Sahip olmak ya da Olmak
Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye "sahip olmak" demek, onları ele geçirmek, kendine mål etmek. onlara egemen olmak ve dilediğince kullanmak anlamına gelir. Ama bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. İnsan hiç bir za- man yeterince şeye sahip olamayacaktır. Çünkü maddesel olan, elle tutulan aldatıcı ve geçicidir. Bu nedenle
2024 okuma listem
1.Sharon Martin-Mükemmeliyetçilik Tuzağı 277 sayfa 2.Isabelle Filliozat-Kendine Güven 236 sayfa 3.Isabelle Filliozat-Çocuğun Duygusal Dünyası 287 sayfa 4.Isabelle Filliozat-İçimde Neler oluyor? 310 sayfa 5.Rory O’connor-Karanlık Çöktüğünde 373 sayfa 6.Isabelle Filliozat-Kusursuz Ebeveyn Yoktur 312 sayfa 7.Tammy Nelson-İçim İçimi Yiyor 121
Reklam
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
Meşrutiyet döneminde, Osmanlı ordusunun ilk göz önüne çıktığı Edirne manevra sahasında hayalen şöyle bir dolaşalım: Senin ve benim; ve senin ve benim gibi birçok arkadaşın kollarımızda birer beyaz bant vardı. Biz hakemdik. Bizden daha büyük hakemler de vardı. Ne hüküm verilmişti.? Bunu söylemeden önce ne görülmüş olduğunu hatırlayalım. Sözgelimi,
Bir yanılsamanın gerçeği= Sigmund freud
Belli uygarlıkta Uzunca bir süre yaşayıp sık sık bu uygarlığın kökenlerini nasıl bir yol izleyerek geliştiğini keşfetmeye çalıştığında bazen karşı yöne de bir bakarak bu uygarlığın geleceğinin nasıl olacağını ve ne tür dönüşümlere maruz kalabileceği sorma gereksinimi duyar ama çok geçmeden öyle bir sorgulamanın değerinin daha başından birkaç unsur
Yeryüzünün Lanetlileri Kitabına J.P.Sartre Yazdığı Önsöz
1961 TARİHLİ BASKIYA ÖNSÖZ Jean Paul Sartre Kısa bir süre öncesine dek yeryüzünün nüfusu iki milyardı: beş yüz milyon insan ve bir buçuk milyar “yerli”. Birinciler “Söz”e sahipti, ötekilerse bu sözü ödünç almışlardı. Bu ikisi arasında aracı olarak hizmet veren satılmış kralcıklar, derebeyler ve tepeden tırnağa sahte bir burjuvazi vardı.