Evet bugün buraya ilk kitap incelememi yazacağım, biraz heyecanlıyım :)
Harry Potter uzun zamandır duyduğum ama fazlasıyla ön yargılı olduğum bir seriydi. Arkadaşlarım çok ısrar ederlerdi ama okuma girişiminde şimdiye kadar bulunmamıştım bunun için fazlasıyla pişmanım. Yine bir arkadaşımın yoğun ısrarları üzerine felsefe taşının filmini izleyerek bu yola girmiş oldum. :)) Film tahmin ettiğimden daha güzeldi. Üzerinden birkaç ay geçtikten sonra da kitabını okuyabildim. Kitap tabii filme göre daha iyiydi.Fakat karakterler, yerler, durumlar film sayesinde gözümde daha iyi canlandığı için filmin de yeri benim için farklı.
Neredeyse herkes konusunu biliyordur ama yine de ben biraz bahsedeceğim.
Harry Potter Anne- babası bir büyücü tarafından öldürüldüğünden dolayı teyzesi, eniştesi ve kuzeni ile yaşamaktadır. 11. Yaş günü geldiğinde onu bebekken teyzesinin yanına bırakan Hagrid’in gelmesi ile Harry büyücü olduğunu öğrenir ve Hogwarts’ta büyücülük dersleri almaya başlar. Harry’nin hayatı artık tamamen değişmiş olur. Ve kitap boyunca başından türlü türlü olaylar geçer.
“Bir şeyin adından korkarsan, kendisinden daha çok korkmaya başlarsın.”️
Saatleri Ayarlama Enstitüsü, benim ikinci kez başladığım bir kitaptı. İlkinde bitiremeyip bırakmaya karar vermiştim. Fakat bıraktıktan sonra sosyal medyadan, çevremden duyduklarım bu kitabın ne kadar değerli bir kitap olduğunu hatırlamama vesile oldu ve tekrar başladım. Okumam biraz uzun sürdü -20 gün- ama yine de bitirebildiğim için sevinçliyim. :) Bilindiği üzere Saatleri Ayarlama Enstitüsü, bitirilememesiyle meşhur olan bir kitap. Ben de okurken yer yer tekrar yarıda bırakmayı düşünsem de azmettim ve bitirdim. Yorucu ama yine de keyifli bir okumaydı. Kendimi sık sık baş karakter Hayri İrdal'ın yerine koyup onun yaşadığı bunalımları yaşadım. Halit Ayarcı ile tanıştıktan sonra içinde yaşadığı çatışmayı zaten kendisi de ifade ediyor, "ondan hem nefret ediyor hem de hayranlık duyuyorum" diyerek. Aslında kitabın özeti de bu: Hayri İrdal'ın yaşadığı ikilemler. Velhasıl kelam, zorlayıcı ama keyifli bir kitaptı. Fakat Tanpınar'ın en iyi eseri olduğunu söylemek biraz zor. Kanaatimce Huzur, Sahnenin Dışındakiler ve Mahur Beste üçlemesi bu kitaptan daha iyiydi. Ama tabiki okunmaya değer. Bunu göze alıyorsanız okuyun. :)
Yorumlarınıza katılıyorum. Kitabı lise yıllarımda okumuştum ama edebiyat hocamın zoruyla :) bu nedenle hiçbir şey kalmamış aklımda. Baktım olmayacak sesli kitap olarak dinleyip yeni bir başlangıç yapmıştım 😊 bu gibi durumlarda tavsiye edebilirim 🍃
Gerçekten insanı zorlayan bir kitap. Biraz sakin kafayla okumak ve zamana yaymak gerekiyor. Diğer türlü insanı strese sokuyor. 🙊 Teşekkür ederim bu arada 🌿
Hayti İrdalın şahsında temsil ettiği modernlikte samimilik değil sunilik olur. Kuşlara bile ev yapan bir kültürün öz özelliği muhakkak samimilik olacaktır.
Aslında Hayri İrdal'ın aile yapısından ve geçmişinden gelen Doğu kültürü, onun samimilik taraftarı olduğunu gösterir. Fakat Halit Ayarcı ile tanıştıktan sonraki süreçte ancak bu dedikleriniz olabilir.
Oryantalist bir mantık. Zira müslüman eşyaya müdahale değil, eşyayı müşahede eder. Kainatın sahibi olmak için değil kainata halife olmak için yaratılır insan. Çünkü halifenin mesuliyeti ve sorumlulukları vardır. Sahibin ise öyle bir derdi olmaz.