Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Herkese merhaba
#zweig okumayı çok sevsemde inanın bu kitabını sevemedim. Belki de benim için yanlış bir zamandı
Romalı yahudilerin kutsal mekanlarına baskın ve yağmalama yapan Vandallar, onlar için en önemli emaneti olan şamdanlarını da alıp götürürler. Bu şamdan inançlarına göre öyle kutsaldır ki köyün ileri gelen yaşlı adamları yanlarına küçük bir çocuğu da alıp peşine düşerler. Fakat başarılı olamazlar.
Şamdanı son gören, ona son dokunan o küçük çocuk yıllar yıllar sonra tekrar şamdanı bulmaya niyetlenip yola koyulur.
Hikaye böyle başlar ve yahudi halkının dinleri, yaşam tarzları hakkında bol bol da bilgi verir bizlere.
Dediğim gibi ben pek sevemedim. Sizin düşüncelerinizi de merak ediyorum. Okuduysanız bana yazın
Michel de Montaigne 1533 yılında doğan ve varlıklı bir ailede dünyaya gelip deneme türünün öncüsü olan Fransız bir yazar ve düşünür. Bu cümlede ifade ettiğime birçok okur zaten aşinadır. O yüzden kitabın bana bıraktığı etki üzerine yazmam daha yerinde olacaktır.
Okumaktan en haz aldığım tür, kurgunun en son ortaya çıkan türlerinden birisi
Cıceronun kader üzerine kitabı beynimi yaktı. Kader üzerine farklı görüşler peşin sıra aktarıldığı için umduğumu bulamadım. Dostluk üzerine kitabından sonra bu etkilemedi beni. Romalı felsefe düşünür Cicero örneklerle kitabı zenginleştirip okuyucularına sunmuş.
Cicero. Romalı büyük devlet adamı, hatip ve düşünür.
Kitabın arka kapağında yayınevi Cicero’yu böyle tanımlamış. Aldığı eğitimler, yaptıkları ve hitabet yeteneği ona bu övgüler sağlıyor. Cicero, Stoacı bir yaşam perspektifine sahip ve bu bakış açısını kitapta net bir şekilde görüyoruz. Üç kitabın birleşmesi ile ele alınmış bir eser. Kitap yazarın oğluna verdiği hayat tavsiyelerinin aslında her bir birey için geçerliliğini gözler önüne seriyor. Eserde yükümlülüğün tanımı yapılıyor ve bir inceleme kitabının tanımlama ile başlaması gerektiğine dikkat çekiyor kıymetli yazar. Ardından hayatın farklı farklı noktalarından örnekler vererek yükümlülükleri nasıl yerine getirmemiz gerektiğini vurguluyor. Gerçek-tüzel ikili ilişkilerden, ticari ilişkilere; bir devlet memurunun hangi saiklerle çalışması gerektiğinden, hayatımızın günlük rutinini yaşarken neleri göz önünde tutmamız gerektiğine kadar çeşitli meselelerde pratik örneklere de yer vererek tavsiyelerde bulunuyor yazarımız. Kitapta baskın görüşün sütunlarını oluşturan temel kavramlar: ahlak, iyi niyet, dürüstlük, adalet ve doğa. Günümüzden yaklaşık 2000 küsur sene önce yazılmış bu eser günümüzde de geçerliliğini koruyan felsefi bakış açılarına sahip. Kitabı okurken, normalde yapmadığım bir şekilde, adeta bir ders kitabı incelermiş gibi çoğu cümleyi fosforlu kalemle çizerek ayırdım. Haklı ve doğru bulduğum noktaları da hayatıma entegre etmek istiyorum. Herkese tavsiye ederim. Eline sağlık Cicero. İyi okumalar.
Titus Andronicus / William Shakespeare
Tiyatro üzerine bir söyleşide rastgelmiştim bu oyuna ilk kez. Shakespeare’in ilk tragedyası olduğunu ve çok kanlı canlı bir tragedya olduğundan oynandığı dönemde başlarda pek ilgi görmediğini; ancak daha sonra seyircisinin pek tuttuğu bir oyun haline geldiğini anlatıyordu oyuncular.
Oyunda intikam baş rolde. Gotlar’a karşı bir zafer kazanan Romalı general Titus Andronicus, İmparatoriçe Tamora ve oğullarını esir alıp ülkeye getirir, oğullarından en büyüğünü öldürüp diğerlerini de Roma’nın yeni imparatoru Saturninus’a teslim eder. Tamora işte o an intikam yemini eder ve bu yemini yerine getirmek için de türlü entrikalara baş vurur.
Titus Andronicus da kısasa kısas der ve o da intikam noktasında Tamora’dan hiç geri kalmaz.
Böylesi dehşet, böylesi intikam mı olur diyecek gibi oluyorsunuz okurken ama Shakespeare anlatınca işte o zaman çok başka oluyor her şey. Sayfalar sahneye dönüşüyor ve perde kapanınca da oyunun çağımıza uygunluğuna şaşırıp kalıyorsunuz.
Israrlı bir öneri olarak kabul edin lütfen
#alıntılarım
“Kurtul artık şu köle giysilerinden ve kul gibi düşünmekten!”
“Gizlenen acı, bacası tıkalı fırına benzer,
İçinde bulunan yüreği yakıp kül eder.”
“—Neden gülüyorsun? Gülünecek zaman mı bu?
— Neden mi? Dökceğim gözyaşı kalmadı da ondan.”
#williamshakespeare #titusandronicus #türkiyeişbankasıkültüryayınları #tragedya #birdahaoku
@isbankasikulturyayinlari @birdahaoku
Cehennem, Dante’nin Tanrı’ya yolculuğunu anlatan ve Inferno (Cehennem), Purgatorio (Araf) ve Paradiso’dan (Cennet) oluşan Dante Alighieri‘nin şiiri İlahi Komedi’nin ilk bölümüdür. Şiirler oldukça kısadır: Cehennemin tamamını okumak, ayrıntılı kanto özetlerini ve analizlerini okumak kadar uzun sürer, ancak Dante’nin zor dilini anlamak için yardımcı
Cehennem, Dante’nin Tanrı’ya yolculuğunu anlatan ve Inferno (Cehennem), Purgatorio (Araf) ve Paradiso’dan (Cennet) oluşan Dante Alighieri‘nin şiiri İlahi Komedi’nin ilk bölümüdür. Şiirler oldukça kısadır: Cehennemin tamamını okumak, ayrıntılı kanto özetlerini ve analizlerini okumak kadar uzun sürer, ancak Dante’nin zor dilini anlamak için yardımcı
127 syf.
·
Puan vermedi
MÖ 48'de Julius Caesar (Sir Rex Harrison), Pompey'i Pharsalia'dan Mısır'a kadar takip eder. Ablası Kleopatra VII'yi (Dame Elizabeth Taylor) tahttan indirdikten sonra artık en yüksek hükümdar olan Firavun Ptolemy XIII (Richard O'Sullivan), fatihlere valileri Pothinus tarafından taşınan Pompey'in kafasını sunarak
Ovidius, İÖ 1-2 yıllarında kaleme aldığı Ars Amatoria (Aşk Sanatı) adlı şiiriyle Romalı genç erkeklere ve genç kızlara aşk öğretmenliği yapmak isterken tanık olduğu, görmemesi gereken bir olay hakkında boşboğazlık ettiği için İS 8 yılında Augustus tarafından Karadeniz kıyısındaTomis’e sürgün edilmiş.
Bütün bu Karadenizden Mektuplar'da eşine dostuna yakınıyor, affedilmek istiyor. Milattan önce yazılmış bir eser olduğu için ilgimi çekmişti. O günün insanlarının meseleleri, kendilerini ifade ediş biçimleri hakkında bir örnek görmek istemiştim. Kitap, bu merakımı gidermiş oldu ancak bir yerden sonra gerçekten katlanılmaz yakınmalara dönüştü. Nitekim Ovidius da bunun farkında olarak adeta kitabı özetlercesine şöyle söylüyor:
"Birbirinin aynısı şiirlerden size gına geldiğini,
ve dileğimi hepinizin ezberlediğini düşünüyorum."
Allah kimseyi sürgün etmesin diyor ve incelemeyi burada noktalıyorum.
80 syf.
·
Puan vermedi
Maximus, halk ve yaşlanan İmparator Marcus Aurelius tarafından sevilen güçlü bir Romalı generaldir. Ölümünden önce İmparator, Maximus'u kendi oğlu Commodus'un varisi olarak seçer ve güç mücadelesi Maximus ve ailesini ölüme mahkum eder. Güçlü general ailesini kurtaramaz ve iradesini kaybetmesi onun yakalanmasına ve ölene kadar Gladyatör oyunlarına katılmasına neden olur. Artık onu besleyen tek arzu, intikamını alacak adamın gözlerine bakabilmek için zirveye çıkma şansıdır.—Chris "
