Yaşar Kemal: Babam gözümün önünde bıçaklanınca kekeme oldum!
"Hacıoğlu Sadık, o gün camiye 4 yaşındaki
Kemal‘iyle birlikte gitmişti. Van’da ölümden
kurtarıp yanında büyüttüğü, göçerken Adana’ya
getirdiği evlatlığı Yusuf da öbür yanındaydı.
Camide birden Yusuf, belinden çıkardığı
hançeri, Hacıoğlu Sadık‘ın yüreğine sapladı.
Babasının şah damarından sızan kanı gördü
Kemal... Dehşete kapıldı.
O gece sabaha kadar “Yüreğim yanıyor“ diye
inledi, sabah, kekeme olarak uyandı.
Babasının öldüğüne uzun süre inanmadı.
İnandırıldığında da öldü diye kırıldı ona; küstü.
Mezarına hiç gitmedi; kabrinin yanından bile
geçmedi. Ta ki 2013 Mayısına kadar...
O ilk ziyarette çekmiştim bu fotoğrafı...
“YAŞAR KEMAL, Adana’da, babasının mezarı başında..."
Can Dündar....
Genç bayraklar vardır,
Barış düşünür,
Kuyularda işçi, mavilikleri.
Ben hepsini düşünürüm,
Yirmidört saat
Ve seni düşünürüm,
Karanlık, hırslı…
Seni, cihanların aziz meyvası.
İlan-ı aşk makamından bir mısra,
Yeşerip, kımıldar içimde,
Düşer aklıma gözlerin…ahmed arîf
Görünmeyen sınırları aşmak? Hayatımın en zor görevi, o memleketin dağları, uçurumları, vadileri arasında kıldan ince sınırları aşmaktan bile daha zor. Aşmak, adım adım, karış karış, gece gündüz, yaz kış, bir ömür boyu, ta ki insan kendini birden sınırın öte yakasında buluncaya kadar. Şimdi olduğu gibi. Artık görünmez sınırların öte yakasındayım.
Mehmed Uzun - Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık