Taylor Jenkins Reid’den okuduğum dördüncü kitap bu. Yazarın kafa yapısına gerçekten bayılıyorum. Daisy Jones & The Six (favorim) 60larda bir müzik grubu, Evelyn Hugo’nun Yedi Kocası Hollywood dönemi ve Malibu’da Son Parti ise 80ler. Kendi kendine bir evren oluşturmuş ve bize her yılını tanıtıyor gibi resmen. Belki Bir Başka Hayatta’yı da
Bu kitaba 4 puanı nereden verdiğimi bile bilmiyorum. Tabii ki bu tarz olaylar olacağını biliyordum ama biraz daha farklı şeyler bekliyordum. Bu kadar normalleştirmeyen bir karakter en azından. Aslında geçmişteki kendisi yapıyor bunu, şu anki değil.
Kitapta ağır bir pedofili kurgusu var. Karanlık ve ağır bir havası var. Öyle çerezlik olsun diye okunabilecek bir kitap değil kesinlikle. Konusunu tamamen yansıtıyor bu yüzden normalleştirme çok da doğru bir kelime olmaz. Çünkü kitap zaten bunu anlatıyor. Vanessa yeni okulundaki Amerikan Edebiyatı hocasından etkileniyor ve hikaye devam ediyor böyle. Elbette gerçekte de vardır bunları yaşayanlar ama Vanessa’nın öğretmene her seferinde “Hayır sadece senin için yapmıyorum.” demesi ama sadece onun için yapıyor olup kendine işkence çektirmesi çok ağırıma gitti benim. 4 puanı da yazar bunu iyi yansıttığı için veriyorum yoksa başka bir şey yok.
Kara Vanessa’mKate Elizabeth Russell · İthaki Yayınları · 202285 okunma
İlk kitaptan çokkk daha fazla sevdim. Olaylar olarak belki daha az heyecanlıydı çünkü ilk kitapta evrene giriş yaparken daha merak ettiriciydi ama bence bu kitabın heyecanını azaltan tek şey aşk üçgeni… Ben eğer güzel yazılmışsa, ana kız karakteri ayran gönüllü değil de gerçekten bir aşk üçgeni varsa severim kitaplarda bunu. Ama Cassandra Clare Tessa’yı ayran gönüllü yapmayı tercih etmiş ahahdnandnsnf. Ama yine sonunda olan kime oldu Tessa’ya ve bize oldu:) Ben sonuna kadar Will’in tarafındayım ama bir yanım da Jem’e kaymıyor değil.
Magnus’u bu kitapta da görmek çok hoşuma gitti. Ölümcül Oyuncaklar serisinde favori karakterlerimden biriydi.
Benim için ölümcül oyuncaklar’dan çok daha güzel, akıcı ve anlaşılırdı. Hiçbir şey olay olsun diye yazılmış gibi değildi. Ve benim en sevdiğim nokta da, her karakterin gerçekten karakteristik özellikleri olmasıydı. Tessa, Charlotte, Jessamine, Nate, Will, Jem, Henry… Hepsinin. Tabii aralarında bazılarından nefret etsem de:) (Spoiler olabilir) Nate’den asla böyle bir şey beklemiyordum.
Tessa, ağabeyini bulmak için New York’tan İngiltere’ye geldiğinde güvenecek kimsesi yoktu ve ona Sessiz Kardeşler bakıyordu. Magister için eğitildiğini, ancak bu şekilde ağabeyine kavuşacağını söylüyorlardı ama bir şekilde yolları Gölge Avcıları ile kesiştiğinde bir yandan doğru yolu buluyor, bir yandan da her şey yanlışmış gibi hissediyordu. Çünkü önünde iki seçim vardı. Ya ağabeyini kurtaracak ya da arkadaşlarının büyülü dünyasını.
Kitaptaki romantizm, çok üst düzeyde değildi ama ilerideki kitaplarda olacağını düşünüyorum :)