. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
cızırtılı şarkılar
Emre’yle arabanın içindeyiz. Derken deniz kıyısından epeyce yüksekte bir çay bahçesinin önüne, kocaman bir kameriyenin altına park ediyor arabayı. Pembeli morlu beyazlı çan çiçekleriyle bezeli, tül yapraklı bir sarmaşık seli bütünüyle örtmüş kameriyeyi. Bu şehre kaçıncı gelişimiz ama yine her zamanki heyecanla “gerçek değil bu” diyorum, “bu
Reklam
Sahip olduğum her şeyi, içinde huzur bulacağıma emin oldu­ğum bir rüyaya karşılık feda edebilirdim. Rüya tasarlayana kadar da, dünyanın iflah olmaz maddeselliğini temsil eden her şeye başkalarının hayatlarını, hikayelerini, çöllerini, bi­linçlerinin altında ve üstünde hareket halinde olan renkleri didikleyerek ya da kitap okuyarak direniyordum. Başkaları­nın yerine yaşadıkça, yeni ruhları keşfettikçe, hem rüyalarım için malzemeler toplamış oluyor hem de huzursuzluğumu seyreltiyordum
Gün tüm yorgunluğuyla sızarken köklerime Havf ve reca arasında bir yerde Çiğdem çiçeğinin boynunda bir saat Bir saat ki helâk olunan günlerin sırrı Çamurun kalbinden görüyorum oysa izimi Duvarında asılıyım kendi tüfeğimin Az bir merhamet çokça huzursuzluk tozu yuttum bir gece Tutup söktüm tunç dikenlerimi bir bir İri kemik, kıraç bir rüya, körelmiş bıçak gibi Anladım artık Işığı sönmeyince içimin görünmüyor dünyanın renkleri Sinem Çağlancı edebifikir.com/siir/dunyanin-r...
Seninleyken zaman öyle başka akıyor ki... Sanki dış dünyayla bütünleşiyorum. İşin içine müzik de giriyor, mekân da, doğa da. Renkleri bambaşka bir rüya gibi. Üstelik uçuyorum. Seninleyken zaman çok güzel bir melodi fısıldıyor bana.
Sayfa 86 - Everest Yayınları - Karakter : KenanKitabı okudu
Musiki, gaib bir alemin rezonansında ruhların titreşimi. Bu titreşimlerin perde perde zamana aktarılışı. Zamanın saat dışında matematik ve hendese ile tekrar ölçümü ve ayar edilişi. Musiki saniyeler muvacehesinde anların mühendisliği, yayılımı ve yükselişiyle gözle görülmez bir mimarisi. Kalbe inen en kısa yokuş, ve semaya yükselen en kısa merdiven. . Yusufun kuyusundaki sükut musiki, Burak'ın gerili kanatlarındaki titreşim musiki, cebel-i nuru tırmanan adımlar musiki, Taif'te kanayan ayaklar musiki, Tur dağında yanan ateş musiki, İsmail'in babasına bakışı musiki... . Yeşil Camii'nin çinisi, Ulu Camiin hattı, Muradiye'nin hüznü musiki...Fatih, Beyazıt, Eyüp, Üsküdar...Surları döven şahilerin nefesleri musiki...Süleymaniye'nin minareleri güfte, rast ve segah yükselen ezanlar musiki...Sinan'ın kubbeleri, Yesari'nin hattı, Levni'nin renkleri, Itri'nin hayatı musiki...Nefs-i İstanbul'un yattığı yatak, baş koyduğu yastık, gördüğü rüya musiki...Haliçin çizdiği kavis, lodosun sürüklediği hülya musiki...
Reklam
56 syf.
·
Not rated
·
Read in 2 hours
"Sen bu tenha sokağın biricik yolcususun. Ey benim tek arkadaşım, benim en sevdiğim, evimin kapıları açıktır, önümden bir rüya gibi geçip gitme." Hintli şair, yazar, ressam, besteci ve mistik sanatçı Tagore'un şiir kitabı. Hint kültürünü eserleriyle Batı'ya tanıttığı için ve Batı Edebiyatının da kendi ülkesinde tanıtılmasında büyük rol oynadığı için Nobel ödülü almış. Karısını ve iki çocuğunu kaybettiği dönemde üretkenleşen yazarın bütün acısı, ilahi yakınma ve sevgisi bu kitaptaki dizelerinde saklı.  İşte birkaç örnek; "Seni dualarımda çağırmasam da, seni kalbimde tutmasam da, bana olan aşkın hala aşkımı bekler." . "Duymadın mı ki çiçek, dikenlerin arasında ihtişamla hüküm sürüyor? Uyan, uyan! Zaman beyhude geçmesin!" . "Sen gök olduğun kadar yuvasın da. Ey güzel sen, orada, yuvanın içinde ruha renkleri, sesleri ve rayihaları katan senin aşkındır." . ​"Seni her zaman sessiz bir şaşkınlıkla dinlerim.Senin musikinin ışığı dünyayı aydınlatır, senin musikinin hayatdar nefesi göklerden göklere koşar."
Gitanjali
GitanjaliRabindranath Tagore · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20151,167 okunma
ÖMER SEYFETTİN anlatıyor...
“Ben Gönen'de doğdum. Yirmi yıldan beri görmediğim bu kasaba hayalimde artık seraplaştı. Birçok yer unutulan eski uzak bir rüya gibi oldu. O zaman genç bir yüzbaşı olan babamla her vakit önünden geçtiğimiz Çarşı Camisini, karşısındaki küçük, harap şadırvani, içinde binlerce kereste tomruğu yüzen nehirdiği, bazen yıkanmaya gittiğimiz sıcak sulu hamamın derin havuzunu şimdi hatırlamaya çalışırım. Fakat bir duman önüme yığılır, renkleri siler, şekilleri kaybeder...”
Tüm evren senin içinde senden sana çalışıyor
Gözlerinizi kapatıp rüya gördüğünüzde ya da gözünüzde canlandırdığınızda, gözünüzde canlandırdığınız resmin renkleri ve ışığı var mı? Var değil mi? Bu ne demek o zaman? -Sizin kendi ışığınızı yarattığınız demek.
125 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Attila İlhan tarzıyla kendine has, şiirlerinden duygu akan bir şair. Çok keskin, acılı, siyasi ve tüm şiirlerinde çok yoğun bir anlatıma sahip. Eserlerinin hepsini okumak gerek. Birçok şiiri şarkıya dönüştürülmüş, bazı dizeleri atasözü gibi kullanılır olmuş usta bir kaleme sahip. Bu eserde fark ettiğim kırmızı, mavi, yeşil gibi renkleri kullanarak resim gibi sahneler kurduğu oldu. Rakı, toz, gece, yıldızlar sevdiği kelimeler gibi geldi bana. Hep yarım kalan buğulu anlar ve anılar, benzersiz betimlemeler, duyguyla vuran söyleyişlerle dolu. Ne güzel demiş, ah be nasıl da söylemiş, işte tam da bu diyorsunuz bazen. Bazen kirpikleriniz ıslanacak gibi oluyor, bazen küfretmeye ramak kalıyor. Bende Attila Ilhan'ın her şiiri bitmeyen bir rüya gibi hissettirir. Uyansa da insan etkisinden kurtulamaz uzun süre. Sonsuza dek yazsaydı diyeceğim yegane kalemlerden. İyi ki bu dünyadan bir Attila İlhan geçti. Şiirle kalın, iyi okumalar diliyorum.
Elde Var Hüzün
Elde Var HüzünAttila İlhan · Bilgi Yayınevi · 19923,503 okunma
Reklam
Çiçekler samimi değil, aziz dostum. Renkleri büyülü. Gövdeleri narin. Yaprakları süslü. Oysa gerçek bu mu? Söyler misiniz. Kaktüsün hiçbir şey vaat etmeyip nadiren sunduğu küçük bir çiçek. O dikenlerin arasında patlayan kuvvetli renk. Gerçeğe daha yakın değil mi? Diyebilirim ki gerçek o. Ama insan gerçeği istemiyor. Bu yüzden. Hayal kurar gibi seviyorlar çiçekleri. Hayal kadar kırılgan, düş kadar uydurma bir ilişki bu. Abartıyor muyum? Hayır. Düşünün biraz. Dostumuz da sevgilimiz de tozpembe kokularıyla gelip sarılmazlar mı bize. Dikenlerini batırıp giderler.
.. içinde olduğu düşün nasıl gelişeceğini görmek için kendini zorluyor. Demek ki düşünde her şey yolunda – düşün renginin dışında. Daha önce hiç böyle renkleri olan bir rüya görmemişti: Soylu bir siyahın içinde beliren, vahşi bir kızıllık, şakalaşırcasına bir görünüp bir yiten, hummalı bir sarı. Kolayca elde edilmiş bir kadının giysileri gibi. .
Sayfa 14 - SelKitabı okudu
"Umut, tutunacak son dal değil, ayağa kalkmanın ilk adımıdır. Umut, pembe bir rüya da değil, karanlıkta önce grileri sonra diğer renkleri seçebilmektir."
Demek ki düşünde her şey yolunda - düşün renginin dışında. Daha önce hiç böyle renkleri olan bir rüya görmemişti: Soylu bir siyahın içinde beliren, vahşi bir kızıllık, şakalaşırcasına bir görünüp bir yiten, hummalı bir sarı. .
Sayfa 14 - SelKitabı okudu
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Bazen okuduğunuz kitapla aranızda bir bağ oluşur, okuduğunuz satırlarda kendinizi bulursunuz ve yaşadıklarınızla karşılaştırırsınız. İşte bu kitap bana bu duyguları yaşattı. Asu gibi olduğum günler geldi aklıma. Siyah ya da beyaz olduğum, gri olmayı başaramadığım dönemler... ️ Kitabı Asu ve annesi Handan'ın anlatımıyla okuyoruz. Asu ailenin tek
İnkarnadin
İnkarnadinNurten Kelleveziroğlu Tosun · Salon Yayınları · 202150 okunma
166 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.