Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde ?
Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim?
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok !
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok!
Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok!
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok!
Varlığın sırları saklı senden, benden
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin ne ben
Bizimki perde arkasında dedikodu
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın ne ben.
Dün geldi nedir aradığın? dedi bana
"Bensem ne bakarsın o yana bu yana?
Kendine gel de düşün, içine iyi bak Ben senim, sen ben arayıp durma boşuna.
Önce kendine gel sonra meyhaneye
Kalender ol da gir kalenderhaneye Bu yol kendini yenmişlerin yoludur
Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye.
Sâki yüzün Cemşit'in kadehinden güzel
Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel
Işık saçıyor ayağını bastığın toprak
Bir zerresi yüz binlerce güneşten güzel
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok
Bir kısmına her mevsim cennet görünür
Bir kısmı doğuştan yere düşmüş, sürünür
Tanrım! Ne düzensiz bir ömür vermişsin
Son hız yaşanır, sonra yavaştan çürünür