İkinci Dünya Savaşı’ndan beri, büyük ulusaşırı şirketler yavaş yavaş dünya ticaretinin yarısını ele geçirdiler ve kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tuttular. Yani şunları;
Ulusaşırı tüm toplumu tek bir işlev yerine getirecek şekilde programladılar: TÜKETİM.
Bu amaçla, büyük şirketler iletim araçlarını ele geçirdi. Bunları kullanarak topluma, yaşamanın tüketimden ibaret olduğu fikrini aşıladılar.