldiler. 13 Ağustos günü, gelen misafirlere Köstence’nin Zeçe May (10 Mai) lokantasında, DTHB Merkez Yönetimi adına 50 kişilik bir ziyafet verildi. Ayaz İshaki, bu ziyafetteki
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.