Emil Michel Cioran, filozof, aforist ve denemecidir. Aslen Rumen dir ama Fransa da yaşamış ve Fransızca ya da hakimdir. Eserlerini hem Rumence, hem Fransızca yazmıştır. Kötümser bir yazar olarak onu yorumlamak doğru olacaktır. Aforizmalarında da, felsefi tarzında da bunu görmek mümkündür. Acı, çürüme ve nihilizm kitaplarında bol bol yer alır, bunu
İnsanları kötü diye yargılarken; kendi ahlaki değerlerimize, inançlarımıza, büyüme şeklimize ve yaşantımıza göre yargılıyoruz. Oysa içinde bulunduğumuz koşullar ve yaşadıklarımız, 'kötü' diye yargıladığımız ya da 'kötü' diye yargılandığımız insanlarla hiçbir zaman aynı değildir. Aynı göğe bakıp farklı iç geçiren, aynı havayı soluyup başka düşünen
l Balkanlar’ın Gorkisi olarak tanınan, Rumen bir anne ve Yunan bir babanın oğlu olan Istrati; 12 yaşından itibaren kimsesiz bir çocuk olarak ufak işlerle uğraşarak hayatını kazanmaya çalışmıştır. Gençliğini pek çok Osmanlı kentinde geçiren yazar eserlerinde de geniş bir coğrafyanın insanlarını resmetmiştir.
l Yazarın ilk romanı olan Kira
"Görüyorsun ya, yaşam hep keyifli şeylerden oluşmuyor. Ayrıca acılar da var."
Romanya doğumlu olan ve eserlerini Fransızca yazan
Panait Istrati, 1884 yılında dünyaya geldi. Tuna nehri kıyısında kozmopolit bir şehir olan Breila’de (İbrail) doğan Istrati, Fransızcaya ek olarak Rumence, Yunanca ve Türkçe de konuşabiliyordu. Rumen bir işçi olan
"İnsanım ben, yani benzerlerinin acıları karşısında acı duyan tek yaratığım, insanım.."
Bu geceyi Panait İstrati'nin Uşak adlı eserine adadım. Okuduğum ilk eseridir. Uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı Rumen İstrati...
Uşak kitabı şüphesiz en iyi, en sanatsal kitabı değildir. İlk bu kitabını okumanın büyük bir artısı var o da:
Yabancı Bir Baba, okuduğum en farklı, en zekice kurgulanmış ve göç, kimlik, göçmenlik, yurt, aidiyet kavramlarını irdeleyen en iyi romanlardan biri. Eduarto Berti kendi ailesinin hikayesini kurgulaştırmış aslında bu romanda, hatta bizzat kendisi de başkarakter olarak okurun karşısına çıkmış. Roman, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Romanya’dan
"Doğmuş olmamı asla bağışlayamıyorum!" Demişti Rumen yazar Emil Michel Cioran. Geçmişten o zamana kadar en sakıncalı konuları hiç çekinmeden dile getirmiş, varoluşa en büyük darbeyi sessiz bir özveriyle indirmişti. Her bir aforizmasında insanın yüzüne tokat gibi inen gerçekler karşısında okuyucusunu neye uğradığını şaşırdığı bir şölene
Alevlerin görünmemesinin ardından Rumen tankerine ilk konan martı ne cesur, ne yürekli bir kuşmuş!.. Ve kim bilir, kaç martının ayakları yanmıştır ondan önce?
15 Kasım 1979, "Independenta" Ve "Evrenia"Kitabı okudu
Bir gazete alın
Makas alın
Bu gazetede şiirinize vermeyi tasarladığınız
Uzunluğa sahip olan bir makale seçin.
Makaleyi eşit parçalar halinde kesin.
Daha sonra bu makaleyi meydana getiren kelimeleri özenle kesin
Ve bir torbaya koyun.
Yavaşça karıştırın
Daha sonra her kupürü peş peşe
Torbadan sırayla çekin.
Olduğu gibi yazın
Şiir size benzeyecektir.
İşte siz "çekici bir duygusallığı olan-her ne kadar halk tarafından anlaşılmaz.
İse de- son derece değişik bir yazarsınızdır.
Tristan Tzara, Dada akımının kurucusu Rumen asıllı Fransız sanatçı.
Merhabalar, uzun zamandır okumayı düşündüğüm Ionesco'ya bu kitapla başlamaya karar verdim. Kendisi tıpkı Cioran gibi Rumen kökenli ama hayatının bir noktasında Fransa'ya yerleşip eserlerini de ağırlıklı olarak Fransızca vermiş. İlginçtir ki cümleleri de buram buram Cioran kokuyor.
Yalnız Adam, adından da anlaşıldığı üzere yapayalnız bir