Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Suç ve Ceza okumak, kendini isteyerek hasta etmektir. Kitabı okurken, daima bir ruh sancısı duyarsınız.
. Ruh ve yürek sancısı yüze yansır. .
Reklam
Varoluş sancısı beni yerle bir ediyor. Gerçekten yoruldum çok fazla şeyden. Kimse zerre umrumda değil bu beden bana ağır geliyor. Hayatımdaki her şey çok yolunda ama ben yerle yeksanım işte. Bu ruh bu bedene ağır geliyor sadece işte. Neyse ne iyi geceler
272 syf.
9/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya
Kitap 1932 yılında yazılmış distopik bir kurgu. Olaylar bir kuluçka merkezi gezisi ile başlıyor. Bu merkezde insanlar tabiri caizse “üretiliyor” ve bu insanların hayatlarının devamında yapmaları gereken şeye şartlandırılıyor. Herkes şartlandırıldığı şekilde hayatına devam ederken bir aykırı karakterimiz var, Bernard. Bernard kendini buraya ait
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,1bin okunma
Suç ve Ceza okumak, kendini isteyerek hasta etmektir. Kitabı okurken, daima bir ruh sancısı duyarsınız.
392 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
İki yarım bir bütün eder mi? Etmiyor işte. Hakan'dan, Yıldız'dan gördük. Geçmişe dair yaralarımız mütemadiyen kanıyor biz kabuk bağladığını düşünsek bile. Her karakterin ayrı ruh sancısı var kitapta.
Kaybolan
KaybolanTarık Tufan · Doğan Kitap Yayınları · 20203,119 okunma
Reklam
138 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Peyami Safa'nın şu ana kadar okuduğum bütün eserleri çok çok iyiydi. O nedenle kendisinin ilk defa okuyacağım her yeni kitabına büyük beklenti ile başlıyorum ve asla mahçup olmuyorum. Yine çok güzel bir eser. Bu kez konu Batılaşma. Yer İstanbul. Zaman ise geleneklerimizi bırakmaya çalışan ve yüzünü batılaşmaya çeviren ilk kuşağın yaşadığı
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 199947,5bin okunma
Suç ve Ceza okumak, kendini isteyerek hasta etmektir. Kitabı okurken, daima bir ruh sancısı duyarsınız.
Suç ve Ceza okumak, kendini isteyerek hasta etmektir. Kitabı okurken, daima bir ruh sancısı duyarsınız.
O bir bebek değil, bir bebeğin içine saklanmış bir ruh. Şimdi bir yıldızın kalbine saklanacak. Bir yıldız senin en büyük imtihanın olacak. O bir bebek değil, o evrenin kaderini nakış gibi işleyecek. İnsanlar doğar, büyür ve ölürler. Yaşlanırlar ve yok olurlar ama Alfinler doğar ve savaşır. Dünyaya geldiğinde başlar mücadelesi. Siz doğmadınız, dünya sizin savaş meydanınızdı ve nefes aldığınız ilk kuşanmanız. Senin kapın daha erken açıldı ve ruhun bedenini buldu. Onunki bir yüz yıl sonunda yeniden üflenecek. Onu şimdi koruyacaksın, ileride seveceksin ve sonra savaşacaksın. Belki onu yok edecek olan da sensin. Bir gün yok etmek isteyeceksin. İkiniz aynısınız, bir aynanın yansımasısınız ama aynalar kırılır, yansımalar yanılsamalarla karışır. İkiz alev budur, birbirinizi sevebilir ya da öldürebilirsiniz. Şimdi gökyüzü bir doğum sancısı çekiyor, bu gece birçok şeyin sonu olacak ama geleceğinizi doğuracak.
Reklam
Onu koruyacaksın, ileride seveceksin ve sonra savaşacaksın.
“O daha bir bebek...” diye fısıldadı. “Alfinler yıldızlara üflenen ruhlardır, hepsinin bir amacı vardır. Ölümlüler kader der buna ama Alfinlerin varoluş amacı kaderi yazmaktır. Nil Nehri taştığında bir enerji patlar, ana rahminden doğan bir bebek gibi aslında varoluş doğurur. Ölümlülerin ruhları güneştir, Alfinlerin yıldız. Sirius yıldızı ise o
Sayfa 16 - Martı yayınları, Gökyüzünün Tanrıçası Gela.Kitabı okudu
Bu sıralar olmadık insanlardan yazar çıkarken düşünmüşümdür bunları..
~•~ Ya elindeki viski bardağını hususi bir zerafet edasıyla tutmaya çalışan meşhur romancı?.. Romanın nereden başlayıp nereye gittiğine dair bir fikri, içinde mesele, beyin sancısı, ruh hafakanı çöreklenen tek satırı var mıdır? Genç kızları ve kenar mahalleli Pembe hanımları ağlatsın, yeter!.. ~•~
Zorba yine derin bir düşünceye dalmıştı. İçini bir kaygı kemiriyordu. Bana bakıyor, ağzını açıyor, sonra yine kapatıyordu. Yağ kandilinin ışığı altında gözlerinin üzüntülü ve huzursuz olduğunu açıkça gördüm. Dayanamadım: "Zorba, dedim," bana bir şey söylemek istiyorsun, söyle! Doğum sancısı çekiyorsun, doğur!" Zorba susuyordu.
Sayfa 76 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşananların yorgunluğu... Hep bir az sevmislik ve az sevilmislik duygusu... Geçen zaman... Aglayan bir yürek... Kalp ağrısı... Ruh sancısı... Hep bir geç kalmislik hep bir yitirmişlik... Memnuniyetsizlik... Sevgi cimriligi ve anlayış isteği... Zamanin hastalığı bu yoksulluk... Ya da varolusun ezelden beri süregelen hastaligi... Zamani suclamayi marifet saydigimiz... Her sey varken bile hiç bir şeyin yok gibi hissetmek... Yaşamı hep kolayindan yakalama arzusu ama giderek daha çok yitirmenin acımasız gerçekliği... Her akillandim deyisimizde bunun yalan olduğunu bilmemiz... Bitmek tükenmek bilmeyen yavsakligimiz ve onun elinden tutan yalnizligimiz, eksikligimiz... Biz buyuz işte... Aslında asıl savasimiz tek savasimiz var. O da kendimizle...
475 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.