" Berlin'de yalnızsınız değil mi? "
“ Ne gibi? ”
" Yani.. Yalnız işte.. Kimsesiz.. Ruhen yalnız.. Nasıl söyleyeyim, öyle bir haliniz var ki..
“ Anlıyorum, anlıyorum. Tamamen yalnızım. Ama Berlin'de değil, bütün dünyada yalnızım..”
Bu dağlar kömürdendir
Giden gün ömürdendir
Feleğin bir kuşu var
Pençesi demirdendir.
Bu yol Pasin'e gider
Döner tersine gider
Şurda bir garip ölmüş
Kuşlar yasına gider.
Hasan Ali Toptaş'ın Kuşlar Yasına Gider adlı romanının adını veren Ardahan türküsünün sözleri ile başlamak istedim bu kitapla ilgili düşüncelerime hatta dinlemek isteyenler
Milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlâken çürüyor da hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki. Ama bu böyle mi olmalıdır?
Sevecekseniz güzel sevin.
Sevdiğinizin sadece elinden değil, yüreğinden de tutun.
Sadece ağzından çıkanı değil, yürek dilini de anlayın.
Sadece göz ile el ile değil, ruhen de kalben de sevin.
Orklar nasıl yaratıldılar biliyor musun? Elf idiler eskiden.
Noldoli kavminden olanların insanlar tarafından nasıl bir yanılgı sonucu Melko'nun emrindeki bir goblin ırkı olan Orklar ile birbirine karıştırıldığına akıl sır ermez fakat şurası da bir gerçek ki, Noldoli'den bazısı Melko'nun habis yetileri yoluyla gerek ruhen gerekse bedenen yozlaştırılıp tüm üyeleri bizzat Melko tarafından yeraltındaki alevler ve balçık tabakası kullanılarak türetilmiş olan Ork ırkının saflarına katılmıştı.
Kalbi granitten yapılmış olan bu yaratıkların bedeni her bakımdan çarpıktı; tebessüm nedir bilmeyen suratıarına hiç silinmeyen nemrut bir ifade yerleşikti, kahkahaları ise birbirine sürtülen metallerin çıkardığına benzer bir tınıyla yankılanırdı ve mevcudiyetlerinin temel gerekçesi alçakça planlarını hayata geçirme yolunda Melko'ya hizmet etmekti. Onlara Glamhoth, yani nefret edilesi halk ibaresini yakıştıran Noldoli ile aralarındaki kinin şiddeti başka hiçbir şeyle kıyaslanamazdı.