Kitlelerin dine karşı duyduğu ilgisizlik halkın en tehlikeli hastalığı olabilir. Fevri gençler ve zekâ yoksunu liberaller dinsizliğin özgür düşüncenin yansıması olduğunu söylemekle büyük bir hata yapıyorlar. Dinsizlik ruhun zayıflığı ve hastalığıdır. Dinsizlik, halktaki kutsal her şeyin yok olması ve neticesinde insanın elinde vahşiliğin, vicdansızlığın, ahlaksızlığın, kabalığın, bencilliğin, zorbalığın kalmasıdır.
Sayfa 37 - Can yayınlarıKitabı okudu
Öyle mi?
"İnsan şu veya bu özel konum için değil kısmetinden bağımsız olarak mutlu olmak için doğmuştur" ve sevgili bir eşin, evladın veya dostun gözlerinde parlayan şu duygu yansıması duyarlı bir ruhun bakışına onu doyurmaya yetecek şeyi sunar."
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"pencereden eğilip bakan kendisini görürdü düş kadar yakın bir uzaklıktan... Ola ki şaşırırdı önce; bir yanıyla, yüz yüze geldiği insanın kendisi olduğuna inanmak istemezdi. Peki, ya pencerenin karşı tarafındaki; o inanır mıydı aslında kendisinin öteki olduğuna!" İnsanın gerçeklik olarak adlandırdığı şeyin, belki de kendi
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
"Çünkü senin ruhun da engin, yüce bir varlığın yansıması olmuştur!"
Sayfa 9 - Aden
"Ah ne olurdu bu hissettiklerini ifade edebilseydin! Şimdi bu güzellik ve bu sıcaklıkla, içinde çaglayıp çoşan canlılığı bir kagıda resmedebilseydin! O kadar ki, kagıt senın ruhunun bir yansıma olsun!.. Çünkü senin ruhun da engin, yüce bir varlıgın yansıması olmustur! "
Sayfa 7 - Halk KitabeviKitabı okudu
Ahzab 4'te şöyle der; "Allah, bir insanın içinde iki kalp yaratmamıştır." Çünkü kalp öyle bir evdir ki kendi benliğinden başka iki varlık sığmaz. Hayatını zorlaştırma, sana verdiğini ayrı görme, sevdiğini de Yaradanın yansıması bil, çünkü herşey Hakka bir perdedir. Sahip olduğun farkındalığa, ruhun yolculuğuna göre, insanlar, eşyalar , olaylar yük gelir kimi zaman. Hassastır, denge arar, anlamak, anlaşilmak ister insan. Bazı kalpler vardir, azları çok eder, sığlığı derinleştirir, sınırlar sınırlaştırır, ruhunu ötelere ulaştırır. Duamızdır öyle bir kalp ile yansın ocaklar ..
Reklam
En son ne zaman izledin kendini uzun uzun? "Neredeyim? Burada olmak istiyor muyum? Nereye gidiyorum ve gitmek istiyor muyum?" soruları soruyor musun arada sende yaşayan senlere? Biliyor musun, etrafta alabildiğine ışık varken kendi karanlığında körsün kendine. Aç şu ruhun ışıklarını biraz. Ne bileyim ışık kadar değilse de mum yansıması kadar yansın ruhun sadece senin için. Biraz, bir zerre kadar yudumla hayatı hadi. Sadece kendin istediğin için.
304 syf.
8/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Güçlüler, insanlar arasında hiçbir şey yapmaz; konuşup durmaktan başka.
Yaşadığımız toplum da dahil olmak üzere yüzyıllar boyunca çevremizde bulunan yoksul ve eğitimsiz kişilerin bir bilgi birikimine sahip olabileceğini, toplumda her anlamda yer alabileceğini veya bir fikir beyan edebileceğini düşünemedik. Eğitimsiz olmak ya da yoksul olmak; kişinin kendini güçlü kılmasına, kendini geliştirmesine, bilgi ya da sanatla donatmasına engel değil. İç güzelliğin özünü kavrayamayan kişilerin yaşadığı bir apartmanda, sadece "kapıcı" sıfatı ile tanınan bir kadının hikayesi bu. Madam Michel, yaşadığı toplumun da baskısı ile birikimli gözükmekten çekinmekte ve okumalarını gizli gizli yapmaktadır. Çünkü toplum onu buna itmiştir. Neden mi? Bir kapıcı kadın güzel giyinemez, kitap okuyamaz ya da sanattan anlayamaz. Eğitimsiz olarak görülen bir kadının sadece televizyon izleyip monoton bir yaşamı tercih etmemesi, toplumun kalıplarının aksine dimdik durabilmesi, kendini her an bir adım öteye taşıyabilmesi; özgür ve bilgiye aç bir ruhun birer yansıması olsa gerek!
Kirpinin Zarafeti
Kirpinin ZarafetiMuriel Barbery · Kırmızı Kedi Yayınları · 20207,5bin okunma
Merhaba sevgimin katili, askimin zulmû, yüregimdeki isyanim, hayallerimin karanliği,sana olan inancimin celladi, kalbimdeki baharin gelişini geciktiren koca kış dogmayan güneşin gülmeyen kaderim nasilsin? Sevmek aşık olmak belkide bir şarkıdaki en güzel melodiydi tıpkı bir kosturmacanin arasinda aniden kulaga gelen o tiz sesiyle adimlarini
Nedir Ufuk çizgisi? Hazır felsefe okuyorum, sorular soruyor, cevaplar buluyorum, bir soru da ben sorayım, cevabını da bulmakla kafa yorayım. Herkesin vardır bir ufuk çizgisi. Gözlerini alamadığı. Deniz'le Gökyüzü'nün aşkı gibi mesela. Hani yağmurlardan nâmeler yollar sevgilisine Gökyüzü, Güneş bu aşka postacılık yapar, o nâmelerin cevabını geri getirir sevgiliye. Limanında dinlendiğimiz, masmavi bulutlarıyla huzur bulduğumuz iki sevgilinin umududur Ufuk çizgisi. Bazen olmayanın varlığı, bazen umudun son durağı, bazı gönüllerde vüslat kapısıdır Ufuk çizgisi. Ulaşılmaz olanın özleminde donup kalan bakışları taşır o mağrur, bir o kadar da hüzünlü çizgi. Ne kadar çok yük bırakıyoruz omuzlarına değil mi? Gerçeklikten uzak olduğu kadar hayallere yakın olanın göz hapsimizde kilitlendiği bir çizgide, kaderimizi de çizmiyor muyuz dalıp gittiyimiz zaman?! Bir de Güneşin doğuşu kadar batışının da yansıması var o muazzam yoklukta. Varsın ama yoksun! Tam bir aşık serzenişi gibi oldu ama, Ufuklara söylenebilecek en dürüst söz bu olmalı bence. Peki içimizdeki Ufuk çizgisi'ne sesleniyor muyuz? Ruhun gerçeklikle hayal dünyası arasındaki o ince telde, kalbin akla uzaklığındakı mesafede. Kaç defa sorabildik kendimize? "Ufkuna bıraktığım özlemin var mıdır vüslat durağı?" Alabileceğimiz cevapların uçarı sonuçlarından korkuyoruzdur belki...Ama sorular, insanı ölümle yaşam arasındaki Ufuk çizgisinden kurtarır. Kurtulmak istiyorsak tabii...
Kitabsever
Kitabsever
515 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.