Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
103 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
"Türk sinemasının yaşayan ama sanki yaşadığına pişman edilmiş "karakter"li oyuncularıydı onlar... Son yıllarda birer birer kaybetmişlerdi çalışma arkadaşlarını ve dostlarını...
Unutulmayanlar
Unutulmayanlar
´da dokuz güzel insanın birbirinden ilginç yaşam öykülerinin yanı sıra, onların haykırışlarla dolu "son fotoğraflar"ına da tanık olacaksınız. Ve Unutulmayanlar´da Yeşilçam´dan çok Türkiye´yi bulacaksınız. Türkiye, biraz da onlar değil mi?" Yazarın
Nebil Özgentürk
Nebil Özgentürk
dilinden kıtabı okuduk Anlatımı ve dili açı sından bu yazılar sanat ağırlıklı deneme tadı taşıyor, Peki kimdir bu https://1000kitap.com/yazar/i3203Türk Gazeteci, Yazar Çok yönlü donanımlı, gazeteci kokenli yazıya gözleme hakim güçlü bır yazwrın elınden sınamasın
Unutulmayanlar
Unutulmayanlar
'nı okumk ayrı bir keyif verdi, çocukluğumın tvdıbde ıxleğim türk sınaması gözümün önüne geldı tebessüm ettim, usulca çook uxun zamndır tv izlemiyorum da olsun naftalın kokulu gecmişe gittik Ben okudım sıra sızde okumk isterseniz
Unutulmayanlar
Unutulmayanlar
#buyurun
Unutulmayanlar
UnutulmayanlarNebil Özgentürk · Alfa Basım Yayım Dağıtım · 200414 okunma
Aslında her gün yepyeni bir başlangıç olmalı güzelliğe diyerek Giderdin, üzerindeki o sayısız hüzünlerle Yaralı bir en solgun saatlerine Acılarla tükenmiş bir hasretin şiirler delisi çığlıklarından Bir hayatın kınk dökük çırpınışlı bütün sinemalarına ...
Sayfa 98 - Alfa basım yayın 2018Kitabı okudu
Reklam
Dehşete Kapılarak İzlediğim Belgesel..
Hepiniz çocuk istismarcılarısınız kolayca etkilenen çocukları sömürüyorsunuz. Ve onlara çılgın ideolojik inancınızı aşılıyorsunuz. Birçok fanatik görüşe sahip olan ama hiçbirinin erkekler kızdır, kızlar erkektir düşüncesi kadar bozuk olmadığı bir inanç, bu aşağılık saçmalığı genç kızlar erkekleri soyunma odalarına paylaşmaya zorlama noktasına kadar öğrencilere dayatarak bu çocukları güvenlikten, mahremiyetten ve daha da önemli bir şeyden hakikaten mahrum bırakıyorsunuz. Eğer eğitim hakikate dayanmıyorsa hiçbir değeri yoktur. Daha da kötü zehirdir. Siz zehirsiniz, saldırgansınız. Neden bizi konuşmakta alıkoyuyorsunuz anlayabiliyorum. Siz de fikirlerinizin savunulmaz olduğunu biliyorsunuz. Karşı tarafı susturuyorsunuz çünkü bir argümanınız yok. Sadece bizim susup gitmemizi umarak, acınası küçük korkak alçaklar gibi yataklarımızın altına saklanmamızı. Ama öyle yapmayacağız size söz veriyorum. Bu cümleler kadın nedir? belgeselini hazırlayan Matth Walsh tarafından mahkeme de söyleniyor. Belgesel de cinsiyet karmaşıklığı ve LGBTQ konusunu ele alarak tüm insanları özellikle de kadınları nasıl kullandıklarını çarpıcı bir şekilde bize gösteriyor ve bunu trans olduklarını iddia eden kişiler ve bu kişiler üzerinde çalışan doktorlarla röportaj yaparak hazırlıyor. Belgeseli bitirirken dehşet içinde kalıyorsunuz. Çünkü mevcut olan durumun dehşeti belgeselede yansımış. Kesinlikle kesinlikle izlenilmesi gereken bir belgesel. youtu.be/oyJ2ZGy0Mwk?si=...
"Yılmaz Güney'in "İnce Cumali" filminde köy ağasını oynuyordum. Ağa öyle zalim ve gaddar ki başka birinin çiftliğine sahip olmak için köydeki tüm insanları öldürüyor, şahit bırakmamak için tavukları bile kesiyor. Film galasında konuşma sırası bana geldiğinde ortalık birden karıştı sahneye taş, sopa, şişe yağmaya başlamıştı. Bazı seyirciler hırsını alamayıp beni yumrukluyordu. Üstüm başım kan içinde kalmıştı. Bir ara şişe ve taş yağmuru kesilince ben de fırsattan istifade ederek 'Atın, atın!Bana ekmek ve çiçek atıyorsunuz!' diye kahkaha atarak seyirciyi selâmladım."
Sayfa 61 - Alfa basım yayın 2018Kitabı okudu
"Sinema bitmiştir evlât vefasızlık dizboyu..."
Sayfa 47 - Alfa basım yayın 2018Kitabı okudu
Sanatçı , büyük oyunculuğunun yanı sıra "büyük içkici" olarak da anıldı hep. "Çok duygusal olduğu zamanlarda bayılana kadar içerdi. Toplam 13 kez akıl hastanesine yatıp alkol tedavisi gördü."
Sayfa 39 - Alfa basım yayın 2018Kitabı okudu
Reklam
20.Bölüm : İlk Röportaj
"Herkese merhabalar, ben Kumru Sonat.'' diye mırıldandım, "Bir diğer deyişle, 889." Gülümsedim ve derin bir nefes aldım. "Şimdi sizlerden gelen birkaç popüler soruyu yanıtlayacağım. Umarım istediğiniz cevapları verebilirim." Ekrana merakla baktım ve karşıma gelen ilk soruyu okumaya başladım. "İlk sorumuzu okuyorum,'' diye mırıldandığım an ellerimin titrediğini fark ettim, "Sevgili 889, sana beyaz çok yakışıyor, neden hep siyah giyiyorsun?" Güldüm ve ellerimle üzerimdeki kıyafetleri gösterdim. "Bugün bu sorunun geleceğini hissetmişim sanki... Bundan sonra daha çok beyaz giyeceğim, söz. Pekala, şimdi diğer soruya geçiyorum. Evet..." diyerek gözlerimi kısarak ekrana baktım ve diğer soruyu okumaya başladım.
"İsmail Dümbüllü de tuluatçılar için bir sembol sayılan bu kavuğu, 40 yıl önce Kel Hasan'dan almıştır aslında. Düzenlenen bir törenle kavuk , Münir Özkul'un başına geçirilir. Kabuğu taşımak, "Ortaoyununda 1 numara olmak" anlamına gelmektedir. Özkul da yıllar sonra kavuğunu Ferhan Şensoy'a devredecektir."
Sayfa 28 - Alfa basım yayın 2018Kitabı okudu
272 syf.
·
Puan vermedi
Ve bitti... Rum’u, Kürdü, Alevi’si, Türk’ü, Yörük’ü, Çerkez’iyle… süren kardeşliğin, birlikte yaşamı yeniden inşa etmenin hikayesi, kitapları geçti dimağımdan. Ada serisi Yaşar Kemal’in ölümünden önce kaleme aldığı son kitap dizisiydi. Eşi Tilda Kemal’e ithaf ettiği bir seri. Son kitabında biraz Yaşar Kemal’den söz etmek istiyorum ve tabii
Çıplak Deniz Çıplak Ada
Çıplak Deniz Çıplak AdaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20182,483 okunma
Sarvan Rahimov’un yazar olmasını sağlayan yazarlar kimlerdir? Herhangi bir yazarın yazar olmamı sağladığını düşünmüyorum, lakin bununla yazarların yazar olmamda bir katkısı olmadığını da ibraz etmiyorum. İlkokul üçüncü sınıfta Zehra adında bir öğretmenim vardı: uzun boylu, esmer, iri sararmış dişleri, omuzlarına süzülen kısa ve yıpranmış saçları vardı; ne oje sürerdi ne makyaj yapardı sesi de epey kalındı. Zehra Hanım talebelerinin kitap okuması için çok çaba sarfetti. Önce hepimizden bir miktar para topladı sonra büyük bir kitap listesi hazırlayıp kitabevleri ile pazarlıklara girişti. Bir gün okulun bahçesine ticari bir aracın girdiğini gördüm. Zehra Hanım yüzlerce kitap almıştı. Aralarında dünya klasiklerinin kısaltılmış hallerinin bulunduğu kitaplarda olduğunu hatırlıyorum. Bu kitapları bize okutup özetler çıkarmamızı istedi. Bir defasında yirmi sayfalık bir kitaptan yedi buçuk sayfa özet çıkardığımı görünce yanıma gelip bu işte yeteneğim olduğunu söyledi. O yıl altmış yedi kitap okumuştum. Okul müdürü ant içme merasiminden sonra beni kürsüye davet edip herkesin önünde tebrik etmişti. O dönem okuduğum yüzlerce kitabın hayatıma büyük fayda sağladığını düşünüyorum. Zehra öğretmene minnettarım. Röportajın devamını okumak için lütfen aşağıdaki bağlantıya tıklayınız. halleydergisi.com.tr/roportaj/curuk-...
Sarvan Rahimov
Sarvan Rahimov
Reklam
Adaletsizliği biliriz de adaleti somut bir biçimde tarif edemeyiz
Röportaj: Yağız Gönüler Kendimizi ya her şeye kapatıyoruz ya da fazlasıyla açıyoruz. Sanki bir terazimiz varmış da onu kaybetmiş gibiyiz. Siz Anadolu vurgusunu çokça yapıyorsunuz. Bizim terazimiz miydi Anadolu? Cvp :Ercan Kesal Terazi hafızamızdır. Subjektiftir. Adalet gibi. Temsil ettiği şey de adalettir ya. Adaletsizliği biliriz de adaleti somut bir biçimde tarif edemeyiz. Adalet süreklilik arz eden bir şeydir; bellektir, vicdandır. Yaşananlarla, öğrendiklerimizle birikir, zenginleşir. Yeryüzü coğrafyasında biriktirdikleri, hafızası ve tecrübesiyle bunun en güçlü yaşandığı yer Anadolu’dur. Şanslıyız bu yüzden. Şahidiz bir çok şeye. Hem mağduru hem zalimiyiz. Ama öznesiyiz. Vakanüvisi ve kahramanıyız.
Biz bir hafıza toplumuyduk, Anı Biriktirirdik.
Röportaj: Yağız Gönüler Masallar, hikâyeler, efsaneler, rivayetler, mâniler, şiirler… Biz bir hafıza toplumuyduk, anı biriktirirdik. Mektuplarımızı saklamamızın arkasında bile yaşadıklarımızı unutmamak vardı. Yaşadıklarımızla devam etme gücü. Ne oldu da her şeyi kolayca unutabilen, hafızasız bir “gösteri toplumu”na dönüştük? Ercan Kesal cevap ; Tüm dünyaya ait bir mesele. Kapitalizm denen hastalıklı düzenin tezahürleri. Tüm dünya tek bir pazar ve insan sadece tüketici. Hakları da artık insan hakları değil tüketici hakları. Her şeyin fiyatını bilen ama hiçbir şeyin değerini bilmeyen insanlar haline geldik. Bireyin görev ve sorumlukları da ödediği vergi kadar. İhtiyacı yok hafızaya ve biriktirmeye, çünkü hiçbir kıymeti kalmadı(!)
Kendi Hikayesini Bilmeyen Başkasının Hikayesini Ne Anlar?” Ercan Kesal
Anadolu insanıyla metropol insanı arasındaki farklar, neleri yeniden konuşmamız gerektiğini ya da nelerin üzerine yeniden eğilmemiz gerektiğini söylüyor sizce? Metropolün empoze ettiklerinin tersine, Anadolu kaybettiklerimizi hatırlatıyor sürekli. Anadolu bizim panzehirimiz. Metropol günü yakalamayı, Anadolu geçmişe bağlanmayı öğütlüyor. Metropol açık ve direkt cümlelelerle konuşurken Anadolu imalarla, teşbihlerle anlatıyor derdini. Metropolün hiç bir şey için yeterli zamanı yok, Anadolu zamanın bizatihi kendisi. Metropol insanı dünya ile kavga ederek onu dize getireceğini zannediyor, Anadolu dünyanın bir parçası ve dostu. ARKA KAPAK DERGİSİ Röportaj: Yağız Gönüler
183 syf.
9/10 puan verdi
Derin Devlet
Derin Devlet var mı? Osmanlı da var mıydı? Derin Devletin fayda ve zararları nedir? Türkiye Tarihine damga vuran cinayetlerin Derin Devlet ile ilişkisi, Türkiyenin henüz yaşanmamış yılları için 2005 yılından yapılan öngörüler. Ömer Lütfü Mete ve Mahir Kaynak ile yapılan röportaj hiç bilgisi olmayana bile apaçık Yakın Türkiye Tarihini özümsetiyor. Her ne kadar geç kalınmış bir okuma olsa da gelecekten bir göz ile o döneme şahit olmak farklı bir ayrıcalık diyebilirim. İyi okumalar...
Derin Devlet
Derin DevletÖmer Lütfi Mete · Timaş Yayınları · 2011439 okunma
Emirle Gelen İdam Kararı
Belirttiğimiz nedenlerle,Yassıada’da verilmiş olan kararlarla,sıkıyönetim dönemlerinde verilmiş olan mahkumiyet kararlarının tümünün kalem yok addedilmesi doğrultusun da TBMM tarafından bir karar veril mesinden başka yol yoktur. Yargıla malların yenilenmesi yerine böyle bir karar ülkedeki huzursuzlukların sona ermesinde etkin olacaktır.
Sayfa 46 - AykKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.