Ayrıca bediî zevklerden, zarafetten, nükteden, her türlü incelik ve güzellikten anlayan tekke ve tarikat mensupları, güzel vasfı altında toplanan herşeyi seviyor, sevdirmesini biliyordu. Her tecellinin karşılığında:
“Hoş da hoş,
Nâhoş da hoş”
diyorlardı.