Siz kendinizi siyasetin ve solun içinde mi buldunuz?
Yerlerde dolaşıyoruz, dinliyorum, bazen yanlarına oturuyorum. Sabahattin Ali'nin hanımı annemin çok iyi arkadaşıydı. O sırada da Sabahattin Ali'yi hapse attılar. Hanımı yalnız, annemle beraber epey vakit geçiriyorlardı; kızı Filiz bizim yaşta, üçümüz oynuyoruz. Bazen de bize gece yatısına geliyorlardı galiba. Bir gece -tabii ayrıntısını değil a ma olayı film sahnesi gibi hatırlıyorum- kapı çalındı. Bir vaveyla, ağlaşmalar. Sabahattin Ali'nin hanımı ile annem ağlaşıyor. Ne oluyor derken Sabahattin Ali'yi o gece Bulgar sınırında vurduklarını öğrendik. Altüst olduk. O zaman Sabahattin Ali'nin annem de çok severdi kitaplarını- "Kürk Mantolu Madonna"yı okumuştum. Başka birçok hikâyelerini de. Annemin kütüphanesi var tabii ki, bir sürü de Nazım Hikmet kitabı... Hepsi o zaman çıkmış, ama yasaklanmıştı, tam böyle baskıcı İsmet Paşa dönemi. Bir sürü aileyi içeri atıyorlar. Bu hadiseler olunca annem korktu, kitapları topladı, yaktı. Çok üzüldüm. !!!
"Ürettiği bilimsel teorileri bir yana bırakırsak -ki asla bi- rakamayız- hayatı roman olacak kadar zengin bir dahi vardı karşımda. Descartes'ın "Düşünüyorum, öyleyse varım" sözünü "Varım, öyleyse düşünüyorum" olarak okuyan Sinanoğlu, çok renkli, çok ilginç, çok yönlü, tüm dâhiler gibi sıradışı bir insan O."
Asıl ruh hayatımı , ruhumun kafa kağıdını resimledirmek isterdim.
Sayfa 20 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okuyor
Bir çocuğun meraklı ve ayrıntıları kaçırmayan gözleri; bir sanatçının doğaya, insanlığa ve özgürlüğe âşık ruhu; bir bilgenin tevazu ile yoğrulmuş derin hayat bilgisi; bir vatanseverin kültürüne, kimliğini araştırıp ondan aldığı güçle duyduğu gururu; bir dâhinin şaşırtıcı ve keskin zekâsı... (İşte Oktay Sinanoğlu)
PERŞEMBE SUNUMDAYIM
"Geriye bakmak âdetim değildir. Hep bugün ve yarınla meşgul oldum."
(Diyen Oktay Sinanoğlu söyleşisine değineceğiz.)
Yahudiler ,Amerika Birleşik Devletleri'nin mali kaynaklarının hâkimidirler.
Sayfa 431Kitabı okudu
O gün, bir alkış yağmuru altında gitmek isterdim.
Tekrarı olmayacak.
Bu dünyadan hiçbir şey götürmeden gidiyorum, sadece Sylvie’ye karşı muazzam miktarda pişmanlık ve minnet duygusu hariç. O, benden hiçbir şey istemeksizin, bana her şeyi verdi
Küçük oğlan yanımdan ayrılmadan önce cebinden plastik tabancasını çıkardı, üzerime doğrulttu ve “Pavv” dedi, “öldün sen.”
Çocuktan al haberi.
Oscar Wilde şöyle yazmış: “Hepimiz çukurdayız ama aramızdan bazıları yıldızlara bakıyor.” Ben burnu havada biri gibi görünme ve kafamı kırma uğruna yıldızlara baktım.
Beni Moliere gibi geceleyin gömsünler isterdim
Yıldızlar yüzünden
Gelincikleri daima orkidelere tercih ettim. Özellikle şiirdeki metin yorumlamaları, metin çözümlemeleri aklıma otopsileri getirirdi
Bazı çok güzel kitaplar benim için kurşundan sayfalardı, onları çevirecek gücüm yoktu. Pek çok başyapıtın yanından geçtim. Proust’u bütünüyle okumadım. Prevent’I Mallarme’ye tercih ettim