“Emek verip çaba sarfederek elde edilen herhangi bir şeyle; emeksiz, çabasız kolayca elde edilen şey arasındaki hazzın farklılığını idrak ettiğinde büyüdüğünü farkediyor insan.”
“Bütün yolları biliyor olman kaybolmayacağın, bütün düşüşleri bilişin düşüp canının yanmayacağı anlamına gelmez bazen. Bildiğin yolları şaşırır, aşina olduğun uçurumlardan yine düşebilirsin. Biliyor olmak da yetmez bazen. Hayatın daima, farklı farklı yolları ve düşüşleri mevcut.”
“yıllar önce düşüp yaralandığın, canını yakan o çukur, yıllar sonra herkesin düştüğü bir yolda, senin dimdik ayakta yürüyebildiğin bir yola dönüşüyor. hayat bazen sırtına bindirdiği o yükü altında ezil diye değil, alış, daha da ağırlarını kaldırabil diye veriyor.”
”yüreğimin tam ortasında büyük bir yorgunluk var. asla olamadığım kişi beni üzüyor, ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlayamadığım bir özlem kabarıyor. umutlara ve kesin inançlara çarpıp düştüm, benimle birlikte bütün batan güneşler de düştü.”
“Gittim sanıyorsun ama arkana bakıyorsun durmadan. Bu gitmek demek değil, kandırmak kendini. Geçsin diye uğraşmak değil, üflemek yarayı. Dövüşmek değil bu zamanla, kandırmak zamanı.”
"fark ettim ki, birileri üzülmesin diye yaptığım her hareket öyle ya da böyle beni üzmüş. ağlatmış bazen uykularımı kaçırmış. ağzımı açıp tek kelime etmemişim ama. olsun, geçer gider demişim ama hep bir yumru kalmış boğazımda. hep biraz eksiklik, biraz kırgınlık kalmış."
“Bıkmışlıkla sıkışmışlığın arasında bir yerlerde yaşamaya çalışıyoruz. Nereden bakarsan bak, denizden çıkarılıp toprağa atılmış çırpınan balıksın. Nereden bakarsan bak ipi kopmuş uçurtma, nereden bakarsan bak yönünü bulamayan bir kuşsun.”
Sen yoktun.
Terk edilmiş bir İstanbul vardı
Yaslanmış gökyüzünün umarsızlığına,
Eylül rüzgârlarıyla sararan
Bayram kartpostallarına benzeyen.
Sen yoktun,
Bir çocuk ağlardı istasyonlarda,
Geceyarıları uykumu bölerdi hıçkırıkları,
Trenler geçerdi gözbebeklerimden,
Kirlenirdi bembeyaz umutlarım.
Sen yoktun,
Yokluğunla kalkardı ada
“Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.”