Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rana Dişyar

Rana Dişyar
@rranadisyar
25 okur puanı
Kasım 2023 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Her şeyi çok fazla ciddiye aldığım konusunda beni eleştirdi; bu yüzden perişan olacağımı, kendimi korumam gerektiğini söyledi! -Ah meleğim benim! Sırf senin için yaşarım ben.
Reklam
"Artık yeter Ömer... Sana kızgın değilim... Sana kızamayacak kadar seni iyi tanıyorum... Sonra seni seviyorum... Neden sevdiğimi bilmeden seviyorum... Bu sevgiyi her gittiğim yere beraber götüreceğim... Allahaısmarladık... Güzel dudaklarını öperim... Sende bana kızma... Başka türlü yapamazdım... Allahaısmarladık... "
Sayfa 178Kitabı okudu
415 syf.
·
Puan vermedi
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom
9.2/10 · 52,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" Sen 'hayır' demelisin, o sana hayır dediğinde. Biliyorsun, senin hayatını seviyorum, senin özgürlüğünü seviyorum, senin işini seviyorum. Ama bugün bana dersen, ben diğer tarafa gitmeliyim, elimde silahla hak konuşmalıyım ve ben biliyorsam ki sen mecbursun, o zaman derdim: <Git> Ama sen bir yalan uğruna, kendin bile inanmadığın, sadece zayıflığından ve korkundan dolayı, gidersen ve arada sıyrılmayı dilersen, o zaman sana acırım, evet, sana acıyorum! İnsanlık namına bir insan olmak için, inandığın bir şey için gitmek mi istiyorsun? O zaman seni engellemem. Ama canavarlar arasında bir canavar, köleler arasında bir köle olmak içinse karşı çıkarım. Kendi fikri için insan fedakârlık yapar, ama başkalarının çılgınlığı için değil...
" Hak! Hukuk! Dünyanın neresinde hak var ki? İnsanlar yok etti. Hak, her bireyde var aslında ama onlar, onların artık gücü var ve bunun ötesi yok artık. " " Neden güç onlarda? Çünkü sizler onlara bunu veriyorsunuz. Ve siz korkak olduğunuz sürece güç onlarda olacak. Insanların canavar olarak adlandırıldığı aslında on insanın güçlü iradesinden oluşuyor ve bu on insan bunu geri yıkabilir. Bir insan, bir tane canlı insan, onları reddederse gücü de yok eder. Ama siz boynunuzu büktüğünüz sürece ve <Belki ben aralarından sıyrılırım> dediğiniz sürece, kalbe dokunacağınız yerde, iki büklüm olduğunuz ve parmakların arasından kayma arzusu olduğu sürece, sizler sadece kölesiniz ve daha iyisini hak etmiyorsunuz. Eğer bir erkeksen, o zaman saklanılmamalı, 'hayır' denmeli, bu günümüzde tek görev, kendisini öldürtmek değil. "
Reklam
" Yetmedi mi? Hiç istemiyorsun artık. Yine de kendine bunu istettiriyorsun, işte bu da senin suçun. Nefret ettiğin bir şeye bağlanıyorsun ve bunun için hayatını ortaya koyuyorsun. Neden kabul ettiğin bir şey için mücadele etmiyorsun? Kendi düşüncelerin için kan dök- Tamam! Fakat neden yabancı düşünce için? Ferdinand, özgür kalabilmek için neyi daha çok istediğini unutma, diğer taraftakiler ne? Kötü Aptallar! Kendin yeterince istemezsen seni bağlarlar ve o zaman kendin bir aptal olursun. Bunu sen bana hep söyledin... "
50 syf.
·
Puan vermedi
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig
8/10 · 62bin okunma
Olanı gördüler, sebebini değil.
Sayfa 116
Adalet, güç. Adil olanı izlemek adildir. Güçlü olanı izlemek ise mecburidir.
Sayfa 143
- İkimiz de aynı şehirdeyiz ve birbirimize varmamız için yarım saatten daha az bir zaman yeter. Buna rağmen o orada, ben buradayım. Neden? Sebep yok... Ben burada ne yapıyorum? Kendimi ve etrafımdakileri sıkmaktan başka ne işim var? Onun da orada pek lüzumlu işlerle uğraşmadığı muhakkak. Böyle bir günde oturup piyanoya çalışacak değil ya... Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba? Hayat bir tesadüfler silsilesi imiş, âlâ! Fakat tesadüfün de kendine göre bir mantığı olmalı değil mi ya?
Reklam
"Ne tuhaf şey!" dedi. Birçok bayıldığım kızların birçok büyük iltifat ve müsaadeleri beni bu kızın manasını bile iyice anlayamadığım bir bakışı kadar sevindirmiyor. Evet, sadece bir bakış ve belki de biraz merhametle karışık... Fakat bunun hiç olmazsa lakayt bir bakış olmaması beni yerimden sıçratıyor. İçimde müthiş bir hafiflik, bir genişlik duyuyorum. Belki de hakikaten sevmek budur. Belki de ben şimdiye kadar hakikaten sevmenin ne olduğunu bilmiyordum. Acaba kendimi kapıp koyuversem mi? .. Ne zaman irademe müracaat edersem büyük bir yorgunluk duyuyorum... Kendimi hadiselerin eline bırakayım mı ? Acaba şu anda o ne düşünüyor? Herhalde beni değil... Niçin? .. Onun kafasında bir müddet yaşamak için neleri feda etmem ki ? .. Her şeyi.. Bana şimdi bir işaret versin, derhal, bir an düşünmeden şu tramvayın altına atlarım. Acaba atlar mıyım? .."
"Hayat sahiden yaşanmaya değmeyecek kadar küçüklükler ve bayağılıklarla dolu!..."
İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşanmaya değer... Ne olursa olsun...
- Evet, evet onun korkusu... İçimde bu ürkek dünyayı yaratan onun korkusu... Bu ben değilim... Ben başka bir şeyler olacağım... Yalnız bu korku olmasa... Hiçbir şeyi bana tam ve iyi yaptırmayacağına emin olduğum bu şeytandan korkmasam... Emin Kâmil başını sallayıp gözlerini sinirli sinirli kırpıştırarak: - Neden kızıyorsun? Neden şikâyet ediyorsun? dedi. İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.
- Bana istenecek bir şey söyle, uğruna can verilecek bir şey söyle, hemen dört elle sarılayım... Nihat güldü: - Gördün mü? Derhal sapıtıyorsun. Hayatta hiçbir şey, uğruna ölmek için istenmez. Her şey yaşamamız için... Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki, derhal uğruna can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak, herkesten daha iyi, herkesten daha üstün yaşamak, insanlara hakim olmak, kuvvetli, belki de biraz zalim olarak yaşamak... Dünyada bundan başka istenecek ne vardır? Hayatını bu gayeye vakfet, görürsün, nasıl birdenbire canlanacaksın!
Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim.
179 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.