256 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Yaşadığımız bedensel rahatsızlıkların temelinin bizim ve ailemizin yaşadığı ruhsal sıkıntılar olduğunu anlatan bir kitap. Annelerin çocuklarını iyileştirmelerine katkı sağlayacak yöntemlere deginilmiş. Regresyon seanslarımda işime yarayacak teknikler öğrendim. Kamp ateşi tekniği, omurgadaki negatif enerjiyi boşaltma tekniği, döngüleri devredışı bırakma teknikleri. Bana faydalı bilgiler katan bir kitap oldu. Vira Roca: Kişinin enerji bedeni. Ho'ponopono: hayatı düzeltmek, kişinin kendini affetmesi ve bu şekilde problemlerin çözülmesi. Rem uykusu: uykunun rüya görülen evresi.
Ben Annemin Sırlarıyım
Ben Annemin SırlarıyımBülent Demircioğlu · Destek Yayınları · 2023152 okunma
TÜRKİYE, TÜRKLERİNDİR.
Demokrasi maskesi yüzlerinde loş perde Hizmet değil dertleri akıllar başka yerde Bölücülük ateşi yanıyor zihinlerde Ha mecliste terörist ha dağdaki eşkıya Elinde şehit kanı, gerçek bu, değil rüya
Reklam
Ömrümün Melodisi
Tabiatın sükuneti içinde, Sessizce ağlayan bir nehir gibiyim. Rüzgarın şarkısında kaybolmuş, Bir yaprak gibi savrulup duruyorum. Gökyüzü mavi, umut dolu, Bulutlar dans ediyor yükseklerde. Gözlerimde yansıyan bir dünya,
F, bir gün bana şunları söyledi: “Sana bir şey anlatmak istiyorum, Doktor. Garip bir rüya gördüm. Rüyamda bir ses, bir şey isteyebileceğimi, bilmek istediğim şeyi söyleme­min yeterli olduğunu, ne sorarsam sorayım yanıt verebileceğini söyledi. Ne sordum dersin? Savaşın benim için ne zaman bitece­ğini sordum. Ne dediğimi anlıyorsun: Benim için! Kampımızın ne zaman özgürlüğe kavuşacağını, acılarımızın ne zaman bitece­ğini bilmek istemedim.” “Peki bu rüyayı ne zaman gördün?” diye sordum. “1945 Şubatı’nda,” diye yanıtladı. Rüyayı anlattığında Mart başlarıydı. “Rüyandaki ses ne dedi?” “30 Mart,” diye fısıldadı saklamak istercesine. F., bu rüyayı bana anlattığında hâlâ umut doluydu ve rüyada­ki sesin doğru çıkacağına inanıyordu. Ama vaat edilen gün yak­laştıkça, kampa ulaşan savaş haberleri, o gün özgür olmamızın pek de olası olmadığını gösteriyordu. 29 Mart günü F., ansızın hastalandı ve ateşi çok yükseldi. Kehanetinin, savaşın ve acıların kendisi için biteceğini söylediği 30 Mart günü hezeyana girdi ve bilincini yitirdi. 31 Mart günü ölmüştü. Dışarıdan bakıldığında ölüm nedeni tifüstü...
Sayfa 91 - Okuyan Us Yayınları PdfKitabı okudu
İBRETLİK BİR YAZI
CENNETTE SİGARA ARAYAN HOCA! Şeyhülislâm Ebussuud Efendi, Amerika kıtasının keşfinden sonra keşfolunup bütün dünyayı saran tütün iptilâsı üzerine şu sözleri söylemiş: Bir acayip bid’at gelmiş cihana, Aman ha değmesin ehl-i îmana! Duhan diye isim vermişler ona, Tütsü verir çıksın diye îmana! Bazı imamlar nûş edip içerler, İçip de mihraba niçin
Ağıtlar.. Kaç dilde yakılırsa kaçtım iftirasının doğurduğu faciayı durdurabilirdi? Hangi dil, hangi ırk ve hangi töre masumların içinde yandığı bu ateşi söndürmek için bir çatı altında buluşabilirdi?
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Fani Dünya
Hz. Ali Radiyallahü Anh dünyayı târif ediyor: “Âyet-i Celîle ve nice delillerle kötülüğü iyiliğinden çok olduğu bildirilen şu dünya, güzel bir kadın gibi yüz gösterip insanları kendisine çekmekte ve onları hayâle sığmayan hileleriyle helâk etmekte. O, peşinde koşandan kaçar. Yüz gösterse de kötülüğünden emin olunmaz. Bir saat iyilik etse, bir
Bakış açısı
"Her yerde her zaman güzel şeyler vardır. Sadece bakmayı bilmen gerek."
Fani Dünya
Hz. Ali Radiyallahü Anh dünyayı târif ediyor: “Âyet-i Celîle ve nice delillerle kötülüğü iyiliğinden çok olduğu bildirilen şu dünya, güzel bir kadın gibi yüz gösterip insanları kendisine çekmekte ve onları hayâle sığmayan hileleriyle helâk etmekte. O, peşinde koşandan kaçar. Yüz gösterse de kötülüğünden emin olunmaz. Bir saat iyilik etse, bir
"Her yerde her zaman güzel şeyler vardır. Sadece bakmayı bilmen gerek."
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
"Ben ileri gitmek istiyorum. Sürekli omzunun üzerinden geriye bakarsan, atacağın her adım için endişelenirsen bir yere varamazsın. Tereddüt öldürür."
Sayfa 118Kitabı okudu
Küçük düşünen insanlar, sanırım beklentilerinin büyük kısmını seksle karşılayabilir. Ama büyük düşünenlerin çoğu soğukkanlı bir gülümsemeyle orta parmaklarını havaya kaldırıp ölüme meydan okuduğunda kendini canlı hisseder.
"Sana bir şey söylemek istiyorum doktor. Garip bir rüya gördüm. Bir ses bana bir dilek hakkım olduğunu söylüyordu, sadece ne bilmek istediğimi söyleyecektim ve bütün sorularım cevaplanacaktı. Ne sordum dersin? Savaşın benim için ne zaman biteceğini sordum. Ne demek istediğimi biliyorsun doktor: Benim için! Bizim, kampımızın ne zaman özgürleşeceğini ve istıraplarımızın sona ereceğini bilmek istedim." "Bu rüyayı ne zaman gördün?" diye sordum. "1945 senesinin Şubat ayında" dedi. O sırada mart başlangıcıydı. "Rüyandaki ses ne yanıt verdi peki?" Gizlice fısıldadı: "30 Mart." F. bana bu rüyayı anlattığında, rüyasındaki sesin doğru söylediğine inanmış durumdaydı fakat vadedilen gün yaklaştıkça, kampımıza savaşla ilgili ulaşan haberler, bizim söz konusu gün serbest bırakılmamızın pek olası olmadığını gösteriyordu. 29 Mart'ta F. aniden hasta düştü ve ateşi çok yükseldi. Rüyasındaki sesin ona savaşın ve istirapların onun için sona ereceğini söylediği gün olan otuz martta ise deliryuma girerek bilincini kaybetti. 31 Mart'ta öldü. Dışarıdan görünen tifüsten öldüğüydü.
Cennet ateş yeri değil!!!
Şeyh Altıparmak bir rüya görmüş: Rüyasında kıyâmet kopmuş, hesaplar görülmüş, Şeyh Altıparmak da cennete girmeye hak kazananlar arasında cennete girmiş. Kendisine yerini göstermişler, mükemmel ikramlar, serirler, koltuklar hazır... Geçmiş oturmuş. Tiryakilerin canı iki yerde çok sigara istermiş. Biri; çok sıkıntılı anlarda. Diğeri; çok huzurlu anlarda. Altıparmak'ın da cennete varıp oturunca canı sigara istemiş. Hemen cebinden tabakasını çıkarmış, sigarayı sarmış, ağzına götürmüş, fakat yakmak için ateş yok. Etraftaki hizmetkârlara sormuş: "-Bunu yakacağım, ateş yok mu?" Demişler ki: "-Yâ Şeyh! Biliyorsun burası cennet, cennette ateş olmaz. Bunu tutuşturmak istiyorsan, bir yol cehenneme gidiver!" O an sigara içme arzusu öyle bastırmış ki, Altıparmak elinde sigarası cennetten çıkmış ve cehennemde sigarayı yakıp tekrar cennetin kapısına yönelmiş. Yine o çok özlediği dumanlar içerisinde cennetin kapısına varmış, bakmış ki, kapı kapanmış. Kapıyı vurmuş. İçeriden seslenmişler: "-Kim o?” "-Ben Şeyh Altıparmak! Ben cennetlikler arasındayım! Açın kapıyı!" "-Ne istiyorsun?" "-Yerime geçmek istiyorum.” "-Ya Şeyh eğer cennete girmek istiyorsan, at ağzındaki ateşi, çünkü cennet ateş yeri değil!” Şeyh Altıparmak bu cevabın sıkıntısı ile kan-ter içerisinde uykusundan uyanmış hemen abdest almış. Yetmiş defa tövbe secdesine kapanıp; «Tövbe yâ Rabbi, tövbe yâ Rabbi!..» diye istiğfar etmiş.
464 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.